Tek, Türkiye ve Erdoğan desteklemişti: Her şeyi tepetaklak eden gerçek
Haber7 yazarı Taha Dağlı, "Mursi demişken bunları asla unutmayın" adlı yazısında, Mursi'nin nasıl başa geçtiğini, halkını korumak için başlattığı projeleri, Türkiye ve Erdoğan ile olan ilişkisini, Filistinlilere nasıl sahip çıktığını, darbeyle görevden nasıl alındığını, Sisi yönetimiyle her şeyin nasıl tepetaklak olduğunu, ülkenin maddi ve manevi kaynaklarının İsrail ile ABD'ye peşkeş çekildiği süreci anlattı.
ABONE OLDağlı yazısında ayrıca, Mısır'daki darbeye, dünyaya inat "darbe" diyen tek ülkenin Türkiye tek liderin de Erdoğan olduğunu ve Mursi'yi nasıl desteklediğini hatırlattı.
İşte Taha Dağlı'nın o yazısı;
Muhammed Mursi 7 Mayıs'taki duruşmasında "sağlık sorunlarım var ama tedavime izin verilmiyor" demiş, öldürüleceğinin sinyalini vermişti.
17 Haziran'da yani bir sonraki duruşmasında şehit oldu.
Mursi doğal yollardan ölmedi, öldürüldü, katledildi.
Tıpkı 3 Temmuz 2013 sonrası katledilen binlerce darbe karşıtı gibi.
Arap Baharının Tunus'tan sonraki ikinci durağı Mısır'dı.
Ocak 2011'de 30 yıllık Mübarek diktatörlüğü son buldu.
1,5 yıl boyunca yönetim askeri konseyde kaldı.
Haziran 2012'de Mısır'ın ilk demokratik seçimiyle Muhammed Mursi, ülkenin ilk seçilmiş cumhurbaşkanı oldu.
Aslında Mısır'da İhvan'ın siyasi kanadı olan Hürriyet Adalet Partisinin Cumhurbaşkanı adayı Hayrat Şatır'dı.
Şatır seçim kampanyasında bir de şarkı hazırlatmıştı.
"Mısır'ın Erdoğan'ı geliyor" sözleriyle başlayan o şarkı birilerini rahatsız etti.
Askeri vesayet Şatır'ın adaylığını iptal etti.
İhvan onun yerine Mursi'yi aday gösterdi ve Mursi kazandı.
Mursi'nin o seçimdeki rakibi Ahmet Şefik'ti.
Şefik, Mübarek rejiminin son başbakanıydı.
3 Temmuz darbesinin ardından "İhvan Mısır'da seçime girerek hata yaptı" diyerek Tunus-Nahda örneği verenler, çok olmuştu. Ama eğer İhvan seçime girmeseydi, seçimi Ahmet Şefik kazanmış olacak Mübarek rejimi aynen devam edecekti. Mursi bir anlamda Mısır'da demokrasi için elini taşın altına koymuştu.
Mursi'nin iktidarı 1 yıl sürdü. Mısır'da demokrasi sadece 1 yıl sürdü.
Mursi iktidardayken Port Sait kentindeki bir futbol maçında taraftar kavgasıyla katliam yaşanmıştı. O maç şiddet olaylarını ve iktidara yönelik tepkileri çığ gibi büyüttü.
Mursi bir anayasa çalışması başlattı, Mısır'da asker kontrollü medya tıpkı 28 Şubat medyası gibi canlı yayında başı açık kadın sunucuları azarlayan selefi din adamlarıyla dolup taştı.
Ümmü Gülsüm'ün Mansuriye'deki heykeline birileri başörtü taktı.
Medyada her gün yazılıp çizilenler, "Mursi şeriat getiriyor" diye bas bas bağırıyordu.
Nitekim Haziran sonunda Mursi karşıtları ayaklandı. Genelkurmay Başkanı Sisi 3 gün süre verdi. Süre 3 Temmuz akşamı doluyordu.
Mursi o akşamüstü bir açıklama yaptı, bu onun Cumhurbaşkanı olarak son açıklamasıydı, "derdim koltuk değil demokrasi" dedi, darbeye karşı görevi bırakmaya hazır olduğunu söyledi, tek şartı askerin müdahale etmemesiydi.
O açıklamadan bir kaç saat sonra tanklar Kahire caddelerine indi önce devlet televizyonu binası kuşatıldı, darbe başlamıştı.
