Türkiye'nin bütün çiçekleri İstanbul'da

İstanbul'a dört mevsim bahçe havası verebilmek için yürütülen çabanın arkasında büyük bir emek ve Türkiye'nin her yöresine yayılan bir sektör var. Peki hangi çiçek hangi şehirden geliyor?

ABONE OL
GİRİŞ 15.04.2012 13:11 GÜNCELLEME 15.04.2012 13:11 Dekorasyon
Türkiye'nin bütün çiçekleri İstanbul'da

Figen Yanık'ın haberi

Adıyaman'dan ters lale, Muğla'dan begonvil, Manisa'dan çam fideleri, Rize'den yabanmersini geliyor. Türkiye'nin her yöresinde yetiştirilen çiçek ve ağaçlar, İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ'nin 310 bin metrekarelik fidanlığında buluşuyor ve buradan şehre yayılıyor

İstanbullulara bir şeyler olmaya başladı son yıllarda. Çiçekseverler dernekler kurmaya, bitki kurslarına katılmaya, erguvan tohumlarını baharda doğaya bırakmaya, kiraz, narçiçeklerinin rengini konuşmaya başladı. Şehirde de aynı şekilde yol kenarlarını lale, sümbüller renklendiriyor, sarmaşık gülleri yayılıyor, metrobüs durakları çiçek sepetleriyle çevreleniyor. Şehre dört mevsim bahçe havası verebilmek için yürütülen çabanın arkasında da büyük bir emek ve Türkiye'nin her yöresine yayılan bir sektör var. İstanbul'da çiçek denilince de akla iki kurum geliyor. Biri Ağaç ve Peyzaj AŞ, diğeri de Park Bahçeler Daire Başkanlığı.

EKMEK GİBİ ÇİÇEK DE ALINABİLMELİ

Alibeyköy'de 1994'ten bu yana 310 bin metrekarelik bir alanda hizmet veren İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ, Türkiye'nin dört bir yanındaki çiçek, bitki, ağaç üreticilerinin yetiştirdikleri her ürünlerin toplandığı ve şehre yayıldığı bir fidanlık. Haftanın yedi günü açık olan mekanda, çevresi 70-80 santimetre kalınlığında çam, ıhlamur, at kestanesi ağaçları da var, açelya, lale, küçük kaktüsler de... İstanbul Ağaç ve Peyzaj Genel Müdürü Eyüp Karahan, amaçlarının herkesin rahatlıkla çiçeklere ulaşabilmesi olduğunu anlatıyor: "İki özelliğimiz var. Birincisi Büyük Şehir Belediyesi'nin kurumu olarak İstanbul'un genelinde yeşil alan çalışmaları yapıyoruz. Sezonda çalışan sayısı 5-6 bine çıkıyor. Kimi parklarda sulama, kimi çapalama yapıyor. Caddelerde gördüğünüz her şey burada ve satış noktalarımızda var. Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın, İstanbullu ile çiçeği buluşturmamız yönünde bir talimatı var. Vatandaş bakkaldan nasıl ekmeğini alabiliyorsa, çiçeği, bitkiyi de rahatça alabilmeli. Buradaki bahçe marketimizi ve şehirdeki yedi satış noktamızı bu mantıkla geliştirdik. Florya, Emirgan Korusu, Zincirlikuyu, Hidiv Kasrı, Göztepe, Karacaahmet ve Çamlıca'da küçük satış noktalarımız var." Silivri, Çatalca, Şile köylüleri de bu sisteme dahil edildi. Boş arazileri değerlendiremeyen köylüler, kurdukları seralarda lale soğanı ve mevsimlik çiçek yetiştirmeye başladı. Yaklaşık 500 aile bundan faydalanıyor. Karahan, hedeflerini de şu rakamlarla vurguluyor: "1994'te İstanbul'da küçük bir peyzaj sektörü vardı. 5 milyon dolarlık bir sektörken artık 100 milyon dolarlık bir sektöre dönüştü. Azerbaycan, Türkmenistan'a Türkiye'den ürün gönderiliyor. Hollanda'nın süs bitkileri ihracatı 30 milyar avro. Aalsmeer bölgesindeki mezata Yeni Zelanda'dan Kenya'ya dünyanın her yerinden günde 5 bin mamul geliyor ve buradan da yayılıyor. Bu niye bizde de olmasın? Türkiye'deki üreticinin bu bilince sahip olması lazım. Sektörün gelişimi için bunu başarmak zorundayız."

