DEAŞ bahanesiyle Sünni katliamı

Irak'ın Diyasa kırsalında "Terör örgütü DEAŞ'a destek verdiniz" diye Sünni köylere saldıran İran destekli Şii milisler, 17 sivili vahşice katlederek toplam 349 aileyi de sürgün etti.

ABONE OL
GİRİŞ 02.11.2021 07:17 GÜNCELLEME 02.11.2021 07:17 DÜNYA
DEAŞ bahanesiyle Sünni katliamı

İran destekli Şii Bedir Tugayları, Irak’ta yeni bir katliam daha gerçekleştirdi. Diyala’da Sünni köylere saldıran Şii milisler 17 sivili vahşice katletti. Diyala kırsalı El Mugadiye bölgesinde yaşanan kanlı baskınlarda aralarında çocuk ve kadınlarında yer aldığı 70’i aşkın sivil yaralandı. Bölge genelinde bahçeleri yakılan, traktör, otomobil ve kamyonları ile birlikte paralarına el konulan, koyun ve inekleri öldürülen 349 aile zorla evinden çıkarılarak sürgün edildi.

"DEAŞ’A DESTEK VERDİNİZ" BAHANESİ

İran destekli milis yapılanması Haşdi Şabi, 2014-2018 döneminde terör örgütü DEAŞ bahanesi ile başta Musul vilayeti olmak üzere Musul, Diyala, Telafer, Havice, Reşat, Tavuk, Sincar, Karmiya şehirlerinde 600 binden fazla Sünni’nin katledilmesinde aktif rol üstlendi. Aynı dönem dört buçuk milyon Sünni Müslüman, yaşadığı beldelerden sürülerek mülteci durumuna düştü.

Diyala’da yaşanan katliam ve sürgünün tanık ve aynı zamanda mağdurlarından Yaser el Hac, vahşeti anlattı. Şii militanların köyü bastığını ve rastgele ateş açtığını söyleyen El Hac "Kadın yaşlı demeden herkesi vurdular. Yakaladıkları erkekleri köy meydanında öldürdüler. Görülmemiş bir öfke ile ne buldularsa yağmaladılar. Sonra tarlaları ateşe verip köylülerin araçlarını, hayvanlarına el koydular. Sağ kalanları, derhal bölgeyi terk edin aksi hâlde öldürüleceksiniz diyerek tehdit ettiler" dedi. 

BİNLERCE KİŞİ GÖÇ YOLUNDA

Başkent Bağdat’a 90 kilometre uzaklıkta yaşanan katliam sonrası El-İmam köyünden 200, El-Amiriye’den 55, Büyük Mithag’dan 36, Rashad köyünden 24 ve Küçük Mithag’dan 34 aile zorla bölgeden uzaklaştırıldı. Milisler, Diyala vilayeti El Mugadiye bölgesinde bulunan köylere giderek gözdağı verdi ve istediklerini yapmayan tüm Sünnilerin aynı akıbete uğrayacakları tehdidinde bulundu.

Irak’ta konuştuğumuz bir diğer mağdurlardan Hacer el Vurud, köylerinin aniden basıldığını ve ne olduğunu anlamadan mermi sesleri ile irkildiklerini söyledi. Vurud "Gidecek hiçbir yerimiz yok. Soğuklar bastırdı. Birkaç gün camilere sığındık ancak nereye gideceğimizi ve nasıl yaşayacağımızı bilmiyoruz. Bize uzanacak bir yardım eline ihtiyacımız var. Biz kendi halinde yaşayan insanlarız. DEAŞ ya da başka hiçbir terör örgütünü tanımayız, bilmeyiz. Bizi DEAŞ destekçisi diye yurdumuzdan söküp attılar. Evlerimizi de geri dönmeyelim diye mayınladılar" sözleriyle maruz kaldıkları katliam ve sürgünü anlattı.

"TÜRKİYE GARANTÖR OLSUN"

Vahşetin bir diğer şahidi ise köyde görevli öğretmen olan Abdulmecid Şarkiy. Çok zor günler geçirdiklerini, Türk Kızılay’ı başta olmak üzere yardım kuruluşlarından destek beklediklerini söyleyen Şarkiy, "Şii militanlar köylerde devriye faaliyetlerini sürdürüyor. Geride kalanlar taciz ediliyor. Yaşanan vahşetin gizli kalmasını ve dışarıya taşınmamasını istiyorlar. ‘Aksi yönde tavır sergileyenleri köy meydanında kurşunlarız’ diyorlar. Biz, Türkiye’nin burada garantör olmasını istiyoruz. Tıpkı Filistin, Libya, Karabağ ve Suriye’de olduğu gibi Iraklı mazlum Sünni halka da sahip çıkmasını istiyoruz. Bu şiddet sarmalının hedefi tıpkı Yemen, Suriye ve Lübnan’da olduğu gibi bölgeyi Şiileştirmek" diye konuştu.

Binlerce insanın sürgün edildiği, onlarca sivilin vahşice infaz edildiği olay, Irak’ın ulusal medya ajansları ve uluslararası medya ağında haber olarak yer bulmadı.

KAYNAK : Türkiye Gazetesi / Yılmaz Bilgen