Mizah dergilerine yeni soluk: Harakiri
Mizah dergilerine bir yenisi daha eklendi. 44 sayfalık dergide 34 kişi yer alıyor. Aralarında Leman'dan Uykusuz dergilerinden ayrılan isimler de var...
ABONE OLElif Berköz Ünyay'ın haberi
İçlerinde Leman’dan tanınmış çizerler, ilk kez Harakiri ile okuyucuyla buluşanlar ve Uykusuz’dan Emrah Ablak da var. Dergiyi yayın kurulundaki üç isim, Kutlukhan Perker, Bahadır Boysal ve Aslan Özdemir anlattı...
* Harakiri adı kimin fikriydi?
Aslan Özdemir: İzlediğim bir Japon filminin intihar sahnesinden esinlenerek bu adı önerdim, Kutlukhan “Tamam” dedi.
Kutlukhan Perker: Önce Bahadır protesto etse de biz alternatifler arasında en çok Harakiri’yi sevdik. Bizi kelime anlamından çok söylenişi, akılda kalıcılığı etkiledi. Bahadır’ı da Leman Kültür’den Tünel’e kadar yürürken ikna ettik!
* Kardeş dergileriniz Leman, L-Manyak, Bayan Yanı varken niye Harakiri’yi alalım?
Aslan Ö.: Leman’ın sayfa sayısı 16, bizimki 44. Mizah dergilerinde çizgi roman çok yer almıyor, Harakiri ile ona özgürlük alanı açıldı. Yazar kadromuzda 30’larında, 40’larında, 50’lerindekileri okuyucuyu da yakalayabilecek Metin Kaçan, Atilla Atalay, Küçük İskender, Cezmi Ersöz var. Bu isimlerin yazılarına illüstrasyonlar koyduk.
Kutlukhan P.: Leman, Uykusuz, Penguen gibi haftalık mizah dergilerinde olmayıp bizde olan şey şu: Üzerinde çok düşünülmüş, iyi bulunmuş esprilerin, iyi yazılmış hikayelerin çok iyi çizgilerle sunulması. Bizde görsellik çok ön planda. Haftalık dergide süre nedeniyle bazen sallapati çizimler yapılabiliyor. Bizim istediğimiz Gırgır’da yapıldığı gibi kaliteli çizgilerden oluşan bir dergi yaratmaktı. Sunumu uluslararası standartlarda, içeriği de uluslararası ama yerli yapım olan ilk mizah dergisi Harakiri. Bahadır Boysal: Mizah dergileri hep fanzin mantalitesinden gitti, okuyucu yaşı giderek düştü. Harakiri ile o yaşı yukarı çekmeyi amaçlıyoruz. Bu dergi yıllarca saklanacak, biriktirilecek özellikte. İki saatte okunacak çöpe atılacak bir yayın değil. Günlerce okunacak bir içeriğe sahip.
* Derginin kadrosunda yeni isimler var mı?
Aslan Ö.: İstediklerini çizemeyen, yazamayan genç çizerler bu durumdan rahatsızdı. Leman veya L-Manyak’ta istediklerini yapacak yer yoktu çünkü. Harakiri ile onlara çare olacağız. Zaten bu derginin ortaya çıkışına neden olan etkenlerden biriydi bu. Bahadır ve Kutlukhan ile bu meseleye çözüm getirelim dedik ve kollarımızı sıvadık.
Kutlukhan P.: Mesela çizerlerden Taylan Kurtuluş ben New York’tayken sektirmeden bana sürekli çizimlerini gönderiyordu. Kadroya o da dahil oldu. Cemal Söyleyen, Miray Özcan ve Güven Bilge de diğer yeni isimler.
Sıfır kilometre karakterler yaratıldı
* Harakiri’deki her karakter bu dergiye özel olarak mı yaratıldı? Daha önce başka mizah dergilerinde gördüğümüz karakterlere Harakiri’de rastlayacak mıyız?
Aslan Ö.: Hayır, hepsi sıfır kilometre. Okurlar yepyeni tiplerle karşılaşacaklar.
* Mizah dergisinde karikatüristler sabahlayarak yaratır o haftaki dergiyi. Hâlâ bu işleyiş sürüyor mu yoksa artık evden e-posta ile mi yollanıyor
Kutlukhan P.: Haftalık dergilerde sabahlama devam ediyor. Ancak aylık dergide artık herkesin toplanıp sabahlaması gibi bir durum söz konusu olmuyor. Evden çalışıp yolluyoruz. Ama yine de sabahlamayı çok sevip de karikatürünü o sabahlama esnasında yapanlar çıkıyor.
Perker: “Mizah dergilerindeki çizgi kalitesinden şikayetçiyim”
* Diğer mizah dergilerini nasıl buluyorsunuz?;
Kutlukhan P.: Sevdiğim şeyler tabii oluyor ama çizgi kalitesinin zayıflığından şikayetçiyim. Kendini tekrar etme pek sık yaşanıyor.
Aslan Ö.: Mizah dergilerinde espri kalitesinin düşük olması okuyucunun yaşını düşürdü. Biz Harakiri ile daha yüksek yaşlardakilere de hitap etmeyi amaçlayan bir dergi yaratmak için yola çıktık.
* Kutlukhan bey siz The Wall Street Journal, The New Yorker ve Washington Post’a çizmeye devam ediyorsunuz. Birkaç ay önce Türkiye’ye döndünüz. Dönüş kararında Harakiri’nin etkisi var mıydı?
Harakiri için dönmedim ama bu dergi için kalmaya devam edebilirim Türkiye’de. Ben yıllarca New York’ta yaşayıp hem oradaki gazete ve dergilere çizdim, çizgi romanlar hazırladım. Türkiye’ye de çizimleri yolladım. Şimdi tersi oluyor. İstanbul’da yaşayıp Amerika’ya gönderiyorum işlerimi.