AMAÇ, 12 AY ŞEHRİ RENKLENDİRMEK

"Bizim hedefimiz 12 ay boyunca renkli bir İstanbul olması. Yaprak döken ağaçlar kışın görülmüyor, ama o da bahar gelince şehri renklendiriyor. Kışın çiçekli olabilecek bitkiler de var. Lale, nergis, çuha, menekşeyle başlayan gül, erguvan, meyve ağaçlarının çiçekleriyle devam eden renkli bir dönemimiz var.

Yazın çiçek dönemi bitiyor. Ama oya ağaçları temmuz, ağustos ayına kadar devam edecek. Eylülde süs kirazlarının çiçeklerini göreceğiz. Ardından hatmiler gelecek. Çiçek güzeldir, çiçekle herkesin ilgisini çekebilirsiniz. Yurtdışından gelen konuklar da İstanbul'un çok renkli olduğunu hemen fark ediyor."

NEREDEN, HANGİ ÇİÇEKLER GELİYOR?

"Türkiye'de bu sektörde üretim yapan herkes, 'Mamulümü İstanbul'a nasıl verebilirim?' diye düşünüyor. Adıyaman'dan ters lale (ağlayan gelin), iç mekan bitkileri, Antalya'dan mevsimlik çiçekler, iç mekan bitkileri geliyor. Muğla'dan (Köyceğiz, Fethiye) begonvil geliyor. İzmir'in Ödemiş, Urla ve Bayındır yörelerinden çalı türleri, Manisa'nın Akhisar, Bozdağ bölgesinden çam fideleri geliyor. Bursa Kestel, yapraklı ağaçların yoğun şekilde Türkiye'de ilk üretimin başladığı yerlerden biri. Yalova'dan mevsimlik çiçek ve bitkiler geliyor. Sakarya'nın Sapanca bölgesinde bütün türler var. Adapazarı'nda Geyve, Taraklı köyleri çeşitli ağaç türlerinin üretim bölgelerinden. Yenişehir ilçesinde Fransa'dan meylant gülleri üretiliyor. Konya Çumra'da daha önce mısır, fasulye, nohut üreten bir firma, son yıllarda lale soğanı üretmeye başladı.

Bu firmanın sahibi, geçen yıl 25 bin yevmiye ödediğini belirtti. Bu rakam, bütün tarlalarda yaklaşık 83 kişiyi çalıştırdığını gösteriyor.

Adana'da üretilen bir bitkiyi İstanbul'da bahar aylarında iç mekanda ya da seralarda muhafaza etmek lazım, yoksa soğuktan etkilenir.

Samsun'da meyve türleri yetiştiriliyor. Ordu'da mavi ladin, selvi gibi ağaç türleri yetiştiriliyor. Artvin, Rize'den yabanmersini fideleri alınıyor."

BAHÇIVANLIK KURSU VERİLİYOR

"Şehri korurken sadece bunları yapmak yetmiyor.

Bu şehri koruyacak insanları da yetiştirmek gerekiyor.

Bunun iki yönü var. Birincisi sektöre eleman yetiştirmek.

Mühendislerimiz, işçilerimiz var. Ama ara eleman sıkıntısı yaşanıyor. Bunun için de bahçıvanlık, peyzaj kursları düzenliyoruz.

Biri Anadolu Yakası'nda İdeal Korusu içinde, diğeri Haliç'teki kurs merkezimizde gerçekleştiriliyor. Yılda üç dönem yapılan, iki buçuk aylık bu kurslarda 1700 bahçıvan yetiştirdik. Kurslar ücretsiz.

Emekli profesörlerden, ev hanımlarına her kesimden katılım oluyor. Bu işi kadınlar daha benimseyerek yapıyor. Bizim çalışanlarımız arasında da çok sayıda kadın var."

SABAH- PAZAR