Tren Garı patlaması Umran'da ele alınıyor

Umran Dergisi'nin Kasım sayısında Ankara'da yaşanan patlama, Ortadoğu'nun yeniden inşası gibi konular derinlemesine ele alınıyor.

ABONE OL
GİRİŞ 01.11.2015 14:50 GÜNCELLEME 01.11.2015 14:50 Dergiler
Tren Garı patlaması Umran'da ele alınıyor

10 Ekim 2015 tarihinde meydana gelen Ankara Tren Garı’ndaki patlama, Suruç kışkırtması ile hedeflenmiş olan fakat elde edilemeyen mevzilerin elde edilmesi amaçlı ileri bir operasyon olarak görülmelidir. Kadife darbeci kadronun, hem siyasî iktidarı düşürmek hem de iç savaş çıkartarak Türkiye’yi kargaşaya itme amaçlı bir girişimidir. Ortadoğu’nun yeniden inşa süreci tamamlanana kadar bu tür olaylar devam edecek gibi görünüyor. Bölgenin en istikrarlı ülkesi olan Türkiye, hem içeride hem de dışarıda PKK, DHKP-C ve DAİŞ terör örgütleriyle çatışmaya devam edecek. Türkiye’nin şansı, milletin/halkın terör örgütlerine çok fazla alet olmamasıdır.

Peki, ne oldu da Türkiye’de küçükten büyüğe herkesin ümidi haline dönüşen çözüm süreci yerini bir anda çatışmalara bıraktı? Ne oldu da düne kadar birbirlerini boğazlayan PKK ve DHKP-C eylem birliği ettiler. Ne oldu da DAİŞ, PYD ile Suriye’de kanlı bıçaklı iken Türkiye’de Kürt siyasetinin önünü açan eylemler düzenliyor? Bu günkü tabloyu anlamak, olan bitene bir anlam verebilmek için, sanırız fotoğrafın bütününü görmek gerekiyor. Harekete geçirilen fay hatları, Türkiye’nin enerjisini iç sorunlarla tüketmesini sağlamayı, olası ittifaklarını dağıtarak araya nifak tohumları atmayı hedefliyor. Türkiye, en kırılgan noktalarından vurularak kargaşaya sürüklenmek isteniyor. Türkiye’de istikrarı bozmaya dönük girişimlerde öne çıkan aktörlere bakıldığında solun da içinde yer aldığı cephenin, kamusal alanı karıştırmak için elinden geleni ardına koymadığı ve bu süreçte medya başta olmak üzere psikolojik savaş teknikleriyle bezeli kışkırtma siyasetini yürürlüğe koyduğu açıkça görülmektedir. Aslında Diyarbakır’da bir belediyenin Hz. Peygamber (s.)’e hakaret eden karikatür afişlerini asması eyleminde de görüldüğü gibi tam manasıylamankurt siyaseti işletilmektedir. Mankurt siyaseti ile toplumun fay hatlarını harekete geçirerek kargaşa çıkarmaya çalışılmaktadır.       

Daha birkaç yıl önce Kürtlere oldukça mesafeli olan, onları sadece bölücü terörün bir parçası olarak gören -sol da dahil- birtakım çevreler meşruiyet açısından hiçbir zaman kabul etmedikleri Kürtleri, şimdi sırf AK Parti’ye ve cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a muhalif olma adına ölesiye desteklemektedirler. Marksist bir kanton kotarmak uğruna akademik militanlıklarını olur olmaz her yerde kullananları, varolan düzeni sekteye uğratacak şiddet düzeneklerini ve özerklik uygulamalarını başka bir siyaset imkânı olarak pohpohlayanları yakından takip ettiğimizde olup bitenler daha rahat anlaşılacaktır. Kişilerin herhangi bir partiye oy vermesi veya vermemesi bir sadakat-ihanet sorunu değil, tastamam bir feraset sorunudur. Müslümanlar, bölgemizdeki gelişmeleri yakından ve dikkatle takip etmeli ve küresel elit güçlerin oyunlarını bozucu bir basiret sergilemelidir. Çünkü bir Müslüman kendi menfaatlerini ararken dış güçlerin emrine giremez, Müslümanların birliğine ve ittifakına zarar veremez.