Pompeo neden Rüstem Paşa Cami'ni ziyaret etti? Çarpıcı 4 teori
Haber7 yazarı Taha Dağlı, "Neden başka yer yokmuş gibi Rüstem Paşa Camii'ne gitti?" adlı köşe yazısında ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun İstanbul temaslarını değerlendirdi. Dağlı yazısında, Pompeo'nun neden Rüstem Paşa Cami'ni seçtiğini irdelerken 4 farklı teori üzerinde durdu. Bunlardan en dikkat çekeni ise Ayasofya oldu.
ABONE OLİşte Taha Dağlı'nın o yazısı;
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İstanbul’da Patrikhaneden çıkıp, Eminönü’ndeki Rüstem Paşa Camini ziyaret etti. Peki neden orayı tercih etti?
Pompeo cami ziyaretiyle "dini özgürlükler" mesajı verdi, "bu tür ibadet yerlerinde tüm insanların inançlarını özgürce ve açık şekilde yerine getirmelerine izin verilmelidir" dedi.
Rüstem PaşaCami, İstanbul’un fethinden yaklaşık 110 yıl sonra inşa edildi.
Camiden önce yerinde yine bir mescit varmış. Onun öncesi de bir kilise olabilir.
Belki o nedenle Rüstem Paşa camisi inşa edilmeden önceki hali Kilise Cami olarak da biliniyormuş.
Türkiye dini özgürlükler konusunda dünyanın en cömert ülkesi.
Ama Pompeo, sanki Türkiye’de dini özgürlük yokmuş gibi davrandı.
Bir zamanlar yıkılmış bir kilisenin yerine inşa edilmiş olan bu camiye gidip, "herkesin inancını yerine getirmesine izin verilmelidir" dedi, bunun teminatının da ABD olduğunu vurguladı.
Rüstem Paşa Caminin en önemli özelliği çinileri. Paha biçilemez güzellikte çinilerle süslü bir cami, burası.
Pompeo çinilere hayranlığını da gizlemedi, "nefes kesici güzellikte" ifadesini kullandı.
Rüstem Paşa Caminin çinileri, ABD’ye hiç de yabancı değil.
Tarihçi Murat Bardakçı bir dönem yazmıştı, 90’lı yıllarda Rüstem Paşa camindeki restorasyon sırasında yerlerinden sökülen ve depoya kaldırılan çinilerden ikisi kaybolmuştu. Sonra o çiniler, New York’taki Metropolitan müzesinde ortaya çıkmıştı.
Amerikalıların, Rüstem Paşa Camiyle alakalı böyle bir "eski Türkiye" hatırası var.
Kanuni döneminden sonra Osmanlı’nın duraklama devrine girmesi de Pompeo’nun tarihsel iştahını mı kabartıyor bilinmez.
Rüstem Paşa’nın tarihteki yeri de önemli. Pompeo buna vurgu yapmak istemiş de olabilir.
Rüstem Paşa, Kanuni Sultan Süleyman’ın damadıydı. Osmanlının en uzun süre sadrazamlık yani bir başka deyişle başbakanlık yapmış olan siyasetçisi.
Bununla birlikte Kanuni döneminin iki büyük askeri ve siyasi dehası kabul edilen Makbul İbrahim Paşa ile Şehzade Mustafa’nın öldürülmesinde payı olan aktör Rüstem Paşa’dır.
Rüstem Paşa aynı zamanda Hırvat, Hristiyan bir ailenin çocuğudur yani devşirme olarak genç yaşta İstanbul’a gelmiş, Müslüman olmuştur. Pompeo, böyle bir tarihi karakter üzerinden mesaj vermek suretiyle de kısa İstanbul ziyaretinde, Rüstem Paşa camine gitmiş olabilir.
Ayasofya’nın ibadete açılmasına ABD’den en yüksek sesli tepkiyi veren kişi Pompeo’ydu.
Pompeo İstanbul’a gelip, Ayasofya’yı ziyaret etmedi.
Belli ki "cami statüsünü kabul etmiyorum" demek istedi.
Onun yerine Rüstem Paşa camine gitti.
Geldiğinde illa bir cami ziyaret etme şartı var mıydı, elbette yoktu ama dini özgürlükler masalı üzerinden gelip, bir yerlere bir işaretler vermeye kalkmış olabilir.
Zira Rüstem Paşa camine ilgi duyan Amerikalılar, New York’taki Metropolitan müzesine çalıntı çini kaçıranlar ve Mike Pompeo ile sınırlı değil.
Ayasofya’nın ibadete açılmasından 1 hafta sonra 30 Temmuz’da ABD’nin Ankara büyükelçisi Satterfield de ne tesadüf, Rüstem Paşa camini ziyaret etmişti.
Pompeo’nun Patrikhane ziyaretiyle ise Rusya’ya bir gönderme yaptığını söyleyebiliriz.
Burası, Rus Ortodoks kilisesiyle rekabet halinde.
Aynı zamanda Rusya’ya karşı Amerika’nın destek verdiği Ukrayna 2 yıl önce Rus Ortodoks kilisesinden bağımsızlığını Fener Rum Patrikhanesi üzerinden teyit etmişti.
Pompeo İstanbul’dan ayrıldıktan sonra da turuna yine bir Rusya karşıtı olan ülke Gürcistan’a gitti.
Mike Pompeo Ocak ayından sonra ABD yönetiminde yok.
Yani şu an o da bir topal ördek.
Ama CIA deneyiminin üzerine ABD Dışişleri Bakanlığıyla 2024’te başkanlığa oynadığını herkes biliyor.
Trump’ın aksine Pompeo’nun icraatlarının, seçimi kazanan Biden’ın politikalarıyla çok fazla çakışmadığını hatta bir çok konuda örtüştüğünü de söylemek mümkün.
Pompeo, İstanbul’a gelmeden önce Fransa’daydı ve Macron ile görüştü.
Hedeflerinde ise Türkiye ve Erdoğan vardı.
ABD ile Avrupa’nın Erdoğan’a karşı birlikte hareket etmeleri gerektiğini vurguladı.
Bunu söyledikten sonra İstanbul’a geldiğinde ise Fransa ile Almanya’nın Dışişleri Bakanları, Pompeo’nun mesajını teyit edip, ABD’nin yeni başkanı Joe Biden’a "Türkiye’ye karşı güçlerimizi birleştirelim" çağrısında bulundu.