Azerbaycan-Ermenistan-Rusya anlaşmasının yansımaları
Azerbaycan'ın sahada elde ettiği askeri başarı, 30 yıl sonra işgalden kurtarılan toprakların masaya getirilmesiyle resmiyete taşındı. Rusya'nın araya girip Ermenistan'ı kurtarmasıyla sonuçlanan anlaşmayı Azerbaycanlı uzmanlar Haber7.com'a değerlendirdi.
ABONE OLHaber7- Enes Taha Ersen
Azerbaycan'ın 30 yıllık hasreti, 10 kasımda son buldu. Son olarak Şuşa'yı da işgalden arındıran Azerbaycan ordusu karşısında Erivan mağlubiyetini ilan etti.Ermenistan başbakanı Paşinyan'ın yenilgiyi kabul ederek anlaşma imzaladığını duyurması ile sonuçlanan süreçte Bakü büyük kazanımlar elde etti.
Türkiye'nin de gayretleriyle diplomasi masasına taşınan bu zafer, anlaşmayla resmiyete döküldü. Son ana kadar Azerbaycan'a desteğinden taviz vermeyen Türkiye'yi masa dışında tutma hamleleri özellikle dikkat çekerken, Azerbaycanlı uzmanlar hem bu anlaşmayı, hem de Türkiye'nin masadaki/sahadaki pozisyonunu değerlendirdi. Gazeteci Ceyhun Aşirov, Azerbaycan Yeni Çağ Medya Grubu Başkanı Agil Alesger ile Azerbaycan İslahatçı Gençler Birliği Başkanı Ferit Şahbazlı Haber7.com'a gelişmeleri yorumladı.
CEYHUN AŞİROV: KARANLIKTA KALAN BAZI NOKTALAR VAR
Azerbaycanlı gazeteci Ceyhun Aşirov, yapılan anlaşmayı ve kazanımları değerlendirdi. Özellikle Şuşa'nın alınmasına değinen Aşirov, ateşkes nedeniyle geride kalan bölgelerin durumuna dikkat çekti.
"HEPSİNİN ÇOK İYİ ANALİZ EDİLMESİ GEREKİYOR"
Ateşkes sonrasında da sürecin yakından incelenmesi ve Ermeni güçlerin, çetelerin geçmişte olduğu gibi silahlanma, girişimlerine müsaade edilmemesi gerektiğini belirten Aşirov "Bunların hepsinin çok iyi irdelenmesi, analiz edilmesi gerekiyor" dedi.
"Geldiğimiz bu noktada Azerbaycan bu bölgeleri deFacto olarak kontrol ediyordu. Şuşa'yı alan bir ordu, Hankendi'yi de otomatik olarak almış demektir. Azerbaycan Ermenistan'ı sahada deFacto olarak diz çöktürdüğünde, Rusya'dan gelen bu anlaşma, maalesef o kadar da iç açıcı bir durum değil. Rus ordusunun Azerbaycan topraklarına yerleştirilmesi, ileride nasıl bir sonuç doğuracak? O bölgede kalan Ermeni güçler silahlandırılacak mı? Tekrar geriye mi döneceğiz? Bunların hepsinin çok iyi irdelenmesi, analiz edilmesi gerekiyor. "
"RUSYA VARSA, TÜRKİYE DE SAHADA YER ALMALI"
Özellikle Moskova'dan gelen açıklamalar doğrultusunda, sahada yalnızca Rus askerinin bulunacağı söylemlerine de değinen Aşirov, sahada Rus askerlerinin yanı sıra Türkiye'nin de bulunması gerektiğine dikkat çekti. Başarıdaki en önemli etkenin Türkiye olduğunu ifade eden Azerbaycanlı gazeteci, "Sadaha Rusya varsa Türkiye de olmalı" dedi.
"İmzalanan anlaşmaya göre Türk ordusunun ne şekilde bölgede olacağı, alan hakimiyetini nasıl sağlayacağı net değil. Rusya'dan da açıklamalar var. Kurulacak olan ateşkes gözlem merkezinde Türk askeri yetkilileri olacak gibi değerlendirmeler geliyor Rusya ve Ermenistan tarafından. Oysa ki bu savaşın siyasi, psikolojik ve diğer taraflar açısından kazanılmasında en önemli aktör Türkiye'dir. Türkiye'nin verdiği destek sayesinde bu sağlandı. Bugün Türkiye'nin sahada bizzat olması gerekiyor. Rusya sahada varsa, onun yanında da Türkiye yer almalı. Tek taraflı olmaması gerekiyor. Bu noktalarda iyi analiz etmek gerekiyor."
