Herkesin merak ettiği sorusunun cevabı ABD'nin itirafında gizli

Haber7 yazarı Taha Dağlı, "PKK'lı terörist nasıl general oldu?" adlı köşe yazısında, Türkiye tarafından kırmızı bültenle aranan Ferhat Abdi Şahin'in (Mazlum Kobani) ABD ve Avrupa ülkeleri tarafından neden "general" olarak görüldüğünü anlattı. Dağlı ayrıca, ABD'nin eski Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Raymond Thomas'ın isim değişliği oyunu ile PKK'yı nasıl meşru hale getirmeye çalıştığını detaylandırdı.

ABONE OL
GİRİŞ 30.10.2019 11:22 GÜNCELLEME 30.10.2019 13:36 DÜNYA
Herkesin merak ettiği sorusunun cevabı ABD'nin itirafında gizli

İşte Taha Dağlı'nın o yazısı:

 

BU İTİRAF UNUTULMASIN

"Kendilerine YPG diyorlardı aslında bu PKK'ydı, bu ismi değiştirmeleri gerektiğini söyledik, onlar da ertesi gün Suriye Demokratik Güçleri'ni ilan ettiler, zekice bir hamleydi."

 

ABD tarafından da AB tarafından da resmen terör örgütü olan PKK'yı bir günde DAEŞ kahramanına dönüştürüldü.

3 kelimelik bir değişimle, terör örgütü, bir anda özgürlük savaşçısı haline getirildi.

Amerika'nın Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Raymond Thomas, Suriye'deki sözde DAEŞ’le mücadelenin başında bulunan isimlerden biriydi.

PKK-PYD teröristlerini 2016 Haziran ayında Münbiç'e yönlendirmişlerdi.

Türkiye'nin şiddetle karşı çıkmasına rağmen göz göre göre Fırat'ın batısına girip, Münbiç'i DAEŞ'ten sonra PKK terör örgütüne teslim etmişlerdi.

Türkiye'nin tepkisi çok netti, "PKK-PYD ya da YPG Münbiç'ten çıkarılsın" mesajı peş peşe ve kararlı bir şekilde Washington'a iletildi.

Onlar ne yaptı?

"Tamam hepsi çıkarıldı" dedi.

Ama Münbiç'te hala PKK'lılar vardı.

Türkiye yine sorunca "onlar PKK değil, SDG" yanıtı geldi.

PKK, PYD, YPG derken bir anda SDG diye bir şey üretilmişti.

Türkiye buna da itiraz etti çünkü SDG denilen örgütün içerisi PKK'lılarla doluydu.

Terör örgütünün sadece ismini değiştirmişlerdi.

O isim değişikliği hikayesini bu olaydan yaklaşık bir yıl sonra 23 Temmuz 2017'de bizzat SDG'nin mimarı olan ABD Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Raymond Thomas tane tane izah ediyordu.

"Kendilerine YPG diyorlardı ama Türkler bunun PKK ile aynı olduğunu biliyorlardı ve bize tepki gösteriyorlardı, ben de onlara PYD-YPG ismini değiştirmelerini tavsiye ettim, ertesi gün yeni isimlerini ilan ettiler, kendilerine de Suriye Demokratik Güçleri dediler, içerisinde demokratik ifadesinin geçmesi de zekice bir hamleydi."

SDG dümeni işe yaramıştı.

O döneme kadar Türkiye, "PKK ile PYD aynı" derken, Batı bu gerçeği inkar ediyordu.

Üstüne bu kez "Suriye Demokratik Güçleri" diye bir makyaj da yapılmıştı.

Yalan söylerken ellerine bir argüman daha almış oldular.

Bu sayede DAEŞ canavarının karşısında mücadele edenlerin PKK da değil, PYD de değil, SDG olduğunu öne sürüp, bu yalana inandırdıkları kitlelerde PKK nedeniyle oluşan hasarı tamamen örtmeyi başarmışlardı.

Türkiye’ye yönelik çok net bir operasyondu, yaptıkları.

Türkiye her şeyin farkında olsa da neredeyse bütün dünyayı yanlarına alıp, Türkiye'nin PKK-SDG dönüşümünde yalnız bırakılmasını sağlamışlardı.

Bu özgüvenle Mazlum Kobani adlı PKK teröristini, ismini değiştirip SDG yaptıkları terör örgütünün başına koydular.

PKK elebaşının manevi oğlu olan, Türkiye'nin kırmızı bültenle aradığı, PKK terör örgütünün tüm üst düzey yapılanmasıyla ilişkisi defalarca belgelenmiş teröristi, "general" rütbesiyle, SDG komutanı diye lanse ettiler.

KAYNAK : Haber7