Rum Yönetimi'nde Abdülhamid paniği: 'Türkiye 6'ıncı bölgeye girecek' korkusu
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri Nikos Anastasiadis, Ulusal Güvenlik Konseyi'ni toplantıya çağırdı. Türkiye'nin 6'ncı sahada faaliyete başlayacak olma ihtimalinden duyulan kaygı dile getirildi.
ABONE OLTürkiye'nin yeni sondaj gemisi Abdulhamid, hidrokarbon arama çalışmalarına katılacak.
Ülkemizin dördüncü sondaj gemisi olarak denizlerdeki yerini alan Abdulhamid, Mersin'in Taşucu Limanı'nda görev emri bekliyor.
RUM KESİMİ PANİKTE
Ekipmanlar gemiye yerleştirilirken, Güney Kıbrıs Rum kesimine endişeli bir hava hakim olmaya başladı.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri Nikos Anastasiadis'in, Ulusal Güvenlik Konseyi’ni olağanüstü toplantıya çağırdığı ortaya çıktı.
"TÜRKİYE 6'INCI BÖLGEYE GİRECEK" ENDİŞESİ
Doğu Akdeniz'de 6'ncı ve 11'inci sahalarda Fransız Total ve İtalyan Eni şirketleri eşit yüzdelere sahip. 6'ncı bölgenin bir kısmı, Türk kıta sahanlığı içinde kalıyor.
Brüksel'de tüm çabalarına rağmen, Avrupa Birliği'nin Ankara'ya yönelik yaptırım uygulamasını sağlayamayan Anastasiadis'in, söz konusu toplantıda yetkililerle, Türkiye'nin 6'ncı sahaya gireceğine ilişkin öngörüsünü paylaştığı belirtildi.
TEK TARAFLI RUHSAT SAHASI İLAN ETTİLER
Öte yandan GKRY, tek taraflı ilan ettiği 6 numaralı ruhsat sahasında doğalgaz arama çalışmalarına başladı.
Doğu Akdeniz ve Ada'daki gerginliği tırmandırmaya çalışan GKRY'ye tepki gösteren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden yapılan açıklamada, Rum kesiminin sözde Münhasır Ekonomik Bölgesi'nde (MEB)e başlayan sondaj çalışmaları kınandı.
ABDÜLHAMİD GEMİSİNİN ÖZELLİKLERİ
Türkiye'nin hidrokarbon arama çalışmalarına katılacak dördüncü sondaj gemisi Abdülhamid, hem teknik donanımı hem de fiziki özellikleriyle Mavi Vatan'daki filonun en güçlüsü olarak görev yapacak.
Yedinci nesil olmasının yanı sıra 238 metre uzunluğu, 42 metre genişliği ve çift güvenlik sistemiyle öne çıkan gemi, hidrokarbon arama çalışmalarına güç katacak.
Çift kule ile aktif konumlandırma sistemine sahip, 200 mürettebat kapasiteli gemi, 12 bin 200 metreye kadar sondaj yapabilme yeteneğiyle mavi sularda etkin araştırma yürütülmesinde önemli rol oynayacak.
RUM TARAFININ TEK TARAFLI ADIMLARI
Doğu Akdeniz'de ve özellikle Kıbrıs çevresinde yürütülen petrol ve doğal gaz aramalarıyla belirli bölgelerdeki kaynak keşifleri, Akdeniz'e komşu ülkelerin enerji arz güvenliğini yakından ilgilendiriyor.
GKRY, Türkiye'nin itirazlarına rağmen Ada'nın tek otoritesi gibi davranarak Doğu Akdeniz'de 13 parselden oluşan sözde MEB ilan etti.
Rum kesimi, bu sözde MEB sahaları için Eni, Total, Amerikan ExxonMobil gibi uluslararası enerji firmalarına hidrokarbon arama ve çıkarma ruhsatları verdi. Bu da Türkiye ve KKTC ile olan gerginliği artırdı.
RUM YÖNETİMİNİN YAPTIĞI ANLAŞMALAR
Rumların bu çerçevede Türkiye ve KKTC tarafından tanınmayan üç anlaşması bulunuyor. Mısır ile 2003'te deniz yetki alanı sınırlandırmasına imza atan GKRY, 2007'de Lübnan ile 2010'da ise İsrail ile anlaşma yaptı.
GKRY tarafından ilan edilen sözde MEB parsellerinden, Kıbrıs'ın güneybatı açıklarındaki 1, 4, 5, 6, 7 numaralı parsellerin Türk kıta sahanlığı ile 2, 3, 8, 9, 12 ve 13 numaralı parsellerin de KKTC'nin hak iddia ettiği alanlarla çakıştığı görülüyor. GKRY, bu alanlarda Türkiye ve KKTC'ye ait hak ve menfaatleri ihlal ediyor.
Bölgede yalnızca sözde 10. ve 11. parsellerde çakışma meydana gelmiyor. Rum kesiminin ilan ettiği sözde 6. parseldeki sondaj sahasının bir bölümünün Türkiye'nin kıta sahanlığının bulunduğu alana girmesine karşın, İtalyan ENI ve Fransız Total'in görevlendirdiği sondaj gemisi çakışan alanın dışında bulunuyor.