Sakalın bilimsel faydaları neler? Dinimizde sakalın yeri nedir?

Bilim insanları sakalın sadece yüzdeki kusurları örtmekle kalmadığını, aynı zamanda sakalın birçok faydası da bulunduğunu belirtiyor. Sakal cilt hastalıklarını önlüyor, enfeksiyon riskini azaltıyor, alerjiden koruyor ve dinimizde de büyük öneme sahip. İşte sakalın tüm faydaları...

ABONE OL
GİRİŞ 28.04.2022 09:53 GÜNCELLEME 28.04.2022 09:54 DİNİ BİLGİLER
Sakalın bilimsel faydaları neler? Dinimizde sakalın yeri nedir?

Sakal, erkeklerin yüzlerinde ve boyun altlarında çıkan kıllara verilen isimdir.  Sakalı olmayan erkeklere ise kısaca “Köse” denilmektedir. Rönesanstan günümüze kadar, sakal bırakmanın 16 yüzyıldan sonra yaygınlaştığını görmek mümkündür. Ancak sakal bırakmaya tarih boyunca farklı anlamlar yüklendiğinden kimi zaman tıraş olmak aristokrat bulunurken kimi zaman uzun sakallar bilgeliğin simgesi olmuştur. Bilim adamlarına göre sakal bırakmak yüzü güzelleştiriyor. Çünkü sakal bırakıldığında ciltte hastalıklarla ve cilt virüsleriyle savaşan bir antibiyotik üretiliyor. Peki sakalın faydaları nelerdir?

Sakalın Faydaları Neler?

  • Enfeksiyonları Önler:

Düzenli sinek kaydı tıraş olan birçok erkek ciltte pul pul dökülme problemi yaşamaktadır. Sakalsız erkekler enfeksiyon riskine karşı daha savunmasızdır. Tıraş olmaktan vazgeçerseniz, cildinizde oluşacak herhangi bir folikülit ya da bakteriyel enfeksiyon için endişe etmenize de gerek kalmaz.

  • Cildi Pürüzsüzleştirir:

Tıraş sonrası ciltte beliren kızarıklıklar, lekeler ve zaman zaman kesikler erkeklerin en sık yaşadığı sorunlardır. Pürüzsüz bir cilde sahip olmak için sık sık tıraş olmayı bırakın.

  • Astım ve Alerjiden Korur:

Sakal sayesinde yüzünüze polen ve toz daha az gelir. Bu sayede astım ve alerji riskiniz azalır. Sakal bir anlamda filtre görevi görür. Özellikle bıyık tam da bu görev içindir.

  • Hastalıkları Önler:

Sakallarınız sizi soğuk algınlığı ve öksürük gibi kış hastalıklarına karşı korur. Sakallar boyun bölgesine gelecek rüzgarı perdeleyerek vücut ısısının sabit kalmasını sağlar. Soğuklara karşı yalıtım işlevi olan sakal trendi kışın da yükselişte!

  • Cilt Kanserini Önler:

Southern Queensland Üniversitesi tarafından yapılan araştırma sakalın zararlı ışınları yüzde 95 oranında engellediği yönünde. Bu sayede daha az ışına maruz kalan ciltte kanser riski azalıyor.

  • Genç Kalmanızı Sağlar:

Sakal ve yaşlanma konusu tam bir paradokstur. Aslında sakal bırakmak doğal yaşlanma belirtilerini gizlemek için harika bir yöntemdir. Sakalın erkeği daha olgun gösterdiğine dair genel bir kanı olsa da, sakal sizi güneşin zararlı UV ışınlarından koruyarak cildin genç kalmasını sağlar.

İslama Göre Sakal

Kur’ân-ı Kerîm’de sakal kelimesi bir yerde geçer (Tâhâ 20/94), fakat sakal bırakma veya kesmenin hükmünden söz edilmez. Hadislerde ise bu konuda bazı emir ve tavsiye ifadeleri yer almıştır. Hz. Peygamber sakal bırakmayı yaratılışa uygun davranışlar arasında saymış, bazan müşriklere veya Mecusiler’e muhalefet etme gerekçesine bağlayarak, bazan da gerekçe belirtmeden sakalın bırakılıp bıyıkların kısaltılmasını, saç ve sakalın boyanarak yahudi ve hristiyanlardan farklı olunmasını istemiş ve saçı sakalı siyaha boyamayı yasaklamıştır. Resûl-i Ekrem’in sakalının sık olduğu, sakalını eninden ve boyundan kısalttığı ve Peygamber’in fiillerine uymada titizliğiyle bilinen sahabeden Abdullah b. Ömer’in sakalını avucuyla tutup bundan fazla olan kısmı tıraş ettiği bildirilmektedir. Ayrıca Resûlullah’ın saçı sakalı dağınık olanları uyararak kendilerinden bu durumu düzeltmelerini istediği kaydedilmektedir.

Sakalın Hükmü Nedir?

