Kırmızı etle ilgili hayati uyarılar

Hayvansal kökenli besin maddeleri özellikle, kırmızı et, insan beslenmesinde önemli bir yer tutmasına rağmen yıllardır olumsuz eleştirilerin hedefi oluyor. Peki bu besinler nasıl ve hangi miktarda tüketilmeli?

ABONE OL
GİRİŞ 16.01.2014 11:27 GÜNCELLEME 16.01.2014 11:27 Diyet ve Sağlık
Kırmızı etle ilgili hayati uyarılar

Günümüzde bile hayvansal kökenli besin maddelerine karşı olumsuz söylemler gerçekleşiyor. Hangi besin maddesi olursa olsun, fazla tüketimin ve gıdaları uygunsuz şartlarda hazırlamanın zararı olacağını söyleyen Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Gürbüz, kırmızı etle ilgili bilinmesi gereken noktaların altını çizdi.

İnsanlar beslenmede başta su olmak üzere protein, karbonhidrat, yağ, mineral maddeler ve vitaminlere ihtiyaç duyarlar. Asıl olan bu besin unsurlarının neye göre alınacağıdır. Doğada bulunan ve doğadan elde edilen besin maddelerinin hepsinin, sağlıklı beslenmede önemli bir payı bulunur. Yani insanlar karbonhidratlara, yağlara, proteinlere, mineral madde ve vitaminlere eşit derecede ihtiyaç duyarlar. İşte, belirtilen bu besin unsurlarının dengeli bir biçimde alınması sağlıklı ve doğru beslenmenin de anahtarını oluşturur.

Önemli olan unsurun kaliteli karbonhidrat, kaliteli yağ ve kaliteli proteine ulaşmak olduğunu söyleyen Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Gürbüz, önde gelen besin maddeleri arasında yer alan kırmızı eti bütün yönleri ile tanıtmak adına bilgi paylaşımında bulundu:

Kırmızı Et Nasıl Bir Besin Maddesidir?

Kırmızı et, %70-75 arasında su, %18-22 arasında protein, %3-5 arasında yağ, %2.3 çözünebilir protein olmayan bileşikler (mineral madde ve nitrojenli bileşikler), %1 karbonhidrat ve eseri miktarda vitamin içermektedir. Etin yapısından da anlaşılacağı üzere içerdiği karbonhidrat oranı oldukça düşüktür. Ayrıca glisemik indeks (GI) açısından değerlendirildiğinde bu indeks sıfır olarak kabul edilmektedir.

Proteinin Önemi Nedir?

Kırmızı et genel olarak proteinli bir besin maddesi olarak tanımlanmaktadır. Proteinler ise yaşayan hücrenin en kapsamlı yapıtaşlarını oluşturmaktadırlar. Proteinler dokuya dayanıklı bir yapı sağlaması, metabolizmaya yardımcı olması, kas hareketlerinde önemli rol alması, kanın pıhtılaşmasını sağlaması, vücutta enfeksiyonların oluşumunun engellenmesi, uyarıcıların iletiminin sağlanması ve daha birçok görevin yerine getirilmesinde rol oynarlar. Besin maddeleriyle alınan protein, organizmada protein üretilmesi için temel oluşturur. Alınan proteinler sindirim esnasında aminoasitlere parçalanır ve daha sonra emilerek organizmadaki fonksiyonlarda yer alırlar. Vücut, ihtiyaç duyduğu 20 aminoasidin 12'sini sentezleyebilme kabiliyetine sahiptir. Diğer 8 aminoasit ise düzenli olarak besin maddeleri ile alınmalıdır. Bu aminoasitler elzem aminoasitler olarak tanımlanmakta ve bu aminoasitlerden birinin dahi yetersizliği vücutta protein sentezini frenleyebilmektedir. Besin maddeleri içerisinde ise et, elzem aminoasitleri yeterli ve dengeli bir biçimde ihtiva ettiğinden beslenmede önemli düzeyde etkili olmaktadır. Her yaşa özgü belli bir günlük ortalama proteine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu gereksinim kilogram başına süt çocuklarında ve çocuklarda 2 g, erişkinlerde 0.8 g ve yaşlılarda ve hamilelerde 1.2 g düzeyindedir. Bu gereksinimin en az yarısının hayvansal kökenli besin maddelerinden sağlanması gerekmektedir.

