Aort yırtılmalarında ani ölüm riski

Aort diseksiyonu, aort ana damarında yırtılmaya yol açarak ani ölümlere neden oluyor. Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Altuğ Tuncer, aort diseksiyonuna karşı önemli uyarılarda bulundu.

ABONE OL
GİRİŞ 01.08.2013 13:57 GÜNCELLEME 01.08.2013 13:57 Doktora Sor
Aort yırtılmalarında ani ölüm riski

Son yıllarda artan yüksek tansiyon hastalığı beraberinde başka hastalıkları da tetikliyor ve bunlardan en bilinmeyeni ama aynı zamanda en tehlikelisi ise aort diseksiyonudur. Kalbimizden çıkan büyük atar damara ismini veren aort, kalbimizden çıktıktan sonra boyun bölgemize doğru gitmekte, daha sonra göğüs boşluğu içerisinde kıvrılarak karın bölgesine doğru ilerlemektedir. Karnımızın arka tarafında bel omurgası hizasından ikiye ayrılarak sonlanan aort damarı, vücudumuzdaki tüm organ ve dokuları besleyen atardamarların en büyük olanıdır. Ancak yüksek tansiyon, damar genişlemesi ve genetik nedenlerle bu büyük atar damarın duvarı, ikiye ayrılmakta ve bu iki tabaka arasına kan ve pıhtı dolarak aort diseksiyonu hastalığı meydana gelmektedir. Anadolu Güney Genel Sekreterliği-Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Altuğ Tuncer, aort diseksiyonu hastalığının çok tehlikeli ve hayati risk taşıyan bir hastalık olduğunu belirterek "Aort diseksiyonu, yani damarın yırtılması, organ ve dokulara giden atardamarların tıkanmasına neden olabilir. Sonuçta da yırtılma nedeni ile ani ölümlere ya da organların beslenmelerinin bozulmasını meydana getirebilir" açıklamalarında bulundu.

Kalp kriziyle karıştırılabiliyor

Her yıl 10.000 kişinin yaklaşık 2'sinde meydana çıkan ve daha çok 20-70 yaş aralığındaki erkekleri etkileyen bu hastalığın nedeni ise tam olarak bilinmemektedir ve yine kısmen daha genç hastalarda ya da damar sertliği olan yaşlı hastalarda da aort diseksiyonu ortaya çıkma riski yüksektir. Ayrıca aort kapak darlığında, bölgesel aort daralmalarında, daha önceden kalp ameliyatı geçirmiş olanlarda ve gebelik esnasında da bu hastalık eğer önceden bir yatkınlık varsa ortaya çıkabilmektedir. Aort diseksiyonunun göğüste hissedilen ani ve çok şiddetli bir ağrı ile başladığını belirten Doç. Dr. Altuğ Tuncer sözlerine, "Hasta göğüs kafesi sanki yırtılıyormuş gibi hisseder. Bazen sırta, omuzlara, boyuna, kollara ve karına doğru da yayılabilir. Bu şekildeki bir ağrıda çoğu zaman yanlışlıkla hastalar kalp krizi geçirdiklerini düşünebilirler. Ancak bu hastalığın fark edilmesi ve kalp krizinden ayırt edilmesi çok önemlidir. Zira tedavileri farklıdır. Kalp krizinde verilen ilaçlar, bu hastalık için riski daha da artırabilir." diyerek devam etti.

Kaybedilen her saat, ölüm riskini artırıyor

Ağrıdan başka, bilinç bulanıklıkları, kolu veya bacağı hareket ettirememe, vücudun bir kısmında uyuşukluk hissi, baş dönmesi, sıkıntı hissi, bulantı, kusma, aşırı terleme, kesik soluma gibi belirtilerin de göründüğü aort diseksiyonunda tek çare ise ameliyattır. "Hastalığın kesin teşhisi konduktan sonraki ölüm riski her saat giderek artar. Hastaların mümkünse zaman geçirmeden ilk müracaat ettikleri hastanede ya da ona yakın bir merkezde hemen ameliyat olmaları tavsiye edilir." diyen Doç. Dr. Altuğ Tuncer, aort diseksiyonu ameliyatlarının diğer kalp ameliyatlarına göre daha riskli olduğunu da belirtti. Ameliyatlarda çoğu kez beyine, omuriliğe ve organlara giden damarlar hizasındaki aort damarı değiştirildiğinden, düşük oranda bir felç, böbrek ve diğer organ yetmezliği riski de bulunmaktadır. Doç. Dr. Altuğ Tuncer, yaptığı açıklamalarda aynı zamanda Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin en çok aort diseksiyonu yapan hastane olduğunun ve bu ameliyatlardaki başarı oranının %90'nı bulduğunun altını da çizdi.