Peygamber Efendimizin anne baba rızası ile ilgili hadisleri: Dinimizde anne baba hakkı!
Anne ve baba, İslam'ın önemli bir ilkesi olan kul hakları içinde en mühim olanıdır. Onlar, varlık sebebimiz ve velî-nîmetimizdir. Maddî ve mânevî hayatımızı inşa eden kıymetli varlıklardır anne babalar… Peki, Peygamber Efendimizin anne baba rızası ile ilgili hadisleri nelerdir? Dinimizde anne baba hakkı ne kadar önemli?
ABONE OLEvlatların terbiyesinde kilit rol oynayan ve cennetin anahtarı niteliğini taşıyan anne baba rızasını almak, ayetler ve Peygamber Efendimizin hadisleri tarafından desteklenmiştir. Anne babaya “Of” bile denmesini hoş karşılamayan dinimiz anne babaya yapılan iyiliği; hacca gitmek veya nafile namaz kılıp oruç tutmaktan daha faziletli kabul etmiştir. İşte, anne baba hakkı ile ilgili hadisler, ayetler!
ANNE VE BABANIN HAKKI
Anne ve babaların evlatları üzerindeki hakları sayıya gelmeyecek kadar çoktur. Onlar, faziletli ve şefkatli birer rahmet kaynağıdır. Annesinin kucağı, çocuğun ilk eğitim dershanesi ve aile yuvası, istikbalin şekillendiği yerdir. Rabbimizin, “Er-Rahmân” ve “Er-Rahîm” sıfatlarının yeryüzündeki temsilcileri olarak karşımıza çıkar anne ve baba.
Bilhassa annenin hakkı oldukça mühimdir. Asr-ı Saadet'e baktığımızda; Hz. Aişe Kâbe’nin avlusunda sırtında annesini taşıyan birini görür. Bir adam büyük bir heyecanla annesini sırtında taşıyıp tavaf ettiriyordur. Manzarayı gören Hz. Aişe, Peygamber Efendimize “Bu adam bu haliyle annesinin hakkını ödemiş midir” diye sorar. Hz. Peygamberimiz ise “Hayır” der ve buyurur: “Kendisini doğuran kadının bir sancısının hakkını bile ödeyememiştir.”
ANNE BABA RIZASI İLE İLGİLİ AYETLER
Kur'an-ı Kerim, anne ve babaya iyi davranmayı ön planda tutar ve onlara saygı ve hizmette bulunmayı emreder. Hadislerde de anne ve babanın rızası ile Allah'ın rızasının bir olduğu vurgulanır.
“Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve mâliki bulunduğunuz kimselere iyi davranın...” (en-Nisâ, 36)
“Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını vasiyet ettik! Çünkü anası, onu nice sıkıntılara katlanarak (karnında) taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için:) «Önce Bana, sonra da ana-babana şükret!» diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak Bana’dır.” (Lokmân, 14)
“…Maldan harcadığınız şey, ebeveyn, yakınlar, yetimler, fakirler ve yolcular için olmalıdır. Şüphesiz Allah, yapacağınız her hayrı bilir.” (el-Bakara, 215)
“Rabbin, yalnız kendisine ibadet etmenizi ve ana-babaya iyilikte bulunmayı emretmiştir. Eğer ikisinden biri veya her ikisi, senin yanında iken ihtiyarlayacak olursa, onlara karşı «öf» bile deme, onları azarlama. İkisine de hep tatlı söz söyle. Onlara rahmet ve tevâzû kanatlarını ger ve; «Rabbim! Onlar beni küçükken (merhametle) yetiştirdikleri gibi Sen de onlara merhamet eyle!» de!” (el-İsrâ, 23-24)
PEYGAMBER EFENDİMİZİN ANNE BABA RIZASI İLE İLİGİLİ HADİSLERİ
Allah’ın rızasını kazanmak şüphesiz ki anne ve babanın rızasını gözetmekle mümkündür. Anne baba hakkına ilişkin bu hakikati de Peygamber Efendimiz hadisleri ile buyurmuştur:
“Allah Teâlâ’nın rızası, anne ve babayı hoşnut ederek kazanılır. Allah Teâlâ’nın gazabı da anne ve babayı öfkelendirmek sûretiyle celbedilir.” (Tirmizî, Birr, 3/1899)
Peygamber Efendimizin hadisinde buyrulduğu üzere, anne ve babaya iyilik etmek ömrü bereketlendirir:
“Ana-babasına iyilik edene ne mutlu! Allah Teâlâ onun ömrünü ziyâdeleştirsin!” (Heysemî, VIII, 137)
Anne ve babanın çocuğu üzerindeki hakkı o kadar fazladır ki ödemek imkansızdır. Hadîs-i şerîfte anne baba hakkının büyüklüğü böyle tasvir edilir:
“Hiçbir evlât, babasının hakkını ödeyemez. Şayet onu köle olarak bulur ve satın alıp azad ederse, babalık hakkını (ancak o zaman) ödemiş olur.” (Müslim, İtk, 25; Ebû Dâvûd, Edeb, 119-120; Tirmizî, Birr, 8/1906)
ANNE-BABA İTAATSİZLİĞİ BÜYÜK GÜNAH
Anne-babaya itaatsizlik, İslam'da büyük günahlar arasında sayılır. Çünkü onlara itaat, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmanın bir yoludur.
