Azerbaycan'a askeri üs kurulmalı mı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Azerbaycan'a Türkiye'nin üs kurma konusundaki söylemleri ve Rusya'nın cevabını, Haber7.com yazarı Taha Dağlı köşesinde kaleme kaldı.
ABONE OLKarabağ zaferi ile perçinlenen ve bir kez daha tüm dünyaya gösterilen Türkiye-Azerbaycan kardeşliği, askeri iş birliği noktasında da dikkat çeken bir birlikteliği ortaya koydu. Özellikle Türkiye'nin teknolojik imkanlarıyla Azerbaycan'a sağladığı destek, "Azerbaycan'a üs kurulabilir mi?" fikrini de gündeme getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daha önce dile getirdiği askeri üs kurma olabilirliği, Haber7.com yazarı ve Kanal7 Dış Haberler Koordinatörü Taha Dağlı tarafından köşesinde kaleme alındı.
AZERBAYCAN'A ASKERİ ÜS KURULMALI MI?
Dağlı, Türkiye'nin atabileceği bu adım ve Rusya'nın olası cevabına değinirken, Şuşa Beyannamesi'nin sağladığı altyapıya ilişkin şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Azerbaycan’a askeri üs kurulacak mı” sorusuna “olabilir” şeklinde bir yanıt vermişti. O ihtimal Moskova’da anında yankı buldu.
Kremlin sözcüsü Peskov, “Türkiye Azerbaycan’da askeri üs kurarsa, Rusya da karşı adım atabilir” dedi.
Şu an için “Türkiye, Azerbaycan’da üs kuruyor” denilemez.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da öyle demedi zaten.
Soru üzerine Şuşa beyannamesinin içeriğinde mevcut askeri işbirliğinin genişletilme maddesinin olduğunu söyledi.
Karabağ savaşının “kurşun” atmadan kazanan tarafı Rusya’ydı.
Ateşkes ile birlikte Karabağ’a asker çıkardılar.
Barış gücü adı altında bölgeye yerleştirdiler."
RUSYA İDRAK ETMELİ
Rusya'nın Türkiye'nin sahadaki varlığını kabul etmesi gerektiğini belirten Dağlı, Ankara'nın da en az Moskova kadar burada nüfuz sahibi olduğuna ve buradaki Türk varlığının Azerbaycan ile Türkiye'nin ilişkileri ile doğrudan ilgili olduğuna değindi:
"Rusya şunu idrak etmeli ki, Türkiye de en az onlar kadar denklemin içerisinde.
Azerbaycan’da Türk askeri var.
Azerbaycan devletinin davetiyle oradalar.
Ve Azerbaycan bağımsız bir ülke.
İhtiyaç halinde daveti genişletip, askeri üs talebinde bulunabilirler.
Türkiye de o zaman iki devlet arasındaki resmi bir anlaşmayla askeri üs kurabilir.
Başkan Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev arasında imzalanan Şuşa beyannamesi de teknik olarak bu ihtimali barındırıyor.
Evet şu an için “Türkiye askeri üs kuruyor” diyemeyiz belki ama yarın öbür gün o üs kurulabilir.
Bunun önü açık.
Ve bir engel de yok.
Zaten olması gereken de bu.
Türkiye’nin Azerbaycan’da askeri üs kurması gereklidir, zaruridir.
Madem Rusya’nın orada askeri var, Türk askeri de Karabağ’da üs kurmalıdır."
Dağlı'nın köşe yazısı şu şekilde:
"Çünkü bölge bir hayli karışık ve kritik.
Bir çok ülkenin gözünü diktiği bir coğrafyadan bahsediyoruz.
Zengezur koridoru, birden fazla ülke için öneme sahip bir yer.
Ama en çok Türkiye ve Azerbaycan için “olmazsa olmaz” bir yer.
Rusya ise tüm o bölgeyi tek başına kendi hakimiyetinde tutmaya çalışıyor.
O nedenle Erdoğan’ın “üs kurulabilir” sözüne anında reaksiyon verme ihtiyacı duyuyorlar.
Karabağ şu an için Azerbaycan’ın kontrolünde.
Ancak Ermeniler kaçıp giderlerken, etrafı yakıp, yıkmışlar üstüne bir de mayın döşemişler.
Bakü’den Şuşa’ya gidebilecek güvenli bir karayolu yok.
Yeni bir yol açılıyor.
Şuşa’da yaşam yok, ikamet eden kimse yok.
Oranın ve diğer Karabağ şehirlerinin yeniden imarı gerek.
Şu an için çalışmalar başlamış durumda.
Türkiye, bu konularda Azerbaycan’la ortak hareket ediyor.
Rusya ise askerlerini oraya yerleştirip, Karabağ’ın yeniden inşa edilmesini bekliyor.
Türkler, Karabağ’ı yaşanır bir hale getirecek, Ruslar ise askerleriyle orayı kontrol edecek, ancak böyle bir dünya artık yok.
O nedenle Karabağ’ın en kritik yerlerine çöreklenmenin bedeli olacaktır.
En azından bu iş, bu kadar ucuz olmayacaktır.
Çünkü orası tek başına Rusya’nın askeri himayesine bırakılacak bir yer, kesinlikle değil.
Tekrar etmekte fayda var.
Rusya, Türkiye’nin de Güney Kafkasya denkleminin çok ama çok önemli bir aktörü olduğunu artık idrak etmeli.
Güney Kafkasya’da 30 yıllık statükoyu sona erdiren, Azerbaycan ile Türkiye’nin ortak gücü oldu.
Bu göz ardı edilmeyecek bir gerçekliktir.
Bu saatten sonra Güney Kafkasya’da yeni bir denklem kurulmuştur ve öncüsü Türkiye’dir.
Güney Kafkasya ise artık Rusya’nın sadece kendilerine ait olduğunu düşündükleri “arka bahçesi” değildir."