Kıbrıs'taki Kur'an kursu kararına tepki: Dinsizleştirme projesi
KKTC Anayasa Mahkemesinin Kur’ân kurslarıyla ilgili kararına ilişkin tartışmalar devam ediyor.
ABONE OLKuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Anayasa Mahkemesi'nin aldığı ve kararındaki laiklik vurgusunun özellikle yapıldığı Kur'an kursları konusundaki tartışma devam ediyor.
Kur’ân kursları eğitimlerinin resmî kurumlar tarafından yürütülmesini engelleyen Anayasa Mahkemesi kararı ile ilgili tartışmalar sürerken, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın özel danışmanı Prof. Dr. Hüseyin Işıksal, Kıbrıs Türkü’nün tarihî bir şantaj ve saldırı dalgası ile karşı karşıya olduğunu söyledi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Talip Atalay ise bu tartışmalar sebebiyle ciddi manada enerji ve zaman kaybı yaşandığını söyledi. Kıbrıslı araştırmacı-akademisyen Prof. Dr. Emete Gözügüzelli ise “Bütün bu yaşananlar Türkiye karşıtı bir şova dönüştürülüyor. Zamanlama oldukça manidar’’ dedi.
KKTC’YE KARŞI 5. KOL FAALİYETİ
Prof. Dr. Işıksal 27 Nisan’da başlayacak olan ve KKTC’nin de katılacağı Kıbrıs konulu 5+BM gayriresmî Cenevre görüşmelerine dikkati çekti. Işıksal, “Bu kritik süreçte Kıbrıs Türklerine yönelik 5’inci kol faaliyetleri başlatıldı. Haricî unsurlar bu amaçla içimizdeki gayrimillî unsurları ayırdıkları ciddi fonlarla destekliyor. Üniversiteler, kamu kurumları, STK ve medyada bu doğrultuda hareket eden kişiler var. Kıbrıs Türk halkının millî, manevi değerlerine sistemli bir biçimde saldırıyorlar. Bu toprakları bir dizi yalanla ve kara propaganda ile teslim etmemizi istiyorlar. Biz içeride yapay konularla uğraşırken Rum tarafı; İsrail, BAE ve Yunanistan’la stratejik görüşmeler yapıp anlaşmalar imzalıyor. Bu bir komplo ve yürütülen 5’inci kol faaliyetlerinin parçası’’ ifadelerini kullandı. Rum Kesimi’nin İsrail, Yunanistan ve BAE ile düzenlediği zirveyi değerlendiren Prof. Dr. Işıksal, “Bu organizasyon Rumların sinsi bir planıydı ve yegane hedef Türkiye’nin baskılanması ve bölgede yalnızlaştırılmasıydı” dedi.
KUR’AN ÖĞRENMEK YASAL HAK
KKTC Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Talip Atalay, Kur’ân öğrenme, ezberleme hakkının Kıbrıs anayasası ve temel insan hakları çerçevesinde teminat altına alındığını belirterek şunları söyledi: “Bu konuda herhangi bir yasak hukuki değildir. Din İşleri Yüksek Kurulu olarak Kıbrıs’ta Kur’ân hafızlığı ve kutsal kitabımızın öğrenilmesini yasal bir zemine oturtma mücadelesi veriyoruz. Din İşleri Yüksek Kurulu ve Millî Eğitim Bakanlığı arasında yazılı ve teorik prosedürün tamamlanması yönünde bütün hazırlıkları tamamladık. Tam bu sırada Anayasa Mahkemesi kararı açıklandı. Bu tartışmalar sebebiyle ciddi anlamda zaman ve enerji kaybettik’’ dedi.
ZAMANLAMA MANİDAR
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Kıbrıs Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emete Gözügüzelli ise yaşananların tesadüf olmadığını vurguladı. Gözügüzelli, şunları kaydetti: "Anayasa Mahkemesi kararını belirli odaklar Türkiye karşıtı şova dönüştürdü. Türkiye müdahale ediyor propagandası yapıyorlar ve aynı kara propaganda kapsamında greve gidecekler. Kıbrıs Din İşleri Yüksek Kurulu, hafızlık, Kur’ân öğreniminden mahrum olan çocuklarımızın bu mağduriyetini gidermek adına bir komisyon kurdu. Bu olay bir sendika tarafından çok uzun süre önce mahkemeye taşındı ve komisyonun laiklik ilkesi ile çeliştiği iddiası gündeme getirilip feshi istendi. Ancak ne ilginçtir ki, karar ramazanın başladığı gün ve aleyhte alındı. Bu zamanlamayı manidar buluyorum ve kesinlikle tesadüf olmadığına inanıyorum. Cumhurbaşkanı ve hükûmet hiç vakit kaybetmeden gerekli kanuni düzenlemeleri yaparak bu tartışmayı bitirmelidir. Hükûmet, din düşmanlığı eken odakların üzerine gitmeli ve onların karanlık emellerini Kıbrıs Türkleri ile paylaşmalı. Okullarımızda din dersi yok. Bizim millî ve dinî kimliğimizden koparılmamızı isteyen lobiler büyük miktarlarda fonlar ayırarak Kıbrıs halkını dinsizleştirmeye çalışıyor... Her ne kadar açıktan söylemeseler de son tartışmaların asıl hedefi Türkiye’nin Kıbrıs’taki varlığı."
"HALKIMIZ DİNİNE VE İNANCINA BAĞLIDIR"
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kuran-ı kerim kurslarının KKTC’de yasaklandığına ilişkin tartışmalarla ilgili Kıbrıs Türk halkının dinine ve inancına bağlı bir halk olduğunu ifade ederek, kursların devam edeceğini söyledi. Tatar, Başbakan ve Eğitim Bakanı ile görüşerek eğer kanuni bir eksiklik varsa bunların giderilmesini istediğini belirterek, kursların Din İşleri Başkanlığı yetkisiyle ve Eğitim Bakanlığının denetlemesi ile yürütüleceğini ifade etti. Tatar, laikliğin herkesin dinini yaşaması ve vicdan özgürlüğü bakımından önemli olduğunu belirtti.