Vitaminler ve Mineral Maddeler

Et, özellikle B grubu vitaminler açısından önem arz etmektedir. Özellikle B12 vitaminini içermesi bakımından beslenme açısından önemlidir. Bu vitaminin yetersizliğinde pernisyöz anemi olarak tanımlanan anemi oluşmaktadır. Et, aynı zamanda önemli bir demir, potasyum, fosfor ve çinko kaynağıdır. Bu mineral maddelerin büyük ölçüde sindirilebilir nitelikte olması etin beslenmedeki önemini ortaya koymaktadır.

Yukarıda genel nitelikleri açıklanan kırmızı et, yapısal anlamda değerlendirildiğinde beslenme açısından olumsuz olarak değerlendirmek mümkün değildir.

Pişirmede Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Etlerin yapısını bozmamak adına uygulanacak pişirme yöntemleri oldukça önemlidir. Mümkün mertebe unlu, soslu ve genel olarak kızartma yapmamak gerekir. Izgara tarzı pişirme, haşlama ve fırında pişirme, sebzeler ile birlikte pişirme, köfte tarzı pişirme tercih edilmelidir. Mangalda pişirme yapılıyor ise direkt ateş yerine kor haline gelmiş sıcaklıkta ve en az 15 cm mesafede pişirme yapılmalıdır.

Et Nerelerden Temin Edilmelidir

Sağlıklı etler ancak sağlıklı hayvanlardan elde edilir. Kesim hijyeni yeterli olan kesimhanelerde kesilmiş ve kanı yeterince akıtılmış kasaplık hayvanlardan elde edilen ve Veteriner Hekim kontrolünden geçmiş hayvanların etleri tercih edilmelidir. Hijyenik şartları uygun olmayan satış noktalarından et satın alınmamalıdır.

Kırmızı Et Ambalajlı Olmalı

Prof. Dr. Ümit Gürbüz, ette hijyenin temel şartlarından birinin ambalajlanmanmış olması olduğunu vurgulayarak, "Kırmızı ette hijyen olmazsa olmaz koşulların başında geliyor. Hijyenik ortamlarda saklanmayan etlerde bakteri ve küf gelişimi olması kaçınılmaz. Her türlü ette olduğu gibi, kırmızı ette de ambalajlı ürün tercihi hijyenik ürün tüketimi, kırmızı ette oluşabilecek bakteri ve küfü engelleme açısından büyük önem taşıyor" dedi. Gürbüz sözlerine şöyle devam etti Prof. Dr. Ümit Gürbüz "Kırmızı etin ambalajlı olarak tüketilmesi sadece hijyen açısından değil, tazeliğinin ve lezzetinin korunması açısından da önemlidir. Ambalajlama sayesinde kuru ürünler nemlenmekten, hassas ürünler deforme olmaktan, kesilmiş ürünlerse birbirine yapışmaktan korunur" dedi.

Etli Yemeklerin Tüketim Şekli

Et ve etli yemekler genel olarak sofraları zenginleştirme özelliğine sahiptir. Burada dikkat edilecek en önemli husus, et ve etli yemeklerle birlikte glisemik indeksi düşük karnabahar, brokoli, soğan, yeşil biber ile lifli bitkisel besin maddelerinin tercih edilmesidir. Glisemik indeksi sıfır olan kırmızı et bu şekilde tüketilirse kilo vermeye destek olur ve dinç kalmayı sağlayabilir. Kaliteli protein içeren kırmızı et proteinlerinin bir diğer özelliği de zıt kardeşler olarak tanımlanan glukagon ve insülin hormonun uyumlu bir şeklide çalışmasını sağlaması, tokluk hissi vermesi ve uzun süre acıkma hissini engellemesinde rol almasıdır.

KAYNAK : ZEDHABER, Haber7