Hiciv ve ney üstadı: Neyzen Tevfik

Neydeki ustalığının yanında bağlama, cura ve tambur çalan sanatçı, Şair Eşref'ten öğrendiği hiciv sanatını kaleme aldığı birçok şiirinde kullandı.

ABONE OL
GİRİŞ 18.02.2022 03:20 GÜNCELLEME 18.02.2022 08:04 BİYOGRAFİ
Hiciv ve ney üstadı: Neyzen Tevfik

Neyi ile 100'ün üzerinde plağa imza atan neyzen ve şair Tevfik Kolaylı vefatının 67. yılında yad ediliyor.

Asıl adı Tevfik Kolaylı olan Neyzen Tevfik, Rüştiye Mektebi öğretmeni Hasan Fehmi Bey ile Emine Hanım'ın oğlu olarak 24 Mart 1879'da Bodrum'da dünyaya geldi.

Babası, Samsun'un Bafra ilçesinin Kolay beldesinden olduğu için soyadı kanununun ardından "Kolaylı" soyadını alan Tevfik, 7-8 yaşlarındayken duyduğu ney sesinden çok etkilendi.

Neyzen Tevfik, babasının görevli olduğu Urla'da Berber Kazım'dan ney dersleri almaya başladı. Erken yaşta ney ile uğraşmasının olumsuz etkileri olacağını düşünen babası, Tevfik'i yatılı olarak İzmir İdadisi'ne yazdırdı ancak oğlu, sara hastalığı nedeniyle okulu bırakmak zorunda kaldı.

İzmir Mevlevihanesi'ne giderek kendini neyine veren sanatçı, aynı yıllarda sürgün yeri olarak kullanılan İzmir'de, kovulan aydınların uğrak yeri olan mevlevihanede tanıştığı Tokadizade Şekip, Tevfik Nevzat, Şair Eşref ve Ruhi Baba'nın da aralarında olduğu ünlü isimlerden Türkçe, Arapça ve Farsça dersleri aldı.

İlk şiiri 13 Mart 1898'de yayımlandı

Hocası ve arkadaşı Şair Eşref'in hicvin kapılarını açmasının ardından Neyzen Tevfik'in ilk şiiri 13 Mart 1898'de "Muktebes" dergisinde yayımlandı. Tevfik, aynı yıl medrese öğrenimi görmek üzere babası tarafından gönderildiği İstanbul'da, Fethiye Medresesi'ne kayıt oldu.

Vaktini Galata ve Yenikapı mevlevihanelerinde geçirmeye başlayan usta şair, Mehmet Akif Ersoy sayesinde dönemin müzisyen ve edebiyatçılarıyla tanıştı, bağlama, cura ve tambur çalmayı öğrendi.

Ünlü sanatçı, 20 yaşına geldiğinde artık adını hem usta bir neyzen hem de şair olarak duyurmaya başladı.

Fethiye Medresesi'nden 1901'de ayrılan Tevfik, Fatih'teki Şekerci Hanı'nda ve Çukurçeşme'deki Ali Bey Hanı'nda kalmaya başladı.

Neyzen Tevfik, kendisini derslerine kabul eden Musa Kazım Efendi vesilesiyle Ahmet Mithat Efendi, Muallim Naci ve Şair Şeyh Vasfi gibi edebiyatçılarla tanıştı.

Plak doldurma girişimleri, gençlerle bir araya geldiği toplantılar, gözaltı ve sorgulama süreçlerinin ardından 1902'de Mısır'a gitmeye karar veren Tevfik, ney ve hicivle geçimini sağladığı Mısır'da bir arkadaşıyla Neyzenler Kahvehanesi açtı.

Tevfik, Mısır'dan ayrıldıktan sonra İzmir'e, ardından ise İstanbul'a giderek Çemberlitaş'ta bir han odasına yerleşti.

"Ömrümün 70 yılı binbir hadisat içinde geçti"

İlk kitabı "Hiç"i 1919'da yayımlanan Neyzen, 1923'te gittiği Ankara'da bir süre kardeşi Şefik Kolaylı'nın yanında kaldı.

Sanatçı, 1927'de sara nöbetleri ve alkol kullanımı nedeniyle tedavi görmeye başladı.

Mehmet Akif Ersoy'u görmek üzere 1928'de gittiği Mısır'da yaklaşık bir yıl kalan şair, Muhiddin Üstündağ'ın girişimiyle konservatuvarda görevlendirildi.

"Ömrümün 70 yılı binbir hadisat içinde geçti." diyen Neyzen Tevfik, 28 Ocak 1953'te İstanbul'da hayatını kaybetti ve cenaze namazı Beşiktaş'ta Sinan Paşa Camisi'nde kılındı.

Neyzenlikteki ustalığıyla beraber hiciv sanatını kullanarak şiirlerinde toplumsal konulara değinen Neyzen Tevfik, neyi ile 100'e yakın plak çıkardı.

Şiirleri 1919'da çıkan "Hiç" ve 1949'da çıkan "Azab-ı Mukaddes" kitaplarında toplanan Neyzen Tevfik'in, "Kırk Yıllık Ölü", "Padişahçılık", "Hamam Sefası" ve "Edep" isimli fıkraları bulunuyor.

KAYNAK : AA