Hıncal Uluç isyan etti! "Şartlanmış hainler"
Spor yazarı Hıncal Uluç, "Sosyal medyada şartlanmış hainler yüzünden gitti Burak. Kalsa Temmuz'da on para etmezdi" dedi.
ABONE OLİşte Hıncal Uluç'un yorumları;
Galatasaray yönetimi Burak Yılmaz'ı Çin takımına vererek, "Ben bu sezon bu takımdan hiçbir şey beklemiyorum" dedi. Şimdi gel, sen Sneijder ol da bu takımda oyna!"Sosyal medya da şartlanmış, birbirlerini şartlamış; Galatasaray'a bu hafta nasıl hainlik yaparız diye. Burak bu sene gitmeyip de Galatasaray'da kalsa idi Temmuz'da on para etmez bir futbolcuya dönerdi. Burak gitmekle doğru yaptı.
İşareti çakmıştı
Burak'ın gideceği de belliydi.
Adam zaten işaretini de çaktı, 'ben gidiyorum' diye.
Ama o utanç verici Galatasaray yönetimiFenerbahçe'nin, Beşiktaş'ın aldığı şu tedbiri almadı. 'Ersan Gülüm gidiyor, yerine ben adam hazırlayım' demedi. Burak'ı transfer kapanmadan evvel göndermedi, transfer bittikten sonra, yenisini alma imkanı olmadıktan sonra gönderdi.
Sen Galatasaray futbolcususun, önünde bir lig var; 'Dönüş yapacağım yeniden' dediğin. Önünde bir kupa var; Avrupa'ya gitmenin ligden daha sağlam yolu, seneye.
Amaç zaten Avrupa'ya gitmek de değil; ceza alırsak, o cezayı gelecek sene geçiştirmek.
Çünkü, bu sene Avrupa hakkını kazanamazsa Galatasaray'ın muhtemel Avrupa cezası bitmiyor. Avrupa'ya gitme hakkını kazanacaksın ki o cezayı çekesin.
Kupa onun için önemli.
Lazio maçı var. Yani transfer sezonu kapandıktan sonra Burak'ı göndererek Galatasaray yönetimi, başta Dursun Özbek olmak üzere 'Ben bu sene bu takımdan hiçbir şey beklemiyorum' dedi. Bunun başka izahı yok.
Şimdi sen Sneijder ol da oyna bakalım bu takımda.
Niye oynayasın?
Neyle motive edeceksin kendi kendini? "Benim yönetimim benden bir şey beklemiyor artık!", bunu da ilan etti, Burak'ı göndererek.
'FENERBAHÇE'Yİ HERKES YENER'
Fenerbahçe'nin Antalya yenilgisine de skoruna de en şaşırmayanlardan biriyim. Ben Fenerbahçe'nin zaafını dün değil, bugün değil tam 1 senedir söylüyorum. 'Fenerbahçe'nin en zayıf yeri savunması' diye. Rakip teknik direktörler sahaya çıkarken kaybediyorlar.
Maçı F.Bahçe'nin zayıf olduğu yerde değil kuvvetli bölgesinde oynuyorlar diye en az 15 haftadır söyledim.Pereira övünüyor ya; "En az pozisyon veren takımız"diye! Üstüne kimse gitmezse nasıl pozisyon vereceksin? Hasbel kadar 1 kişi bırakmışlar; Bruno Alves!..
Geçen sene Egemen... Kimse gitmiyor Fenerbahçe'nin üstüne. Fenerbahçe'nin bu zaafı ancak Fenerbahçe maçın başında mağlup duruma düşerse ortaya çıkıyor.
Çok az... Bu nedenle kimse bakmıyor buna. Bizde teknik direktörlerin rakibi analiz etme durumu da eksik. Fenerbahçe büyük takım, ben küçük takımım...
Beraberlik bile değil, az farklı 1-0 yenilgiyi bile başarı kabul ediyorlar.
Şimdi Antalya maçına şöyle bakalım; Antalya turistik bir şehir. Türkiye futboldan çok uzak diyelim kiTayvanlı birini maça götürseydik; 45. dakika dolarken deseydik ki 'bu takımlardan biri 46 puanla lider öteki de 21 puan toplayabilmiş küme düşme adayı. Sence hangisi Fenerbahçe hangisi Antalya diye sorsak, OTayvanlı 'Bana böyle aptalca soruyu niye soruyorsun' der gibi yüzüme bakar ve 46 puanlı takım olarak Antalya'yı gösterirdi!