"TÜRKİYE NEDEN YOK"
Aşirov, Türkiye'nin devre dışı bırakılarak masadan uzaklaştırılmaya çalışılmasına ilişkin şunları söyledi:
"Ortada bir muamma var. Üç devlet yetkilisi imza atmış, neden bu anlaşmada Türkiye yok, Türkiye'nin konumu yok? Hocavend, Ağdere, Hankendi, Hocalı -ki burası çok önemlidir bizim için- neden Ermenilerde kalıyor buralar? Zaten biz askeri olarak bu bölgeleri almak üzereydik. Bunu Ermeni tarafı da doğruluyor. Sözde Karabağ Cumhurbaşkanı açıklamasında "Savaş iki gün daha devam etse biz Karabağ'ı tamamen kaybedecektik" diyor. Bu durum ortada açık ve net. Burada Türkiye'nin konumu açısından daha şeffaf olunmalıdır. Türkiye Rusya gibi sahada alan hakimiyetine sahip olmalıdır. Ermenistan'ın tekrar bir saldırı gerçekleştirmesi ihtimalini kim denetleyecek sahada? "
AGİL ALESGER: YENİLGİNİN RESMİ BEYANIDIR
"Bu gece Ermenistan ve Azerbaycan arasında Rusya`nın garantörlüğü ile imzalanan anlaşma, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev`in de defalarca söylediği gibi Azerbaycan`ın savaş meydanında elde ettiği başarıyı masaya taşımasının bir sonucuydu. Öncelikle şunu belirteyim ki bu bir ateşkes anlaşması değil. Bu,
"ALİYEV ALTINI ÇİZEREK SÖYLEDİ"
"Tabi, anlaşmanın Azerbaycan için en önemli tarafı ateşkes izleme merkezinde Türkiye güçlerinin olmasıdır. Aliyev ulusa sesleniş konuşmasında bunu özellikle, altını çizerek söyledi."
"30 YILLIK İŞGALE NOKTA KOYULACAK"
Tabi, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'ni Azerbaycan'ın batı bölgelerine bağlayan yeni ulaşım hattının inşası da Azerbaycan`ın zaferini belgeleyen en önemli şartlardan biridir. Bu anlaşma ile 30 yıldan beridir devam eden işgal politikasına nokta koyulacak.
FERİT ŞAHBAZLI: BAŞKA BİR ALTERNATİFİ YOKTUR
"Minsk grubuna bağlı barış güçlerini temsilen, grubun eş başkanı Rusya'nın askerleri burada faaliyet gösterecek. Dün Cumhurbaşkanı ilham Aliyev açık bir şekilde dile getirdi ki Ermenistan ile ateşkesin sağlanması için sahada bir kontrol merkezi kurulacaktır. Kontrol merkezinde Rus askerleriyle birlikte Türk askerleri de hizmet verecektir. Cumhurbaşkanı Aliyev ulusa seslenişinde bunu açıkça dile getirdi. Bunun başka bir alternatifi yoktur ve bu şekilde uygulanacaktır."
"TÜRK ASKERLERİ YER ALACAK"
"Kabul edilen, imzalanan anlaşma Karabağ'daki askeri operasyonların
"SORU İŞARETLERİ NETLİK KAZANACAK"
Böyle bir anlaşmanın imzalanması Azerbaycan'ın kazandığı askeri başarıların bir sonucudur. Zaten biz savaş başlamadan önce diyorduk: Biz Ermenistan ile savaşı durdurabiliriz, eğer ki onlar işgal ettikleri bölgeden çekilme konusunda bir takvim ortaya koyarlarsa! Bugün o takvim ortadadır. İşgal ettikleri topraklardan çıkmak için en geç Aralık ayının1'ine kadar süreleri var. Artık Karabağ için Ermenistan'ın talep ettiği statü konusu tamamen ortadan kalkmıştır. Karabağ, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünün bir parçası olarak kalacaktır. Buralardaki Ermeni vatandaşları tıpkı bir Azerbaycanlı gibi yaşamaya devam edebilecektir. Buralarda sürülen Azerbaycan vatandaşları bu topraklara geri dönebileceklerdir. Bugünkü şartlar altında Azerbaycan'ın milli çıkarları açısından çok önemli, çok verimli bir anlaşmadır. Önümüzdeki günlerde soru işaretleri barındıran bazı detaylar da netlik kazanacak, gün yüzüne çıkacaktır.