Başbakan Yardımcısı Bozdağ: (2)

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanı bizzat kendisini, yetkilileri ve partilileri de genel başkanlarını Türkiye'nin cumhurbaşkanlığına layık, ehil görmüyorlar da onun için bugüne kadar 'Kılıçdaroğlu adayımızdır.' demiyor, diyemiyorlar. Daha ehil birini arıyorlar. 'Kılıçdaroğlu'ndan daha ehil birini bulalım, cumhurbaşkanlığına bizim genel başkanımız ehil değil, layık değil.' diyorlar." dedi.

ABONE OL
GİRİŞ 11.03.2018 20:48 GÜNCELLEME 11.03.2018 20:48 GÜNCEL
Başbakan Yardımcısı Bozdağ: (2)

Bozdağ, Bartın Kültür Merkezi’nde düzenlenen AK Parti Siyaset Akademisi programında yaptığı konuşmada, yeni dönemin, sadece yeni hükümet sisteminin hayata geçtiği, devletin yeni hükümet sistemine göre kurumlarının yeniden şekillendirildiği bir dönem olmayacağını, aynı zamanda yeni ve sivil anayasanın milletin verdiği yetki ve onay doğrultusunda hayata geçirildiği dönem olacağını söyledi.

Milletin ve devletin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki güçlü yürüyüşünün bundan sonra da milletin duası ve desteğiyle aynı hızda devam edeceğini belirten Bozdağ, "Seçime dönük hep beraber hazırlık yapıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanı da yapıyor, diğer partilerin genel başkanları da yapıyor. Kılıçdaroğlu'nun bir tekerlemesi var, hemen hemen neredeyse konuşmalarını pek çoğunda cumhurbaşkanına çağrı yapıyor. 'Hadi' diyor, 'Gel, bir televizyon programına çıkalım, beraber tartışalım, millet karar versin. Kaçma.' diyor. Onu kim diyor? Genel başkan olduğu günden bu yana 2 halk oylaması, 1 cumhurbaşkanlığı, 3 milletvekilliği, 1 de belediye seçimi olmak üzere toplam 7 seçimi cumhurbaşkanına karşı kaybetmiş olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin lideri söylüyor." değerlendirmesinde bulundu.

- "Yüreğin varsa Halep orada, arşın burada"

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, yenilen pehlivanın güreşe doymayacağının söylendiğini anımsatarak, "Adam güreşe doymamış, habire 'Gel bakalım. Olmadı, bir daha, olmadı bir daha.' Yahu Sayın Kılıçdaroğlu, siyasetin rekabet yeri televizyonun ekranları değildir. Siyasetin rekabet yeri meydanlardır. Bartın'ın, Ankara’nın, İstanbul’un meydanıdır. Siyasette rekabetin yeri sandıktır, sandık. Siyasette rekabet edenlerin hakemi de halktır, halk. Madem öyle, o zaman çık de ki 'Ben 2019’da cumhurbaşkanı adayıyım. Cumhurbaşkanı adayı olarak AK Parti'nin, MHP'nin adayı Recep Tayyip Erdoğan'la rekabete varım.' Yüreğin varsa Halep orada, arşın burada." ifadelerini kullandı.

CHP'nin bugüne kadar adayını açıklamadığını, Kılıçdaroğlu'nun, 'Ben aday olacağım.' diye net konuşamadığını anlatan Bozdağ, şöyle devam etti:

