Çocuklara özgüven veren en büyük etken

Psikolog Hilal Arslan, sorumluluk verilmeden koruyup kollanarak yetiştirilen çocuklarda özgüven eksikliğinin daha fazla görüldüğünü söyledi.

ABONE OL
GİRİŞ 07.06.2014 11:59 GÜNCELLEME 07.06.2014 11:59 Çocuk
Çocuklara özgüven veren en büyük etken

Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nden Psikolog Hilal Arslan, sorumluluk verilmeden, koruyup kollanarak yetiştirilen çocuklarda özgüven eksikliğinin daha fazla görüldüğünü söylüyor. Arslan, sorumlulukları ebeveynlerinin üzerinde olan çocukların sorun çözme yeteneğinin gelişmediği ve bu durumun kendini yetersiz hisseden bireylerin yetişmesine sebep olduğunu aktardı. 

Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Arslan, aileleri; çocuklarının yerine her şeyi düşünerek onlara iyilik yapmadıklarını farketmeleri konusunda uyarıyor. Çocuklarda duygularını ifade edememe, hakkını savunamama gibi davranışlarla kendini gösteren özgüven eksikliğinin; aile ve okul hayatını, yetişkinlik dönemini ve iş hayatını da etkilediğine dikkat çekti. Psikolog Arslan, ebeveynlerin çocuklarını kendi eserleri gibi gördüklerinin altını çizerek, "Toplum olarak hata yapmaya karşı toleransımızın düşük olması, örnek çocuk yetiştirmeye çalışırken ebeveynin çocuğu kendi eseri gibi görüp onu kusursuz bir proje yapma çabası içinde olması, aşırı anne babalık çocuğun kişilik gelişimini olumsuz yönde etkiliyor." ifadelerine yer verdi.

Çocuğa yaşına ve yeteneklerine uygun olmayan hedefler verip bunları başarmasını beklemenin de yanlış olduğunu vurgulayan Arslan, "Çocuğa yapabileceğinden zor görevler verilirse çocuk gereksiz yere başarısızlık duygusunu tadar. Aynı şekilde becerileri ve ilgi alanına uygun olmayan görevlerde çocuğa kendini yetersiz hissettirir. Örneğin 2 yaşındaki çocuğa boyama kitabı alır ve dışarı taşırmadan boyamasını beklersek bunu başaramayan çocuk yeteneklerine güvenemez. Halbuki 2 yaş bu beceriyi beklemek için çok erken bir yaştır. Ya da futbol oynamaya kabiliyeti olan bir çocuğu ısrarla keman kursuna gönderip yapamadığında daha çok çalışmasını söyleyerek ona kendini yetersiz hissettirmek yanlış bir değerlendirmedir. Bu nedenle çocuğun içinde bulunduğu gelişim dönemi iyi tanınmalı, o yaş grubundaki çocukların neler yapabildiği hakkında fikir sahibi olunmalı, çocuğun bireysel özellikleri, kabiliyeti ve yönelimi iyi tespit edilmelidir." önerilerinde bulundu.

Çocuklara duygularını çekinmeden ifade edebileceği şekilde iletişim kurulmasının önemine değinen Psikolog Hilal Arslan, ailelere şu tavsiyelerde bulundu:

"Çocuğa içinde bulunulan gelişim dönemine, yeteneklerine, ilgi alanına ve potansiyeline uygun görevler verilmeli. Aile içerisinde kendisini ilgilendiren konularda karar verileceği durumlarda çocuğun da fikrine sunulmalı. Haftalık aile toplantıları düzenleyebilir ve bu toplantılarda herkes evle ilgili öneri veya isteklerini ifade etmesi konusunda yüreklendirebilirsiniz. Çocuklar zaman zaman bize komik gelebilen ancak onlar için çok büyük anlamlar ifade eden bazı duygularından bahsederler. Eğer onlara hissettiklerinin yersiz olduğuna dair söylemlerde bulunursanız duygularını ifade edememek gibi sorunlar yaşamaya başlayabilirler. Bu nedenle çocuklar herhangi bir duygusundan bahsettiğinde önce duygusunu anladığınızı, belki çocukken buna benzer bir olay yaşadığınızı ve çözümlediğinizi söyleyebilir, daha sonra problemi çözmek adına önerilerini alabilirsiniz."

KAYNAK : CİHAN