Topla oynama oranlarına bakın ilk yarı sonu yüzede 42 Fenerbahçe yüzde 58 Antalya! İkinci yarının ortalarında yüzde 55 Antalya yüzde 45 Fenerbahçe.
Skorun 4-2 olduğu anda ancak F.Bahçe dengeyi sağlayabilmiş. Niye?
Antalyaspor geri çekildiği için.
Stoperleri bile gol attı
Türkiye'de ilk defa bir takım sahaya çıktığı andan itibaren Fenerbahçe'ye saldırdı. Katiyen bir savunma endişesi düşünmeden Fenerbahçe'nin üstüne giderek oynadı. Ve üç forvetle gitti.
Eto'o, Dünya'nın sayılı santrforlarından biri, niye başarılı olamıyordu?
Takım hücum oynamazsa nasıl başarılı olsun? Metin Oktay, niye Palermo'da başarılı olamadı. Tek başına orada!
Gelmeyecek topu bekliyordu. Can Bartu niyeFiorentino'da Lazio'da harikalar yarattı? Çünkü o takımlar tedbirli oynayan, topa basan adama ihtiyaç duyan takımlardı. Can Bartu da tam adamı.
Topa ayağını bastı mı 10 dakika alamazsın! Eto'o ilk defa hücum oynayan bir takımda yer aldı.
Antalya ilk defa üç forvetle hücum etti.
Bir sol açığı, bir sağ açığı ve santrforu vardı Antalya'nın. Fenerbahçe ilk defa üç forvetle (Galatasaray dahil) hücum eden bir takıma karşı oynadı. Öyle 10 dakika oynayıp duran değil.
Hızı kesilmeyen bir rakibe karşı oynadı.
Galip duruma geçtiği halde üstüne yatmaya kapılmayan, 2-0'a rağmen kapılmayan.
90+3'te Antalya'nın stoperi gol atıyor! Bunlar çok önemli..
Muslera, Fornezzi'yi izlesin
Antalya saldıran bir takım olarak Fenerbahçe'nin karşısına çıkınca sarı-lacivertliler şaşkına döndüler. Üç tane forvet ve forvet gibi gelen orta saha adamları,...
Forvet gibi gelen iki bek! Motta ile İnkoom... Antalya'da saldırmayanlar yoktu. Stoperler diyordum onlar da gitti...
Bence bu maçı Muslera bu maçı seyretsin.
Bir kaleci takımını nasıl yönetir Fornezzi'de görsün.
Ben topu bu kadar çabuk bu kadar aktif oyuna sokan bir kaleci daha Türkiye'de görmedim. Galatasaray'ın 0-0 biten maçı başladı, dakika 3 bizim evde arkadaşlarıma gösterdim Muslera'yı.
Top auta çıkıyor Muslera topu ortalama 25-30 saniyede kullanıyor daha 3. dakikada.
Galatasaray'ın 90 dakika süren uyku halinin nedeni Muslera!
Hayaline bile gelmezdi
Fornezzi bir oyun kurucu gibi oynadı kalede. Muslera örneğini vermemin nedeni Türkiye'de az gol yediği için kusurları konuşulmayan, tapılan kaleci (!) Yani kalecisinden başlayarak Fenerbahçe aklına hayaline gelmeyen bir Antalya buldu karşısında.
Bu yürekle Fenerbahçe'ye karşı oynayan her takımın kazanma şansı var.
Beşiktaş'a karşı algı yarattılar ya; ben de tam tersini söylüyorum her takım Fenerbahçe'yi yener.
Yeter ki yenmek için oynasın.
Kartal'a haksızlık
Medya Beşiktaş olayında "algı operasyonu yaptı" Aynı durum Fenerbahçe'de olsaydı onun iki maç eksiği olsa medya daha farklı yazardı.
Beşiktaş için hep "İki maç eksiği var bu maçları kaybeder" havası yaratıldı. Fenerbahçe'de olsa "Fenerbahçe'nin daha iki
maç eksiği var!" diye yazılırdı.