Le Figaro: Erdoğan’ın diplomasisi Türkiye’yi vazgeçilmez konuma getirdi

Le Figaro gazetesinde Türkiye'nin Rusya-Ukrayna savaşındaki arabulucu rolü, “Erdoğan’ın diplomasisi Türkiye’yi nasıl uluslararası sahnede vazgeçilmez konuma getirdi?” başlıklı bir yazıda ele alındı.

ABONE OL
GİRİŞ 21.08.2022 13:15 GÜNCELLEME 21.08.2022 15:23 DÜNYA
Le Figaro: Erdoğan’ın diplomasisi Türkiye’yi vazgeçilmez konuma getirdi

Fransa’da yayımlanan Le Figaro gazetesinde yer alan makalede Türkiye'nin Rusya-Ukrayna savaşındaki arabulucu rolüne ilişkin, "Bu gerçek diplomatik başarı, dünyada 6. en geniş büyükelçilikler ağına sahip olan ve her şeyden önce daha barışçıl ve çok aktif bir Türk dış politikasını ortaya koymaktadır" ifadeleri kullanıldı.

Le Figaro gazetesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde Türk dış politikasının son dönemdeki aktif tutumu, "Erdoğan’ın diplomasisi Türkiye’yi nasıl uluslararası sahnede vazgeçilmez konuma getirdi?" başlıklı bir yazıda ele alındı.

"Türkiye, Ukrayna’daki savaşın ilk galibi olabilir mi?" ifadesine yer verilen yazıda, "Bu gerçek diplomatik başarı, dünyada 6. en geniş büyükelçilikler ağına sahip olan ve her şeyden önce daha barışçıl ve çok aktif bir Türk dış politikasını ortaya koymaktadır." değerlendirmesinde bulunuldu.

Daha birkaç yıl önce Batı dünyasında yapılan Recep Tayyip Erdoğan eleştirilerine değinilen yazıda, "Erdoğan, bugün kendisini bir barış yapıcı ve herkesle diyalog kuran biri olarak sunuyor." denildi.

"ERDOĞAN SAVAŞ TEHLİKESİNİ ERKEN GÖRDÜ"

Alman medya kurumu RedaktionsNetzwerk Deutschland (RND) da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş tehlikesini önceden görüp arabuluculuk teklif ettiğini hatırlatarak, "O dönemde Batı'da çok azı yakın zamanda olacak bir Rus işgaline inanıyordu. Oysa Erdoğan açık bir şekilde yaklaşan savaş tehlikesini gördü." diye yazdı.

Erdoğan'ın Tahran'dan Lviv'e uzanan bir aylık diplomasi trafiği

"TAHIL İHRACATININ YENİDEN BAŞLAMASINI TÜRKİYE SAĞLADI"

Le Figaro'daki yazıda, Ukrayna’daki ihtilafının Doğu, Batı ve Arap dünyasında övülen Türk dış politikasının yeniden konumlandırılmasını öne çıkardığı ifade edildi.

Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşının sonlanması için barış görüşmelerine ev sahipliği de yaptığı belirtilen yazıda, savaşan taraflar arasında ve Birleşmiş Milletler'in aracılığıyla yapılan bir anlaşma neticesinde temmuz ayı sonunda tahıl ihracatının yeniden başlamasını Türkiye’nin sağladığı kaydedildi.

Yazıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın perşembe günü Ukrayna’da Volodimir Zelenskiy ile sıcak bir şekilde el sıkıştığı, bundan çok kısa bir süre önce de Rusya’da Vladimir Putin ile dört saatlik uzun bir görüşme gerçekleştirdiği aktarıldı.

"TÜRKİYE, YÜRÜTTÜĞÜ GÜÇ DENGESİYLE HAKİMİYET KURMUŞ DURUMDA"

Yazıda görüşlerine yer verilen IRIS düşünce kuruluşunun araştırma direktörü eski Büyükelçi Jean de Gliniasty, "Türkiye, Batı bloğunun bir parçası olmakla birlikte, ittifaklarını çeşitlendiriyor. Çıkarlarına ters olduğunda dahi sürekli diyalog halinde. Yürüttüğü güç dengesiyle hakimiyet kurmuş durumda. Artık herkes için gerekli ve herkes tarafından övülüyor. Türkiye çok kutupluluk virtüözü haline geldi." ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE, SORUMLUKLARINI GEÇMİŞTEKİNDEN DAHA İYİ ÜSTLENEN BİR ÜLKE OLDU"

Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsünde Türkiye Uzmanı Dorothee Schmid ise Türk dış politikasına ilişkin "Sorumluluklarını geçmiştekinden daha iyi üstlenebilen, daha az maceracı bir şekilde, arabulucu ve barış yapıcı rol oynamayı göze alabilen bu yeni politika, etkileyici bir ekonomik, askeri ve diplomatik yeniden konumlandırma üzerine kurulu." değerlendirmesinde bulundu.

