Bozkırın ortasına kurdu, sipariş yağıyor

Konya'da eczacı Muammer Şen, eşi Merve bozkırın ortasına kurduğu 'organik' çiftlikle hayallerini gerçekleştirdi.

ABONE OL
GİRİŞ 11.05.2017 09:23 GÜNCELLEME 11.05.2017 09:23 Başarı Hikayeleri
Bozkırın ortasına kurdu, sipariş yağıyor

Konya'da eczacı Muammer Şen, eşi Merve ile 4 yıl önce 20 bin metrekare alana kurduğu çiftlikte yaklaşık 60 çeşit organik ürün yetiştiriyor. Elektriğin güneşten karşılandığı, zararlılarla kimyasal ilaç kullanmadan mücadele edilen çiftliğe gelenler, sepetlerle istediği ürünü eliyle toplayabiliyor, kendilerine tahsis edilen alanda üretim yapabiliyor .

Eczacı Muammer Şen, çocukluk hayalini gerçekleştirmek için Takkeli Dağ'ın eteğinde verimsiz olarak nitelendirilen arazide organik tarım yapmak için çalışmalara başladı.

Ürünün az veya çok olmasını önemsemeden çalışmalarını sürdüren Şen çifti, 4 yıl önce kurdukları ve oğulları Temmuz'un adını verdikleri çiftlikte Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından onaylı organik tarım sertifikası olan 20 çeşit tıbbi aromatik bitki, 10 çeşit meyve ve çeşitli gıdalar üretiyor.

Günlerinin büyük bölümünü burada geçiren Şen çifti, ürettikleri organik yumurta, salça, pekmez, tıbbi aromatik bitki ile meyve ve sebzeleri, çiftliği belli aralıklarla ziyarete gelen yaklaşık 50 aileye uygun fiyatlarla sunuyor.

Çiftliğe gelenler, kendilerine verilen sepetlerle istediği ürünü kendi eliyle toplayabiliyor, dileyenler kendilerine tahsis edilen alanlarda üretim yapabiliyor.

 "ORGANİK TARIM YAPMAK KOLAY DEĞİL"

Muammer Şen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kurduğu organik çiftlikte ürünlerin bir kısmını kendi ihtiyaçları ve özellikle 3 yaşındaki oğulları Temmuz için ürettiklerini belirten Şen, kalan kısmını ise yakın çevreleri ve çiftliğe gelenlerle paylaştıklarını dile getirdi.

Şen, çiftlikteki toprağın verimli olmadığına işaret ederek şöyle konuştu: "Organik tarım yapmak kolay değil. Buradaki toprak kireçli ve alkali. Adaçayı, kekik, ekinezya, sarı kantaron, melisa, lavanta gibi çeşitli tıbbi bitkileri buraya ektik. Ürünlerimizi sertifikalandırmak için organik sertifika müracaatında bulunduk. Bunun için yaklaşık 4 yıl bekledik. Organik sertifikalı ekinezya, sarı kantaron ve adaçayı ürettik. Şu an çiftliğimizde 20'nin üzerinde türde üzüm yetiştiriyoruz."

KİMYASAL YERİNE BİYOLOJİK MÜCADELE

Üretimde kimyasal tarım ilaçları kullanmadıklarına dikkati çeken Şen, şunları söyledi: "Çiftliğimize uğur böceği kolonisi getirdik çünkü uğur böceği günde yaklaşık 35 yaprak bitiyle beslenir. Bitlere ve hastalıklara karşı mücadelemiz bunlarla oluyor. Kuşlara müdahale etmiyoruz, bitkilerin üzerine file çekiyoruz. Yine yılanlara ve farelere müdahale etmiyoruz. Farelerle mücadeleyi kedilerimiz yapıyor. Yani doğadaki herhangi bir şeye müdahale edip dengeyi bozmuyoruz."

ELEKTRİK ENERJİSİ GÜNEŞTEN

Şen, kurdukları serada kendi fidelerini yetiştirdiklerini, hastalıklı fideyi çiftliklerine sokmadıklarını ifade ederek şöyle devam etti:

"Çiftlikte bir yaşam tarzı oluşturmaya çalıştık. Burada elektrik ihtiyacı güneş enerjisi kullanılarak sağlanıyor. Kendi ekmeğimizi kendimiz yapıyoruz. İnsanların çocuklarıyla birlikte gelerek dalından meyve ve sebzelerini toplamaları bizlere mutluluk veriyor. Çocuklar burada üretmeyi öğreniyor, doğayı tanıyorlar. Burada 60 çeşit ürün yetişiyor, bunu önümüzdeki yıllarda artıracağız. Ürünlerimizi gölgede ve ince tel örgüyle çevrili yerlerde kurutuyoruz. Şekerli meyvelerimizi, salçalarımızı ve pekmezimizi ise çatısı cam bölümlerde tutuyoruz. Böylece ürünlerimizi haşereden ve tozdan korumuş oluyoruz."

ANKARA'DAN HIZLI TRENLE GELENLER VAR

Merve Şen ise öncelikle kendileri ve yakın çevreleri için üretim yaptıklarını anlattı. Ayrıca sosyal medya üzerinden iletişime geçen birçok aileden sipariş aldıklarını aktaran Şen, şunları kaydetti:

"Özellikle meyve ve sebze sezonunda Ankara'dan hızlı trenle gelen, Konya'dan hafta sonları burayı ziyaret eden aileler var. Buraya gelip temiz hava alıyor, toprakla buluşuyorlar. İstanbul'dan yaklaşık 30 aile sebze meyvesini, bitki çaylarını bizden temin ediyor. Onlara da artık 'aile dostlarımız' diyoruz."

KAYNAK : AA