"Niye konuşmuyorlar biliyor musunuz? Emin olun Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanı bizzat kendisini, yetkilileri ve partilileri de genel başkanlarını Türkiye’nin cumhurbaşkanlığına layık, ehil görmüyorlar da onun için bugüne kadar 'Kılıçdarıoğlu adayımızdır.' demiyor, diyemiyorlar. Daha ehil birini arıyorlar. 'Kılıçdaroğlu'ndan daha ehil birini bulalım, cumhurbaşkanlığına bizim genel başkanımız ehil değil, layık değil.' diyorlar. 'Tayyip Erdoğan gibi bir pehlivanın karşısına böyle çapsız birini çıkarırsak perişan oluruz.' diyorlar. Bir parti düşününün, genel başkanını Türkiye’nin cumhurbaşkanlığına ehil görmüyor. Bir partinin genel başkanını düşünün, kendini Türkiye’yi yönetmeye ehil görmüyor ve milletinden kendini tercih ettiği birine oy vermesini bekliyor. Millet size niye inansın. Madem siz kendi genel başkanınızı Türkiye’nin cumhurbaşkanlığına ehil görmüyorsunuz da CHP’nin genel başkanlığında niye tutuyorsunuz? O zaman değiştirin onu başka birini getirin, ehil olan birini Cumhuriyet Halk Partisi'nin başına getirin ama onu da yapamadılar, yapamıyorlar."

- "Türk halkı sana niye oy versin?"

Yeni sistemle iktidar ve parlamento seçiminin ayrı hale getirildiğini de hatırlatan Bozdağ, vekillere oy vermenin onların iktidar olacağı anlamına gelmediğini ifade etti.

İktidarı, cumhurbaşkanına verilecek oyun belirleyeceğini belirten Bozdağ, "Eğer bir parti, cumhurbaşkanı adayı olmazsa veya bir ittifak içinde yer almazsa o zaman 'Ben Türkiye’de iktidara talip değilim.’ demektir. Eğer Cumhuriyet Halk Partisi, ana muhalefet partisi olarak genel başkanını aday yapmazsa o zaman ülkeyi yönetmeye talip değil demektir. O zaman sen Türkiye’yi yönetmeye talip değilsen, Türkiye’nin iktidarına talip değilsen, Türk halkı sana niye oy versin? Meclis’te her gün nutuk çekmek için mi oy versin? Millet iktidar istiyor, Cumhuriyet Halk Partililer iktidar istiyor ama genel başkanı iktidara talip olmuyor. Böylesi bir anlayış olabilir mi? Hem 'ana muhalefetim' diyeceksiniz hem de iktidara talip olmayacaksınız. Onun için bakın o yana bu yana kıvranmalarının altında seçimi kaybedeceğine dair inançları yatıyor. O yüzden meydana cesur bir şekilde çıkamıyorlar. 10 Ağustos 2014 seçimini hatırlayın. Çatı aday koydular ama bu millet çatıyı onların başına yıktı." diye konuştu.

Ülkede ittifakın gündemde olduğunu ve AK Parti'yle MHP'nin 2019 seçimlerine giderken ittifakla seçime gireceklerini açıkladıklarını anımsatan Bozdağ, "Bir milli mutabakat komisyonu kuruldu, ittifakın yasal zemini ve yasal çerçevesi çizildi. Bu hafta genel kurulda görüşülecek ve yasalaşacaktır. Neyi getiriyor bu? Milletin gözünün önünde dürüst siyaset yapmak isteyenlere, dürüst siyasetin ilkelerini, esaslarını getirip milletin önüne koyuyor. Milleti aldatmaya gerek yok. İttifak yapacaksanız işte yasal zemin. İster beraber ittifak yapın, ister partinin başka bir listesinde partisinden istifa etmeden yer almasına imkan verecek bir ittifak yapın ama bunu aleni yapın. Milletin gözünün önünde yapın." ifadelerini kullandı.

Bozdağ, koalisyon eleştirilerine yönelik ise bunun, seçimden sonra ortaya çıkan, hükümet kuramamanın doğurduğu zaruretin doğal sonucu ve parlamenter sistemin ürünü olduğuna değinerek, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde koalisyon yoktur. Koalisyon iktidarı görevde kaldığı sürece parlamentonun güvenoyuna dayanır, güvenoyu gittiği zaman 'küt' diye düşer ama cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi güvenoyunu doğrudan sandıkta halktan alır, sandığın iradesine dayanır, parlamento güvensizlik oyuyla cumhurbaşkanı hükümet sistemine son veremez, cumhurbaşkanını iktidardan indiremez. Çünkü iktidara getiren de iktidardan götüren de halktır." dedi.

