İslam’da kadının yeri ve önemi! Geçmişten günümüze kadının toplumdaki yeri
Yaratılanların hepsi Yaratandan ötürü şüphesiz ki eşsiz ve güzeldir. Yeryüzünde yaratılmış en güçlü varlıklarından biri olan kadın da bu eşsiz güzelliklere örnektir. Geçmişten günümüze birçok alanda konu olmuş kadının toplumdaki yeri nedir sorusunun cevabını bir de yazar Derya Gülle'den dinleyelim...
ABONE OLOkuduğumuz metinler, tespitler neticesinde bu dünyada kul olmak için kadın veya erkek olmanın bir avantaj sağlamadığı fikrini netleştirelim. Eğer öyle olsaydı Allah’ın adil sıfatından (hâşâ) söz etmemiz mümkün olmazdı. Cinsiyete göre verdiği yetki, hak ve sorumluluklar değişmekle birlikte mükafat da değişiyor. Ancak kadın, erkek için bir imtihan erkek de kadın için bir imtihan diyebiliriz.
"KADIN"
Cinsiyet kulluk vazifemizde aracı, teknik görev dağılımında fark yaratan bir argüman. Sorun şurada ki; erkek zulüm gören, hakları çiğnenen, anlaşılması için bilimin ilerlemesi beklenen bir varlık olmak zorunda kalmamış. Fiziksel avantaj sağlayan beden yapısının kadına karşı üstünlük sağlamak için verilmediğini anlaması çok uzun sürmüş. Hala bu konuda kafası karışık olanlar da mevcut.
Kadın, tarihsel süreç içerisinde şekilden şekle, kalıptan kalıba girmiş. Fakat erkek hiç değişmemiş. Kadın eğrilebilmiş hatta zaman zaman kırılmış. Coğrafya, kültür, tarih değişse de kadının fizyolojik ihtiyaçları bile değişmemiş. Biyolojik olarak tanımlanamadığı dönemlerde “ötede yaşa” tabiriyle toplumdan tecrit edilmiş. Üzerine emek vermek ve anlamaya çalışmak erkek cinsi için zor bir beceri olduğundan çalıştırmasını bilmediğine bozuk damgası vurmak daha kolay gelmiş. İnsanın kendini anlaması bile asırlar sürmüşken kadının bu kadar çabuk çözülmesini beklemek hata olurdu elbette. Ona hak ettiği adaleti sadece Allah dinin kanunlarıyla yani inanç merkezli nasip etmiş. Kadının biraz olsun anlaşıldığı ve adil bir sistemde yaşadığı topluluk görürsek arkasından din/kanun varlığından söz etmek zorundayız.
İNSANLARIN EN HAYIRLISI KADINLARA HAYIRLI DAVRANANLARDIR!
Yerinde ve yeterli bir statü elde edemese de din sayesinde kadın hak ve özgürlüklerine kavuşma şansı elde etmiş. Fakat uzun soluklu bir süreçten söz etmek mümkün değil. En bariz örneği, peygamberimiz varken sahabenin zorla toplumda yer verdiği kadına bu hakkını peygamberimizin vefatıyla çok geçmeden elinden almasında mevcut. İslam dini ve asr-ı saadet dönemi bile tam olarak başaramadıysa bu adalet meselesi uzun sürecektir. Kuran’ın kadınlarla ilgili açıklamaları erkeklere nazaran çok daha fazla yapması, erkeklerin onları anlayamayacağının bir ispatı niteliğindedir. Peygamberimiz de insanların en hayırlısının kadınlara hayırlı davrananlardan oluştuğunu bildiriyor. Erkeklere motive, kadınlara sigorta niteliğinde bir müjde. Ne kadar zor olsa gerek ki bu durum, Peygamberimiz tarafından hadisle altı çiziliyor. Sadece bu bile kadınların yaratılıştan itibaren yaşayacakları akıbetin demosu gibi.
Burada erkekler yaşananlarda başrolü oynuyor denilemez tabii. Fıtri yapısındaki genetik kodlar algısını bu şekilde yönlendirse de yaşanan tarihsel olaylar, coğrafya, kültürel miras gibi etkenler de tetikleyiciler durumunda yardımcı oyuncu. Değişen dünyamızda kapitalist sistem ve paranın en çok etkilediği varlık yine kadın. Çünkü erkeğin değişmeye açık bir sistemi mevcut değil. İş gücünün azalmasıyla kadını fiziksel olarak rahatlatan bu düzen onu sadece tüketen ve toplumu tüketmeye teşvik eden bir meta olarak kullanılıyor. Sonra da sistemin çarkı olmakla suçluyor.
Kadının zihinlere kazınmış yeri kitlesel olarak değişmeyecek, imtihan olarak devam edecek. Bunu bir yarışa dönüştürmenin anlamsızlığı ahiret inancıyla çelişmekte. Maalesef kadın Hz. Havva’nın yaratılış hikayesinde “günaha sürükleyen” olarak bir yara aldı. Tarih boyunca nerede çözümlenemeyen bir yanı görüldüyse bu yara deşilerek derinleştirildi. Yanına başka argümanlar eklendi. Zaman zaman iyileşir gibi oldu. Ama sonuçta hep kabuk, hep kabuk. Şu an olabildiğinin en iyisi, çünkü dünya nüfusunda artmakta olan bir İslam popülasyonu var. Kadını erkeğin inisiyatifine bırakmayan Rabbime sonsuz şükürler olsun.