Yunanistan'ın utanç tablosu: Kimliksiz, kimsesiz mezarlar

Ülkelerindeki zulümlerden kaçarak Avrupa'ya geçme hayaliyle on binlerce kilometre yol yapan talihsiz mülteciler, ölüme itildikleri Yunanistan'da 'kimsesizliğin' pençesine atılıyorlar

ABONE OL
GİRİŞ 25.10.2021 14:22 GÜNCELLEME 25.10.2021 14:23 DÜNYA
Yunanistan'ın utanç tablosu: Kimliksiz, kimsesiz mezarlar

Yunanistan'ın kuzeydoğusunda, Meriç Nehri üzerinden Türkiye'den Yunanistan'a geçmeye çalışırken hayatını kaybeden göçmenlerin bedenleri kimsesizler mezarlığında yatıyor.

Ağaçlarla çevrili, dağlara ve ormanlara bakan küçük bir arazide, Yunanistan'ın kuzeydoğusundaki Evros bölgesindeki mezarlıkta yatan göçmenlerin hayali Avrupa'ya geçmekti.

Mezarlıktaki göçmenlerin çoğu ya sınırdaki Meriç Nehri'nde boğuldu ya da aşırı soğuk nedeniyle öldü.

Mezar taşlarının çoğunda isim yazmıyor.

 

Yunanistan'dan mültecilere zulüm: İşkence ile sınırdışı ettiler

 

Çünkü orada yatanların çoğu kimliği belirsiz göçmenler.

Güneşte yanmış bitkiler ve birkaç solmuş gül arasında, sayıları 200'ü bulan beyaz mezar taşları sıralanıyor. 

Ancak hiç kimse, bölgeden geçen göçmenlerin koşullarında olduğu gibi, bu mezarlıkta işlerin nasıl yürüdüğü hakkında kesin bilgiye sahip değil gibi görünüyor.

İSLAMİ YÖNTEMLE DEFİN

Mezarlığa en yakın Sedero köyünden cami imamıyla görüşen Infomigrants ekibi, şu açıklamayla karşılaştı:

"Üç yıldır burada çalışıyorum ve İslami defin ritüellerini uyguluyorum. Ancak ben gelmeden önce de burada bir sürü insan gömülüydü"

Sedero köyünün bağlı olduğu Sofli'bin Belediye Başkanı Panagiotis Kalakikos, mezarlıktan duyduğu "memnuniyeti ve gururu" dile getiriyor. 

Çünkü bu mezarlık kendi deyimiyle "ölülere saygınlık kazandırıyor".

Ancak dini sembollerden yoksun olan mezarlık hakkında daha fazla soru sorulduğunda, başkanın rahat olmadığı görüldü. 

"Yaşayanlar yerine neden ölülere önem veriyorsunuz" sözleriyle bitiriyor cümlesini. 

Bu da mezarlığın hassas bir konu haline geldiğini ve bölge sakinleri arasında tartışmaya neden olduğunu gösteriyor.

Tartışmanın çıktığı nokta ise kimliği belirsiz göçmenlerin neden İslami usullere göre defnedildiği. 

Başkana göre kimliği tespit edilen ve Hristiyan oldukları belirlenen göçmenlerin başka bir mezarlığa defnediliyor.

Göçmenler bu mezarlığa defnedilmeden önce tüm cenazeler Dedeağaç Şehir Hastanesi'nden geçiyor.

Adli Patolog Pavlis Pavlidis, ölüm nedenlerini bulmak için otopsiler yapıyor ve kurbanların kimliklerini belirliyor. Aynı zamanda aileleriyle de iletişim kurmaya çalışıyor.

Infomigrants ekibine verdiği demeçte adli tıp doktoru, bu yılında başından bu yana Yunan tarafındaki Evros bölgesinde 38 göçmenin öldüğünü söyledi.

Son yirmi yılda Pavlidi, çoğu kimliği belirsiz kalan 500 kişinin otopsisini yapmış.

Mezarlara ek olarak, yeni cesetlere hazırlanmak için toprağa üç yer kazıldı. Müftü, "Bazen cesetleri ileri derecede çürümüş halde alıyoruz ve defin işlemleri bir an önce başlatılmalı, bu yüzden her zaman yeni defin yerleri hazırlıyoruz" dedi.

Ölü göçmenlerin cesetlerini etkileyen bozulma vakaları nadir değil. 

Doktor, bazı durumlarda, "yetkililerin kurbanın cesedini bulmasının haftalar alabileceğini ve bu nedenle vücudun, özellikle boğulma vakalarında, özellikle yüz olmak üzere çürüyüp özelliklerini değiştirebileceğini" söyledi.

Ölüleri önceden gömmeye hazırlanmak, kuzeydoğu Yunanistan'daki göçmenlerin durumunun kasvetli fotoğrafını yansıtıyor. Sınır bölgesine giriş tamamen yasak ve sivil toplum kuruluşların da varlığından yoksun.

Yunan tarafının gelen mültecileri Türkiye'ye geri itme eğilimi, mültecilerin polisten kaçmak için büyük riskler alması sonucunu doğuruyor.

Sidero köyünü ziyaret eden Infomigrants ekibi, yaklaşık 10 gün önce nehrin karşısında hala polisten saklanarak çevredeki ormanlarda yürüyen Suriyeli bir gençle karşılaştı. Yirmi yaşındaki genç yapılan son telefon görüşmesinde, "Polis arabasından kaçarken ayağımdan ağır yaralandım. Gördüm, ışıkları bana yaklaşıyor, şu anda yolu tamamlamakta zorlanıyorum" sözlerini kullandı.

KAYNAK : Haber7