- "28 Şubat darbesinin destekçisi CHP'ydi"

AK Parti'nin kurduğu ittifakın karşısında, "Biz ilkeler üzerinde düşünüyoruz." diyenlerin de milleti aldattığını söyleyen Bozdağ, "AK Parti ve MHP, ilkeler üzerinde düşünmedi mi? Biz ilkeleri yasaya yazıyoruz, bir de açık açık yazıyoruz. Bunlar ne diyorlar, bir araya gelip de ittifakı açık açık konuşmaktan çekiniyorlar. Neden birbirine benzemez yapılar. Bir tarafta Saadet Partisi ile flört yapıyorlar, öte yandan PKK’nın Meclis’teki uzantısı partiyle flört yapıyorlar, öte yandan Bartın’ın vatansever Cumhuriyet Halk Partililerine diyorlar ki 'Bizi görün ha.' Nasıl görecek sizi. Evlatlarını şehit gönderen terör örgütünün uzantılarıyla aynı masada mı görecek sizi? Meclis’te, 'Afrin’de sivilleri öldürüyorlar.' diyorlar. Kim diyor bunu, terör örgütleri diyor. Başka kim diyor, Meclis’teki uzantıları diyor. Bugüne kadar tek bir sivilin burnu kanamadığı halde terör örgütünün propagandasını orada yapıyorlar. Korkuları, bu benzemezleri bir araya getirmenin CHP’nin ve tabanına anlatmanın verdiği zorluktandır." diye konuştu.

Bozdağ, son dönemlerde AK Parti ve Cumhurbaşkanı'na düşmanlık yapan çevrelerin en çok iltifat ettiği partinin, Saadet Partisi olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:

"Çok iltifat ediyorlar. Televizyonlara bakın çağırıyorlar. Başka zaman kapılarına koymazlar, gazetelerinde bir satır yer vermezler ama 16 Nisan öncesinde olduğu gibi yeniden iltifat ediyorlar. Niye iltifat ediyorlar biliyor musunuz? Samimi Saadet Partili kardeşlerim de bunu çok iyi biliyorlar. Onları sevdiklerinden iltifat etmiyorlar. Saadet Partisi'nin lideri, bu düşüncenin mimarı muhterem Necmettin Erbakan'ı sevdiklerinden, onun temsil ettiği adil düzen anlayışını sevdiklerinden, Saadet Partilileri sevdiklerinden değil. Bu köhnemiş zihniyetin sahipleri AK Parti’ye zarar verme ihtimali olduğu için size değer veriyorlar. Emin olun. 28 Şubat 1997 darbesini hep birlikte yaşadık. Necmettin Erbakan merhuma ve onun yol arkadaşlarına dünyayı ve Türkiye'yi dar eden kimdi, CHP'ydi. 28 Şubat darbesinin sokaktaki, Meclis’teki en büyük alkışçısı, destekçisi CHP'ydi. 'İmam hatiplerin kökünü kazıyacağız.' diyen yine bunlardı. 28 Şubat’ta Refah Yol iktidarının düşmesini sivil kanat olarak destekleyen bunlardı. Peki, AK Parti ne yaptı? 28 Şubat'ın bütün zararlarını ortadan kaldıran adımları attı. Şimdi 28 Şubatçılar, millet adına Türk yargısına hesap veriyor. Yargı millet adına onlardan hesap soruyor. Onun için çok net söylüyorum, böyle bir yaklaşım, rahmetli Erbakan Hoca'nın kemiklerini sızlatır."

(Bitti)

KAYNAK : AA