Mursi başta olmak üzere İhvan'ın tüm yöneticileri esir alındı.
Darbe karşıtı yüz binlerce insan Rabia, Ramses gibi meydanlara indi.
Darbe karşıtları direnişe geçince katliamlar başladı, 14 Ağustos'ta Rabia meydanı buldozerlerle yerle bir edildi.
Katil Sisi 3 Temmuz-14 Ağustos arası binlerce sivili katletti.
O günlerde Türkiye'de gezi adlı darbe kalkışması vardı, bir benzeri ayaklanma da Brezilya'da yaşanıyordu.
Dünyaya inat Mısır'daki darbeye "darbe" diyen tek ülke Türkiye tek lider de Erdoğan oldu.
Mısır darbesinin ardında İsrail, ABD, BAE vardı. Avrupa Birliği darbe sonrası darbecileri açıktan destekledi.
Mısır, İsrail ile birlikte FETÖ yapılanmasının en güçlü olduğu ülkelerden biri, darbe olunca Sisi'yi alkışlayanlar arasında FETÖ teröristleri de vardı.
Mursi, Mübarek'in aksine İsrail'in Filistin saldırılarına, Gazze sınırının kapatılmasına karşı çıkıyordu. Sisi başa gelince ilk iş olarak Mısır-Gazze sınırını kapattı, yetmedi Refah'taki tüm tünelleri bombalattı.
Mursi, Süveyş Kanalının milli plan dahilinde yenilenmesini öngören bir proje hazırlattı.
Darbe sonrası Sisi o projeyi İngiltere, Almanya ve Fransa'ya peş keş çekti.
Mursi, "Nil nehrinin bir damla suyu çalınırsa, savaşırız" demişti. Çünkü İsrail Etiyopya'da Nil üzerinde Rönesans adlı bir baraj inşa ettirecekti. Mursi suyu vermeyince rafa kalkan o proje Sisi gelince hayata geçirildi. Afrika'nın su kaynakları İsrail'e peş keş çekildi.
Mursi ve Türkiye Doğu Akdeniz'de doğal gaz çıkaran İsrail'in tekliflerini reddetti. Sisi başa gelince İsrail'in çıkardığı ama kimseye satamadığı o gazı, kendi elindeki gazdan çok daha fahiş fiyata satın aldı.
Darbe sonrası Filistin'i yok etme projesi olan yüzyılın anlaşmasına doğru gidiliyor.
Darbe sonrası Doğu Akdeniz'de doğalgaz kaynakları gasp ediliyor, Sisi bu gasp projesinin en kilit rolünü üstleniyor.
Darbe sonrası Arapların abisi olan Mısır'ın etki alanındaki tüm ülkeler İsrail'in güvenliği için ABD ve BAE eliyle tek tek dizayn ediliyor. Libya'dan Sudan'a bir çok ülkede ne kadar darbe, şiddet, katliam, iç savaş varsa hepsinde de İsrail'in maşa olarak kullandığı Sisi'nin rolü var.
Mursi 1 yıl boyunca Mısır gibi zengin kaynakları olan bir ülkenin tüm maddi değerlerini kendi halkının hizmetine sundu.
Sisi ise darbeyle başa gelip, Mısır'ın tüm kaynaklarını ABD, İsrail ve Avrupa'ya peş keş çekti.
O yüzden demokrasi denince mangalda kül bırakmayan Avrupa ve ABD, Mısır'da darbecileri destekledi, Sisi'nin ayağına kırmızı halılar serdi.
"Türkiye idam cezasını getirirse kırmızı çizgimiz aşılır" diyen AB liderleri, Kahire'de 3 genç idam edildikten bir gün sonra koşa koşa Sisi'nin yanına gidip, zirve yaptı, bilardo partileri düzenledi, darbeden veya idamdan tek kelime bile bahsetmedi.
Mursi, fakir Mısır halkı için çalışırken, darbeci Sisi dönemiyle Mısır'da ekmek bile karneyle satılır oldu.
Üst akıl diyoruz ya, işte tüm bunları üst akıl yaptı. Türkiye direnmese hepsi hatta beteri bizim ülkemizde de olacaktı.
Peki üst akıl kim mi?
Tekerlekli sandalyedeki 90'lık diktatör Hüsnü Mübarek'i ayaklandırıp, aklayarak hapisten çıkaran; seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi'yi ise zindanda katledenlerden başkası değil.