Rasûlullah (s.a.s) ümmetini, kılık kıyafet ve dış görünüşleri bakımından müşriklere benzemekten alıkoymuş; "Kim bir kavme benzerse, onlardandır." (Ebu Davud, Libas, 4) hadisiyle de müslümanları uyarmıştır. Özellikle sakal bırakmaları hususunda mü'minlere tavsiyelerde bulunmuş, çeşitli hadisleriyle de sakalın müslüman için taşıdığı önemi belirtmiştir.

Hz. Aişe (r.anha)'den rivayet edilen bir hadislerinde:

"On şey fıtrattandır: Bıyıkları kesmek; sakalı salıvermek; misvak ile ağzı, dişleri temizlemek; su ile burnu temizlemek; tırnakları kesmek; kirlerin barınabileceği yerleri yıkamak; koltuk altındaki kılları gidermek, kasıkları tıraş etmek; necaset yolunu su ile pak eylemektir." (Müslim, Tahare, 56; Ebu Davud Tahare, 29; Nesâî, Zine, I) buyurmuşlardır. Diğer hadislerinde ise,

"Bıyıkları çok kısaltın, sakalları ise bırakın";
"Müşriklere muhalefet edin; bıyıkları kısaltın, sakalları çoğaltın";
"Bıyıkları kesin, sakalları bırakın. Böylece Mecusîlere benzemeyin." (Buharî, Libas, 64; Müslim, Tahare, 54) buyurmuşlar ve mü'minleri sakal bırakmaya teşvik etmişlerdir.

Sakal, hadiste de buyurulduğu gibi, yaratılış icabı erkeklerde bulunması gereken ve daha önceki peygamberlerin sünneti olan bir kılıktır. Müteaddid hadislerde sakalların tabii halleri üzere terk edilmesi ve uzatılması emredilmektedir. Kısaltılması konusunda herhangi bir cevaz görülmemektedir. Asırlardır her devirdeki İslâm âlimleri ile bütün mü'minler bu tabii hali benimsemişler ve kendilerinde uygulamışlardır.

Bu hadislerden anlaşıldığına göre, bütün peygamberlerle birlikte Rasul-i Ekrem de sakalını bırakmış ve sakal bırakmayı tavsiye etmiştir. Hz. Peygamber ve ashabının sakallarını traş ettiklerine dair hiç bir kayıt yoktur. Ancak Hz. Peygamber (s.a.s) sakalının ucundan ve yanlarından alırdı (Tirmizi, Edeb, 17). İmam Malik, "Müslüman, çoğunluk sakalını ne şekilde bırakıyorsa o kadar bırakmalı, fazlasını kesmeli, böyle yapmak menduptur. Çünkü bu fazlalığın kesilmemesi, çirkin görünmeye sebeb olur. Sakalı kısaltmanın bir sınırı yoktur. En uygunu, şekli güzelleştirecek biçimde kısaltmaktır." der. İmam Bâcî Abdullah İbn Ömer ve Ebu Hureyre'den nakledilen tatbikata dayanılarak bir tutamdan fazlasının kesilebileceğini söylemiştir.

Dürrül-Muhtar'da sakalın bir tutam boyunda olmasının sünnet olduğu ifade edilmektedir. Aynı şekilde, ekseriyetin görüşüne göre bir tutamdan fazlasını kesmek de sünnettir.

Sakal bırakmak ve buna bağlı olarak sakalı traş etmek konusunda âlimler değişik kanaatlere varmışlardır. Bu alimlerin bir kısmına göre sakal bırakmak farz, kesmek haram; bazılarına göre sakal bırakmak sünnet, kesmek mekruhtur, kimisine göre de müstehaptır. Bunların görüş ve delillerine gelince:

a) Hz. Peygamber (s.a.s) bir hadis-i şeriflerinde sakal bırakmayı emretmiştir. Emirler mendup veya mübah olduğunu ifade ettiğine dair bir delil bulunmadıkça vucub için olurlar. "Sakalları bırakın " emri de sakal bırakmanın farz olmasını gerektirir.

b) Aynı şekilde, Hz. Peygamber (s.a.s) müşrik veya mecusilere benzememeyi emretmiştir. Sakalı traş etmek onlara benzemektir. Bu da haramdır.

c) Sakal traşı, Nisa süresinin 119. ayetinde sözü edilen Allah'ın yarattığı şeyi değiştirmek demektir. Şeytana uyularak yapılân bu hareket de yasaktır.

d) Sakal, erkekleri kadınlardan ayıran bir özelliktir. Sakalını traş eden erkekler kadınlara benzemektedirler. Erkeklerin kadınlara benzemesi de dinen yasaklanmıştır.

Ancak sakalı kesmenin haram olduğunu söyleyen bazı alimlerimiz, sakalın bırakıldıktan sonra kesilmesinin haram olduğunu kasdetmişlerdir. Yoksa sakalı bırakmadan tıraş olmak haram olmaz.