İngiliz akademisyen 'HelpTurkey' skandalıyla ilgili çarpıcı gerçekleri açıkladı!

İngiliz akademisyen Dr. Marc Owen Jones, 'HelpTurkey' çalışmasının altında yatan çarpıcı gerçekleri tek tek açıkladı. Bu kampanyanın amacının Türkiye'nin popülaritesini düşürmek ve ülkeyi aciz göstermek olduğunu dile getirdi.

ABONE OL
GİRİŞ 06.08.2021 11:55 GÜNCELLEME 06.08.2021 13:10 DÜNYA
İngiliz akademisyen 'HelpTurkey' skandalıyla ilgili çarpıcı gerçekleri açıkladı!

Sosyal medya ağ analizleri ile tanınan İngiliz akademisyen Dr. Marc Owen Jones, Aydınlık'a konuştu. Twitter'deki “HelpTurkey” kampanyasını inceleyen ve dezenformasyona dikkat çeken Jones, “Bu kampanyayı yapanlar Türkiye’nin içteki veya dışarıdaki düşmanları tarafından yönlendiriliyor” dedi. Siber savaşlara vurgu yapan ve bilgi operasyonları için fonların arttığını söyleyen Jones, “Hükümetlerin bu alanlara yatırım yaptığını, propaganda mesajlarını yaymak için sosyal medyayı kullanan ordular oluşturduğunu” belirtti.

Dr. Marc Owen Jones'un kritik sorulara verdiği yanıtlar: 

"MUHALEFET PARTİLERİ DE İÇİNDE YER ALABİLİR"

Sosyal medyadaki #HelpTurkey çalışmasının hangi kaynaktan yönlendirildiğini düşünüyorsunuz?

Bu tip bir kampanyanın kaynağını süreç içinde saptamak oldukça zor. Şunu açıkça söyleyebiliriz ki bu kampanyayı yapanlar Türkiye’nin içteki veya dışarıdaki düşmanları tarafından yönlendiriliyor. Türkiye düşmanı ülkeler de olabilir, muhalefet partileri de yer alabilir içinde… Türk devletine ya da hükümetine karşıt kim varsa onların bu çalışmaya öncülük ettiğini söyleyebiliriz. Fakat net bir şekilde şu “organizasyon” var demek için henüz çok kısa bir süre oldu. Biraz zaman geçtikten sonra bu da tespit edilebilir elbette.

'İRAN DİSİNFO' ÖRNEĞİ

Newsweek’te 17 Mayıs 2021'de yayımlanan bir makalede Pentagon’a bağlı ‘Signature Reduction’ isimli bir yapıdan bahsediliyor. Bu yapı hakkında bilginiz var mı?

“Signature Reduction” programı, bu oldukça geniş bir alan. Bu program hakkında herkes kadar bilgiye sahibim ben de. Bununla birlikte, dünyanın dört bir yanındaki istihbarat teşkilatlarının her zaman tonlarca faaliyet içeren bir plana sahip olduğunu biliyoruz. Bunlar, askeri operasyonlardan ticaret operasyonlarına kadar, aşırıya kaçabiliyor.

Şimdi, bu tür bilgi operasyonları fonlarının arttığını görüyoruz. Hükümetlerin bu alanlara yatırım yaptığını biliyoruz. Hükümetler, çevrimiçi kavramları yönetmek ve belirli propaganda mesajlarını yaymak için sosyal medyayı kullanan bu “ordu”ları oluşturmak için ekiplere sahip. Bu artık daha çok bilinen bir gerçek haline geliyor. Örneğin, ABD'nin “İran Disinfo” adlı bir programı olduğunu bile biliyoruz, burada işi dezenformasyonu çevrimiçi olarak yaymak ya da sadece dezenformasyon değil; amacı İran hakkında çevrimiçi propaganda yapmak olan bir departman kuruldu ve bu kapatılana kadar Dışişleri Bakanlığı tarafından finanse edildi. Bu nedenle, bunun uluslararası siber savaşın giderek daha büyük bir yönü olduğunu biliyoruz, ancak özellikle bu özel operasyonların arkasında kimin olabileceğini tam olarak bilmiyoruz. Bu tür sosyal medya propaganda operasyonunun devletler tarafından yönetildiği biliniyor.

"İÇ ÇATIŞMALARA YOL AÇABİLİR"

Yapılan bu çalışmanın amacının Türkiye'de bir dezenformasyon olduğunu belirtiyorsunuz. Bu dezenformasyon neyi hedefliyor?

Hashtag, kriz zamanlarında iyi niyetle yaratılır, siyasetin iç dinamiklerini anlamayanlar bunu sadece iyi niyet olarak göreceklerdir. Ancak bu kampanya, Türkiye hakkındaki mesajlar, Türkiye'yi zayıf göstermek, Türkiye’nin bu sorunla mücadele etmek için kaynak eksikliğinden bahsetmek, Türk hükümetini beceriksiz göstermek, ayrıca panik ortamı yaratmak ve mevcut hükümetin komşularıyla zayıf ilişkilerle popüler görünmemesine yardımcı olmak için tasarlandı. Bu ülke içinde iç çatışmalara yol açabilir.

Ülkeler bu tarz dezenformasyonların önüne geçmek için ne gibi çalışmalar yapmalı?

Bu problemin üstesinden gelmeye yardımcı olmak için, birçok insan bunu fark etmeden veya gerçekten niyetini sorgulamadan yeniden üretip paylaşıyor.

İnsanların bilgi kaynakları hakkında daha iyi eğitilmeleri gerekiyor, özellikle genç insanlar saf olabilir veya altını çizen gerçek mesajı yanlış anlayabilir. Dijital okur-yazarlık çok önemli, çocuklara okul çağında bu öğretilmeli, sorgulayacak şekilde eğitilmeli.

Sosyal medya şirketinin dijital içerikten sorumlu tutulması gerekiyor. Bir bilgiyi yayınlamadan önce teyit etmek, farklı bakış açılarıyla değerlendirmek gerekiyor. Sosyal medya şirketlerini ve insanları belirli mesajlara ve propagandaya karşı sorumlu tutmak için mevzuatın iyileştirilmesi gerekiyordu. Devletlerin bu konuda açık yasalar çıkarması lazım. Böylece en azından dezenformasyonun önüne geçilebilir.

SAHTE HESAPLAR

Jones, kampanyayı incelemiş ve teknik analiz yaparak, “HelpTurkey” etiketiyle başlatılan paylaşımların %71'inin sahte hesaplar üzerinden yaygınlaştırıldığını tespit etmişti. Buna göre etiket altında en çok etkileşim gösteren ve sadece 2 takipçisi olan @ege20281770 hesabı 2 Ağustos’ta açıldı, hesapta şu anda hiçbir paylaşım yok. Çünkü etikete yazdıktan sonra tespit edilmeyi önlemek için hesap sahibi paylaşımları sildi. 15 bin takipçili @Badboy2147 hesabı algı operasyonunun ardından kullanıcı adını @Badboy353435 olarak değiştirdi, “Help Turkey” ile ilgili tweetleri de sildi. Jones bu hareketi “aldatmaca” olarak tanımladı.

KAYNAK : Aydınlık