Nüfey bin Hâris (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
“Peygamber Efendimiz bir gün,
«Büyük günahların en ağırını size haber vereyim mi?» diye üç defa sordu. Bizler de:
«Evet, Ya Resûlallâh!» dedik. Resûl-i Ekrem Efendimiz:
«Allah’a şirk koşmak, anne ve babaya itaatsizlik etmek!» olarak buyurduktan sonra, yaslandığı yerden doğrulup oturdu ve;
«İyi dinleyin, bir de yalan söylemek ve yalancı şâhitlik yapmak!» buyurdu.
Hatta bu sözünü o kadar çok tekrar etti ki, daha fazla üzülmesini istemediğimiz için, keşke sükût buyursalar da yorulmasalar, diye arzu ettik.” (Buhârî, Şehâdât 10, Edeb 6, İsti’zân 35, İstitâbe 1; Müslim, Îmân 143)
ANNE BABA DUASI CENNETE GİRİŞ ANAHTARIDIR!
Anne ve babanın duaları makbuldür. Onların dualarını almaya gayret etmek gerekir çünkü bu, cennete girişin en büyük vesilelerinden biridir. Ameli Salihlerin başında gelen anne ve babaya hizmet, nasip olduğu evlat için büyük hikmettir.
“Anne ve babasına veya onlardan sadece birine yaşlılık günlerinde yetişip de cennete giremeyen kimse perişan olsun, perişan olsun, perişan olsun!” (Müslim, Birr, 9, 10)
ANNE VE BABA DUASININ HİKMETİ!
Anne ve babanın dualarını almaya gayret edilmeli, beddualarından da kaçınmalıdır. Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Makbul olduğunda şüphe bulunmayan üç dua vardır:
Babanın çocuğuna duası; misafirin duası; mazlumun duası.” (Ebû Dâvûd, Vitr 29/1536; Tirmizî, Birr 7/1905, Deavât 47; İbn-i Mâce, Duâ 11)
“Babanın oğluna duası, Peygamberin ümmetine duası gibidir.” (Süyûtî, II, 12/4199)
Annenin ve babanın duası arasında ise anneninki çok daha tesirlidir. Bu yüzden hadîs-i şerifte zikredilme ihtiyacı görülmemiştir. Ayet ve hadislerle kuvvetle anne-babaya karşı gelmenin büyük günahların başında yer alacağı konusunda şüphe duyulmamalıdır.
KENDİSİNE EN İYİ DAVRANILMASI GEREKEN KİŞİ!
Ebû Hüreyre (r.a.) şöyle anlatır:
“Bir kişi, Resûlullah’a gelerek:
«Kendisine en iyi davranmam gereken kimdir?» diye sordu. Resûlullah:
«Annen!» buyurdu. O Sahâbî:
«Ondan sonra kimdir?» diye sordu. Efendimiz:
«Annen!» buyurdu. Sahâbî tekrar:
«Ondan sonra kim gelir?» diye sordu. Allah Resûlü yine:
«Annen!» buyurdu. Sahâbî tekrar:
«Sonra kim gelir?» diye sorunca Resûl-i Ekrem bu sefer:
«Baban!» cevâbını verdi.” (Buhârî, Edeb, 2; Müslim, Birr, 1)
Diğer bir rivâyete göre o şahıs:
“Ey Allâh’ın Resûlü! Kendisine en iyi davranılması gereken kimdir?” diye sordu. Resûl-i Ekrem:
“Annen, sonra annen, daha sonra yine annen, sonra baban, sonra da sana en yakın olan akraban.” buyurdu. (Müslim, Birr 2)