Filistin konuşurken dikkat
Taha Dağlı Filistin davasını konuşurken yapılacak yanlışlara dikkat çekti.
ABONE OLHaber7.com yazarı Taha Dağlı bugünkü köşe yazısında Filistin meselesine dair konuşurken yapılmaması gerekenleri yazdı.
Filistin Türkiye için önemli bir meseledir. Dünya sırtını dönse bizim asla sırtımızı dönmeyeceğimiz, dönemeyeceğimiz bir yerdir orası. Filistin günlük bir konu değil genel bir derttir aslında. En azından bugün içinde bulunduğumuz coğrafyada yaşanan kaos zincirlemesinin ana kaynağı Filistin’in işgalidir.
Kudüs’ün kurtuluşu, Mescid-i Aksa’nın özgürlüğünden bahsederiz.
Bunun için yapılacak bir sürü iş vardır ama ilk önce Filistin bilincine sahip olmak gerek.
İşte bu nedenle, Filistin hakkında konuşurken, haber, yorum yazarken dikkat edilmesi şart olan küçük gibi görünen ama aslında son derece önemi bulunan bazı detaylara vurgu yapmakta fayda var.
ÇATIŞMA DEĞİL SALDIRI
-Batı medyası Filistin haberlerini yıllardır “conflict” yani “çatışma” yani İsrail-Filistin anlaşmazlığı veya çatışması adıyla takdim eder. Oysa ortadaki durum bir çatışma değil saldırıdır. İsrail saldırır, Filistinliler direnir. Çatışma veya savaş karşılıklı eşit şartlarda olur.
FİLİSTİN-İSRAİL SORUNU DEĞİL İSRAİL SORUNU
-Filistin konusu ısrarla “Filistin-İsrail sorunu” olarak takdim edilir. Oysa sorunun direk kendisi İsrail’dir.
Filistin’in adının içerisinde sorun geçen bir kelimede o sorunun taraflarından biri olarak lanse edilmesi de kabul edilemez. Sorun tektir, ortada işgal vardır ve işgalci İsrail sorunun bizzat kendisidir.
JERUSALEM DEĞİL KUDÜS
-Kudüs’ün adı bizim için sadece Kudüs’tür. Batılıların isimlendirdiği gibi Jerusalem ya da Yahudilerin ısrar ettiği gibi Yaruşahaleym değildir.
İLLA İNGİLİZCE OLACAKSA AL QUDS
-Kudüs’ü İngilizce ifade ederken de Jerusalem değil Al Quds demeliyiz.
TAPINAK DAĞI DEĞİL MESCİD-İ AKSA
-Aynı durum Mescid-i Aksa için de geçerlidir. Orası Müslümanların ilk kıblesidir. Alanın tamamının adı Mescid-i Aksa’dır. Siyonistler ve batılılar bizim için haremüşerif olan Mescid-i Aksa’yı “temple mount” olarak tanımlar, bu tuzağa düşmemeli, Mescid-i Aksa’dan bahsederken kesinlikle “Tapınak Dağı” gibi bir ifade kullanmamalıyız.
AYRIM DUVARI DEĞİL UTANÇ DUVARI
-2002’den bu yana Kudüs’le Batı Şeria’yı birbirinden ayıran, yüzlerce kilometre uzunluğunda bir duvar vardır. Bu duvara batılılar “barrier” derler ve bize de Türkçe olarak “ayrım duvarı” dememizi tavsiye ederler. Aksine o duvarın tek adı vardır o da utanç duvarıdır. Çünkü bu duvar Filistin topraklarını, şehirlerini ve hatta mahallelerini birbirinden ayırmıştır.
OPERASYON DEĞİL SALDIRI
-İsrail sık sık Gazze’ye yönelik katliam saldırıları gerçekleştirir. Bunlara isim verir, “koruyucu hat” veya “dökme kurşun” operasyonları gibi. Oysa ortada katliam vardır, direk saldırı verdir, binlerce Filistinli katledilirken, bunun adına “operasyon” demek yanlış olur, olsa olsa bunun adı “katliam operasyonu” olabilir.
BETHLEHEM DEĞİL BEYTÜLLAHİM
-Kudüs, Kudüs’tür dedik. İngilizce olacaksa Jerusalem’i reddedip, Al Quds diyebiliriz dedik. Benzer durum Beytüllahim için de geçerlidir. Orası da Filistin şehridir ve adı Beytüllahim’dir. İngilizceden çevirirken genellikle Bethlehem olarak kalabiliyor, dikkat etmekte fayda var.
