Sedef Kabaş'a sahip çıkan ABD, Biden'ın sinkaflı küfrünü görmezden geldi
Haber7 yazarı Taha Dağlı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret eden gazeteci Sedef Kabaş'a arka çıkan ABD'ye tepki göstererek, "ABD Sedef Kabaş'a arka çıktığı sırada Biden bir gazeteciye küfrediyordu" dedi.
ABONE OLABD Dışişleri Bakanlığı Sedef Kabaş’ın hakaretlerine "düşünce özgürlüğü" deyip arka çıktı.
İşe bakın, aynı dakikalarda ABD Başkanı Biden, bir gazetecinin yüzüne ana avrat küfrediyordu.
Evet, Biden yine bir gazeteciye hakaret etti, hem de bu kez okkalı bir küfür ile.
Biden Beyaz Saray’daki basın toplantısında FoxNews muhabiri Peter Doocy’e "ne aptal bir o….ç…." dedi.
Aynı Biden 4 gün önce yine basın toplantısında yine FoxNews’in başka bir muhabirini hedef almıştı.
Kadın gazeteci Jacqui Heinrich’e sorduğu soru nedeniyle "aptal" demişti.
Biden ikisinde de mikrofon kapalı sanıyordu ama açıktı ve gazetecilere ettiği hakaret ve küfürler herkesler tarafından duyuldu.
Biden’e ekibi mikrofonu açık tutup, tuzak mı kurdu acaba, orasını bilemeyiz ama bildiğimiz ve net olan bir şey var ki, Amerika Başkanı bir küfürbaz.
Bu arada Biden 4 gün arayla hakaret ve küfrettiği gazetecileri de sanki özene seçmiş.
İkisi de FoxNews kanalının muhabirleri.
Bu kanal Trump’ı savunan tek önemli televizyon kanalıydı.
Seçim sürecinde de Biden’a karşı muhalif yayın yapan en önemli yayın organıydı.
Evet ABD’nin başkanı gazetecilere küfrediyor.
Peki yönetimi ne yapıyor?
Çok ilginç gerçekten.
Biden’ın bir gazeteciye sinkaflı küfür salladığı dakikalarda ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price’ın da basın toplantısı vardı.
Amerikalı sözcü, elbette kendi başkanının gazetecilere ettiği hakaret ve küfürlere değinmedi.
Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanına canlı yayında hakaret eden bir gazeteciye arka çıktı.
Başkan Erdoğan’a hakaret eden Sedef Kabaş’ı savundu.
Kabaş’ın söylediği hakaret içeren sözler için "rahatsız edici dahi olsa düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmeli" dedi.
Amerika’da başkan gazeteciye küfrediyor.
Türkiye’de gazeteci başkana küfrediyor.
Amerika, kendi başkanının gazeteciye ettiği küfre izahat dahi getirmiyor.
Türkiye’de başkana hakaret eden gazeteciye arka çıkıyor.
Sedef Kabaş’ın hakaretine "düşünce özgürlüğü" diyor.
Biden da düşüncesini küfürle ifade etmiş, özgürlük hakkını kullanmış.
Amerikalılara göre bunda büyütecek bir şey yok.
Peki küfür-hakaret düşünce özgürlüğü de, bir Cumhurbaşkanının, bir gazetecinin uğradığı küfürlü-hakaretli saldırıyı nereye sığdıracağız?
Biden yönetimi geniş meşrepli. Bunda kuşku yok.
Sedef Kabaş’ın hakareti için "düşünce özgürlüğü" diyen Amerikalı sözcü Ned Price, gay olarak bilinir.
Küfür-hakaret, etik-ahlak hak getire.
Kendi yaşamlarıdır, kendi tercihleridir, bize ne?
Demek ki Amerikan yönetimine kalsa herkes Biden gibi Sedef Kabaş gibi ulu orta birbirine küfretsin, biz de buna düşünce özgürlüğü diyelim, öyle mi?
O halde Türkiye’nin Dışişleri Bakanlığı sizin başkanınızın gazetecilere küfretmesini, kınasa, ne dersiniz acaba?
Ya da canlı yayında, onca meslektaşının yanında Amerika Başkanından ana avrat küfür yiyen o gazeteci, Biden’a aynı küfürle karşılık verseydi, ne yapacaktınız, sayın Beyaz Saray yönetimi?
Başkan ile gazeteci karşılıklı küfürleştiler, yani aslında karşılıklı düşüncelerini özgürce ifade ettiler mi, diyecektiniz?
Bizde hakaretin, küfrün bir yaptırımı vardır, aslında dünyanın her yerinde her zaman böyledir.
Onlar da yokmuş.
Kendi başkanları kadın gazeteciye aptal diyor, bir başka gazeteciye daha beter küfrediyor.
Bizde ise tam tersi. Gazeteci devlet başkanına hakaret ediyor.
Amerika buna arka çıkıyor.
Bir kez daha sözün geldiği son noktadayız.