Tren Garı patlaması Umran'da ele alınıyor
Umran Dergisi'nin Kasım sayısında Ankara'da yaşanan patlama, Ortadoğu'nun yeniden inşası gibi konular derinlemesine ele alınıyor.
ABONE OL10 Ekim 2015 tarihinde meydana gelen Ankara Tren Garı’ndaki patlama, Suruç kışkırtması ile hedeflenmiş olan fakat elde edilemeyen mevzilerin elde edilmesi amaçlı ileri bir operasyon olarak görülmelidir. Kadife darbeci kadronun, hem siyasî iktidarı düşürmek hem de iç savaş çıkartarak Türkiye’yi kargaşaya itme amaçlı bir girişimidir. Ortadoğu’nun yeniden inşa süreci tamamlanana kadar bu tür olaylar devam edecek gibi görünüyor. Bölgenin en istikrarlı ülkesi olan Türkiye, hem içeride hem de dışarıda PKK, DHKP-C ve DAİŞ terör örgütleriyle çatışmaya devam edecek. Türkiye’nin şansı, milletin/halkın terör örgütlerine çok fazla alet olmamasıdır.
Daha birkaç yıl önce Kürtlere oldukça mesafeli olan, onları sadece bölücü terörün bir parçası olarak gören -sol da dahil- birtakım çevreler meşruiyet açısından hiçbir zaman kabul etmedikleri Kürtleri, şimdi sırf AK Parti’ye ve cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a muhalif olma adına ölesiye desteklemektedirler. Marksist bir kanton kotarmak uğruna akademik militanlıklarını olur olmaz her yerde kullananları, varolan düzeni sekteye uğratacak şiddet düzeneklerini ve özerklik uygulamalarını başka bir siyaset imkânı olarak pohpohlayanları yakından takip ettiğimizde olup bitenler daha rahat anlaşılacaktır. Kişilerin herhangi bir partiye oy vermesi veya vermemesi bir sadakat-ihanet sorunu değil, tastamam bir feraset sorunudur. Müslümanlar, bölgemizdeki gelişmeleri yakından ve dikkatle takip etmeli ve küresel elit güçlerin oyunlarını bozucu bir basiret sergilemelidir. Çünkü bir Müslüman kendi menfaatlerini ararken dış güçlerin emrine giremez, Müslümanların birliğine ve ittifakına zarar veremez.