Suudi Arabistan-İran arasındaki gerilim
Uludağ Üniversitesi (UÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferhat Pirinççi, Suudi Arabistan ve İran arasında bölgesel çatışmalar veya gerilimler üzerinden dolaylı bir güç savaşının yaşandığını bildirdi.
ABONE OLOrtadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezinde (ORSAM) danışmanlık görevini de yürüten Pirinççi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı’nın, 2012 yılından beri tutuklu bulunan Şii din alimi Nemr Bakır en-Nemr'in diğer 46 "terör suçlusuyla" birlikte idam edildiğini resmi açıklamayla duyurmasının ardından, Riyad-Tahran hattında nüfuz mücadelesinin yeni bir boyut kazandığını söyledi.
Suudi Arabistan ile İran arasında uzun yıllardır süren mezhepsel gerilimin, iki ülke arasında mezhepsel savaşa dönüşmeyeceğini ifade eden Pirinççi, iki tarafın da doğrudan müdahil olduğu bir savaşın taraflara çok şey kaybettireceğini aktardı.
Pirinççi, bu gerilim aslında devam etmekte olan gerilimin bir başka aşaması konumunda olduğunu belirterek, "Suudi Arabistan ve İran, 1980'lerden sonra Lübnan'da, 1980'lerden ve özellikle 2003'ten beri Irak'ta, 2002'den bu yana İran'ın nükleer faaliyetleri nedeniyle uluslararası arenada, 2011'den beri Suriye'de, 2012'den sonra da Yemen'de dolaylı bir mücadele içinde. Bölgesel çatışmalar veya gerilimler üzerinden dolaylı bir güç mücadelesi yaşanmakta" dedi.
Bu gerilimin Suudi Arabistan ile İran'ın sembolik de olsa ilk defa karşı karşıya gelmelerine neden olduğunu vurgulayan Pirinççi, şöyle devam etti:
"Mevcut kriz, bölgede devam eden gerilimi artıran bir gelişme. Bölge ülkeleri Suudi Arabistan ve İran yanlısı olmak üzere bir kez daha taraflarını beyan ettiler veya edecekler. Bu teyit kapsamında Bahreyn, Sudan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Umman, Suudi Arabistan'ın yanında yer alacaktır. Mısır da Sisi rejiminin meşruiyet sorunu nedeniyle her ne kadar açıkça ifade edemese de düşük profilli Suudi yanlısı bir görünüm sergileyecektir. Ancak her halükarda mevcut gerilimin bölgedeki sorunların çözümüne veya tansiyonun düşürülmesine bir katkı sağlamayacağı açık."
- "Geniş bir coğrafyada Suudi Arabistan-İran rekabeti var"
Pirinççi, Suudi Arabistan-İran geriliminin Suriye krizini aşacak bir şekilde yaşandığını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Lübnan'dan başlayıp Basra Körfezi'ne ve Yemen'e kadar uzanan coğrafyada neredeyse her alanda Suudi Arabistan-İran rekabeti var. Ancak bu gerilimde İran-Rusya ve Suudi Arabistan-ABD ilişkisinden bahsetmek çok mümkün değil. Her ne kadar söz konusu iki grubun belirli alanlarda çıkarları örtüşüyorsa da çıkarlarının çatıştığı alanlar yok değil. Bu noktada İran ile Rusya'nın Suud-Amerikan ortaklığına göre daha fazla örtüşen çıkarları bulunmakta. İran ile Rusya, Suriye ve Irak konusunda ve ABD'nin bölgede etkisizleştirilmesi konusunda tam bir görüş birliği içindeler. Oysa Suudi Arabistan, özellikle İran'la nükleer müzakereleri, Suriye politikasındaki hareketsizliği ve Mısır ile Irak politikası nedeniyle ABD'ye karşı tepkili. Ayrıca İran-Suudi Arabistan geriliminde ABD'nin kendi lehine olacak şekilde müdahil olmayacağını düşünmekte."
Bahreyn'in bu gerilime ortak olmasının kaçınılmaz olduğuna değinen Pirinççi, "İran'ın baskısını Arap baharı öncesinde de sonrasında da sürekli ensesinde hisseden Bahreyn yönetimine güvenlik sağlayan ve meşrulaştıran en büyük aktör Suudi Arabistan'dır. Sudan ve Birleşik Arap Emirlikleri de Suudi Arabistan lehine tavır aldı" dedi.
Pirinççi, Körfez ülkelerinin de Riyad yönetimi yanında tavır almasının, söz konusu gerilimde büyük bir oyun değiştirici etkisi olmayacağını belirterek, "Daha ziyade Suudi Arabistan'a psikolojik destek etkisi olacaktır." ifadesini kullandı.