HEBRON DEĞİL EL HALİL
-Beytüllahim örneğinde olduğu gibi El Halil’de de aynı sıkıntı yaşanabiliyor. İngilizceden direk çevirdiğimizde bazen Hebron diyebiliriz. Buna da dikkat etmek gerek, illa İngilizcesini söyleyeceksek Al Khalil denilebilir. Unutmayalım El Halil, Hazreti İbrahim’in evinin, makamının bulunduğu yerdir. Hz. İbrahim Cami işgal altındadır ve Filistin topraklarında Müslümanlar için Mescid-i Aksa’dan sonra en önemli ikinci kutsal mekandır.
YERLEŞİMCİ DEĞİL İŞGALCİ
-İsrail işgal ettiği topraklara yenilerini katarken “Yahudi yerleşimci” denilen bir tabir kullanıp, Filistin toprakları üzerinde onların yaşamaları için yasa dışı yerleşim birimleri inşa eder. Yahudi yerleşimci dedikleri eli silahlı, gaspçı kişilerdir. Bunlara yerleşimci demek olayın ciddiyetini hafifletebilir o nedenle işgalci demek daha doğru olur.
HAMAS TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİL SİYASİ PARTİ
-Hamas siyasi bir partidir. 25 Ocak 2006’da yapılan Filistin seçimi, Ortadoğu’nun ilk demokratik seçimiydi. Kazananı ise Hamas olmuştu. İsrail Hamas’ı “terör örgütü” ilan etse de Hamas da İslami Cihat da El Fetih de aslında birer siyasi partidir, direniş örgütleridir.
TERÖRİST, MİLİTAN DEĞİL DİRENİŞÇİ
-İsrail saldırırken Filistinliler direnir. Bunu bazen taşla, bazen uçurtmayla, imkanları varsa silahlı gruplarla yaparlar. Hamas, İslami Cihat, El Fetih gibi siyasi örgütlerin silahlı kanatları vardır. İsrail onlara “terörist” der, bunun bize dönüşü bazen militan veya milis olabiliyor. Dikkat etmek gerek, onlar militan değil direnişçidir.
ZİYARET DEĞİL BASKIN
-Yahudi grupların Mescid-i Aksa’ya girmelerini “ziyaret” olarak değil en azından “provokatif ziyaret” veya “baskın” olarak tanımlamalıyız.
MAHKUM DEĞİL ESİR
-Filistin’in saldırı, katliam, işgal kadar önemli bir diğer sorunu esirler meselesidir. İsrail cezaevlerindeki Filistinlilere “mahkum, tutuklu” dememeliyiz, onlar esirdir. Çünkü kendi topraklarında işgalciler tarafından esir alınmış insanlardır.
İŞGAL ALTINDAKİ FİLİSTİN TOPRAKLARI
-Filistin’i genel olarak tanımlarken “işgal altındaki Filistin toprakları” demek daha doğrudur.
İŞGAL ALTINDAKİ KUDÜS
-Kudüs, Batı Şeria’daki Ramallah, Nablus, El Halil ve diğer şehirler bunların da tamamı işgal altındadır. Bu şehirlerden bahsederken işgale vurgu yapılmalıdır.
ABLUKA ALTINDAKİ GAZZE
-Gazze abluka altındadır. Denizden ve karadan tüm sınırları kapatılmıştır. İçerden çıkılamaz, içerisine girilemez bir durumdadır. Dünyanın en büyük açık hava cezaevidir.
4 AYRI TOPRAK PARÇASINA BÖLÜNEN FİLİSTİNLİLER
-Filistin’den bahsederken “4 ayrı toprak parçasına bölünmüş Filistin” ifadesi, Filistinlilerden bahsederken de “birbiriyle bağlantısı olmayan 4 ayrı toprak parçasında yaşamaya mahkum edilen Filistinliler” denilebilir. Buralar 48 şehirleri, Kudüs, Batı Şeria ve Gazze’dir.
48 ŞEHİRLERİ
-İsrail 1948’de Filistin toprakları üzerinde devlet kurarken, Hayfa, Yafa, Berşeba, Akka gibi yerleri kendi haritasına kattı. Bu bölgelerden bahsederken “48 şehirleri” demeliyiz.
MÜLTECİ DEĞİL KENDİ TOPRAKLARINDA MÜLTECİ İLAN EDİLEN FİLİSTİNLİLER
-6 milyon civarında Filistinli “mülteci” ilan edilmiştir. Bu da sorunlu bir ifadedir. Çünkü dünyada hiçbir insan doğup büyüdüğü kendi memleketi olan bir yerde mülteci olamaz. Bunları ifade ederken de “kendi topraklarında mülteci ilan edilen Filistinliler” diyebiliriz.
-BM 1948 sonrası sürgün edilen Filistinlileri “mülteci” ilan etti. Bu nedenle onlara her mülteciye verilen eve dönüş haklarını da verdi. Bugün o haklar BM eliyle Filistinlilerden alınmak isteniyor, buna da dikkat etmeliyiz.