Süleyman Nazif kimdir? Çal Çoban Çal'ın yazarı Süleyman Nazif edebi kişiliği ve eserleri...
Divan Şiiri'nin önemli şairlerin biri olan Süleyman Nazif'in hayatı oldukça dikkat çekici. Çal Çoban Çal isimli eserinin de şairi olan Süleyman Nazif'in edebi kişiliği ve yazdığı döneme damga vuran üslubu ile tanınıyor. Peki Süleyman Nazif kimdir ve nerelidir? İşte Süleyman Nazif hakkında tüm bilinmeyen detaylar...
ABONE OLSüleyman Nafiz, 29 Ocak 1870'de Diyarbakır'da dünyaya geldi. Şair ve tarihçi Mehmed Said Paşa'nın oğludur. Ayrıca, Serveti-i Fünun şairlerinden biri olan Faik Ali Ozansoy'un abisidir. Doğduğunda, dedesinin ismi kendisine verildi.
Çocukluk dönemini babasının işi dolayısıyla farklı şehirlerde geçirdi. İlköğrenimine Harput'ta (günümüzün ismi ile Elazığ'da) başladı. Daha sonra, Diyarbakır, Mardin, Maraş gibi şehirlerde öğrenimine devam etti.
Mardin'de, Abdulkreim Sabit ve Ferit Bey'den özel olarak, edebiyat, tarih, mantık ve gramer dersleri aldı. Ermeni bir Papaz Aleksander Gregoryan'dan ise Fransızca, Muş Müftüsü'nden ise Arapça eğitimi aldı.
1892'de babasını kaybetti. Daha sonra aktif çalışma hayatına atıldı. İlk başta Diyarbakır Valiliği'nde katiplik yapmaya başladı. Diğer yandan Diyarbakır Gazetesi'nde başyazar olarak görev aldı. Bir dönem ise Vilayet Matbaası'nda yöneticilik yaptı.
Bu gazetede yöneticilik yaparken burada yazılar yazmaya başladı.
MUSUL'A GİTTİ
Vilâyet Gazetesi'nde yazdığı dönemde, Diyarbakır ve çevresinde meydana gelen Ermeni Ayaklanması kapsamında yazdığı telgraftaki üslubu dikkat çekti. Bundan dolayı, olay yeri inceleme ekibinden Kölemen Abdullah Paşa’nın teklifi ile Musul'a gitti.
Yaklaşık 1 yıl boyunca burada Kölemen Abdullah Paşa'nın katibi olarak çalıştı. Daha sonra İstanbul'a geri. döndü.
GAZETECİ OLDU
İstanbul' geldiği dönemde Jön Türkler’e katılmak amacıyla Paris'e gitti. Grubun lideri Ahmed Rıza’nın çıkardığı Meşveret Gazetesi'nde yazmaya başladı.
Yazdığı yazılarda II. Abdülhamid aleyhinde ağır ifadeler kullanması ile gündem oldu. Bir sürenin ardından Ahmed Rıza Bey ile arasındaki anlaşmazlıklardan dolayı İstanbul'a geri döndü.
Ülkeye dönüş yaptıktan sonra Bursa'da vilâyet mektupçuluğu yapmaya başladı. Burada yaklaşık 12 sene boyunca kaldı. Bu süreden sonra Konya'da gönderilmek istendi, Ancak Süleyman Nafiz bunu kabul etmedi ve istifa etti. İstifasıyla birlikte İstanbul'a geri döndü.
YAZILARINDAN DOLAYI İSTANBUL'DAN UZAKLAŞTIRILDI
İttihat ve Terakkî iktidarını üslubu ağır bir şekilde eleştiren Süleyman Nafiz, İstanbul'dan uzaklaştırılarak 1909'da Basra, 1910'da Kastamonu, 1911'de Musul, 1914'te Bağdat'a gönderildi.
Görevine devam ederken diğer yandan da siyasi yazılar yazmaya devam ediyordu. İlerleyen yıllardan tamamen İstanbul'a dönen Süleyman Nafiz, arkadaşı ile birlikte Hâdisât gazetesini çıkardı.
Ayrıca, Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kurulmasında aktif rol oynadı.
SÜLEYMAN NAFİZ ESERLERİ VE EDEBİ KİŞİLİĞİ
İbrahim Cehdi takma adıyla çok sayıda dergi ve gazetelerde yazdı. Servet-i Fünûn’da çoğu sone tarzında manzumeler yayınladı.
-
Gizli Figanlar
-
Batarya ile Ateş
-
Fırâk-ı Irak
-
Bahriyeliler Mektup
-
Fuzuli
-
Tarihin Yılan Hikâyesi
-
Çal Çoban Çal
-
Lütfi Fikri Bey'e Cevap
-
Malta Geceleri
-
Mehmet Akif
-
Yıkılan Müessese
-
Hz. İsa'ya Açık Mektup
-
İki Dost
-
El-Cezire Mektupları
-
Mâlum-u İlâm
-
Victor Hugo'nun Mektubu
-
Boş Herif
-
Kahire
-
Süleyman Paşa
-
İki İttifakın Tarihçesi
-
Batarya İle Ateş
-
Asitanı Tarihte
-
Pierre Loti Hitabesi
-
Namık Kemal
-
Çal Çoban Çal
-
Tarihin İsyan Hikâyesi
-
Nasırüddin Şah ve Babiler
-
Mehmed Akif
-
Kafir Hakikat
-
Çalınmış Ülke
-
İmana Tasallût
-
Galiçya
-
Külliyat-ı Ziya Paşa
-
Kafir Hakikat
-
İki Dost
-
Fuzuli
-
İki İttifakın Tarihçesi
-
Lübnan Kasrı'nın Sahibesi
-
Hitabe
-
Çalınmış Ülke
-
Yıkılan Müessese
SÜLEYMAN NAFİZ'İN VEFATI
Son yılları maddi sıkıntılar ile geçti. 4 Ocak 1927’de hayatını kaybetti. Naaşı, Edirnekapı Mezarlığı’na defnedildi.