Kafa içinde su birikmesine dikkat!
Opr. Dr. Süleyman Coşkun, beyinde anormal miktarda sıvı birikmesiyle oluşan hidrosefali hastalığı ile ilgili önemli bilgiler verdi.
ABONE OLHidrosefalinin kafa içindeki suyun miktar olarak artması olarak tanımlandığını ifade eden Coşkun, bu miktarın artması ya da azalmasıyla hidrosefaliye bağlı hastalıkların oluştuğunu belirtti.
Denizli Devlet Hastanesi beyin cerrahi uzmanı Opr. Dr. Coşkun, “Kafamızın içinde, birbiriyle ilişkili olan mağaralar olarak düşünebileceğimiz boşluklar bulunur. Biz bunlara ‘ventrikül’ ya da ‘karıncık’ diyoruz. Bunların en büyüğü ise yan karıncıktır. Su dediğimiz, beyin omurilik sıvısıdır (BOS) ve birçok fonksiyona sahiptir. En önemli görevi ise beynimizi etkileyecek şiddetli çarpmalarda beyni korumasıdır. Bu sıvıda kanımızdaki gibi besleyici maddeler de bulunur. BOS'un büyük bir çoğunluğu, karıncıklardaki yosunumsu bir organ olan koroid pleksuslarda yapılırken bir kısmı da beyin dokusu ve omurilikte yapılır. Günde yaklaşık yarım litre BOS üretilmekte ve aynı miktarda da emilmektedir. Kafada su toplanması, beyin boşluklarının genişlemesiyle birlikte BOS'un basınç ve miktarında artmadır.” dedi.
Hastaların büyük çoğunluğunda hidrosefalinin, beyin omurilik sıvısının dolaşım yolundaki herhangi bir noktasındaki tıkanmaya bağlı olarak oluşmaya başladığını belirten Coşkun, “Tıkanma, karıncıkları birbirine bağlayan delikler veya kanalda olabildiği gibi emilimin olduğu son noktada da olabilir. Bu tıkanmanın nedeni bir kafa darbesi, enfeksiyon ya da tümör olabilir. Doğumda, belde yara ya da yumruyla birlikte de görülebilir.” diye konuştu. Hidrosefaliyle çocukluk çağında sık karşılaşıldığını anlatan Süleyman Coşkun, bulgularının çocuğun yaşına ve beyin omirilik sıvısının artma derecesine göre değişebileceğinden vurguladı. Baş çevresinde büyüme, baş ağrısı, bıngıldakta genişleme ve gerginlik, kusma, kilo kaybı, ince bir sesle ağlama, çift görme, okul başarısında düşmeler, kafadaki damarlarda belirginleşme, huzursuzluk, denge sağlamada problemler, görme bozuklukları, gözlerin yukarıya doğru bakamaması, konuşma ve yürüme geriliği, dalgınlık, unutkanlık gibi davranış değişiklerinin hidrosefali bulguları olabileceğini belirten Coşkun, teşhisin erken dönemde koyulmasının tedavi açısından büyük önem taşıdığını ifade etti.
Hidrosefalili çocuğu olan ailelere de uyarılarda bulunan Opr. Dr. Coşkun, tekrar çocuk sahibi olmak isteyen ailelerin mutlaka genetik danışmanlığa başvurması gerektiğini anlattı.
Coşkun, şunları kaydetti: “Hidrosefalili çocuğa sahip aileler, çocuğunuzda uyku hali, kusma, baş ağrısı, huzursuzluk, sürekli ağlama gibi belirtiler varsa bunlar kafa içi basıncının arttığını gösteren belirtilerdir. Kontrol edilemeyen ateşler, şantın izlediği yol üzerindeki kızarıklık, şişlik ve hassasiyet, şantla ilgili problem olduğunu gösterir. Bunları önlemek için gece yatarken çocuğunuzun yatağının baş kısmını hafifçe yükseltin. Baş aşağıya doğru sarkık şekilde uyumasına izin vermeyin. Çocuğunuzun kabız olmasını önleyin. Tekrar çocuk sahibi olmaya karar verdiğinizde, mutlaka genetik danışmanlığa başvurun.”