Lviv'deki üçlü zirve dünya basınında: Erdoğan'ın oyunda çok fazla rolü var

"ERDOĞAN, AVRUPALI LİDERLERİN AKSİNE..."

Moskova’daki Fransız-Rus Gözlemevi Direktör Yardımcısı Igor Delanoe de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Putin’le ilişkilerini tamamen Ukrayna dosyasına kilitleyen Avrupalıların aksine, hassas konuları farklı bölümlerde ele alma kapasitesine sahip olduğunu kaydetti.t

"VAZGEÇİLMEZ BİR ÜLKE OLDU"

Le Figaro’daki yazıda, Türkiye ile İsrail arasında yıllar süren dargınlığın ardından ilişkilerin yeniden kurulduğu aktarılarak, Türkiye’nin aynı zamanda İran, Libya, Suriye ya da Ukrayna söz konusu olduğunda sık sık görüşülebilir ve çoğu zaman da vazgeçilmez bir ülke haline geldiği ifade edildi.

"NORMALLEŞME DİPLOMASİSİ MEYVELERİNİ VERİYOR"

"Topyekûn normalleşme diplomasisinin meyvesini verdiğine" işaret edilen yazıda, Erdoğan'ın Türkiye ile Ermenistan'ın normalleşme sürecine ilişkin girişimde bulunduğu da aktarılarak, "Yaklaşık 30 yıldır müşterek sınırları kapalı olan iki ülke, son aylarda normalleşmeye yönelik adımları artırdı. Ermeni tarafında Türk ürünlerine uygulanan ambargo kaldırıldı ve yeni diyalog için özel elçiler atanıyor." denildi.

Yazıda şu ifadeler yer aldı:

"Erdoğan, Türkiye’yi özellikle gaz açısından Batı ve Rusya arasında merkezi bir platform olarak inşa ediyor çünkü Ukrayna’nın müttefikleri tarafından uygulanan ekonomik yaptırımların hiçbirini uygulamıyor. Erdoğan ve Putin’in 5 Ağustos’ta Soçi’de yaptıkları görüşmede, bugüne kadarki ‘dostluğun’ son işareti olarak iki ülke arasındaki ‘ticari ilişkilerin güçlendirileceği’ açıklandı."

Türkiye'nin Arap ülkeleriyle de yeniden normalleşme sürecine girdiğine değinilen yazıda, "Türkiye’nin özellikle Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan ile doğu kanadında olmak üzere tüm çevresiyle ilişkileri normalleştirmesi bir başarıdır. Bu dış politikanın Türkiye için şu andaki en önemli konularda, yani Suriye ve Ukrayna’da gerçekten meyve verip vermeyeceğini göreceğiz." yorumuna yer verildi.

ALMAN MEDYASI: ERDOĞAN YAKLAŞAN SAVAŞ TEHLİKESİNİ GÖRDÜ

Alman medya kurumu RedaktionsNetzwerk Deutschland (RND) da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş tehlikesini önceden görüp arabuluculuk teklif ettiğini hatırlatarak, "O dönemde Batı'da çok azı yakın zamanda olacak bir Rus işgaline inanıyordu. Oysa Erdoğan açık bir şekilde yaklaşan savaş tehlikesini gördü." diye yazdı.

RND’nin internet sayfasına yer alan yorumda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, perşembe günü Lviv’de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodomir Zelenskiy ile ortak basın toplantısında savaşın en nihayetinde müzakere masasında sonuçlanacağına inandığını söylediğine işaret edildi.

Yorumda, “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kendisinin yıldırılmasına izin vermiyor: Savaşı müzakere masasında bitirmek için Rusya ve Ukrayna arasında arabulucu olmak istiyor. Ancak arabulucu Erdoğan, kendi çıkarlarını da takip ediyor." değerlendirmesinde bulunuldu.

"ERDOĞAN SAVAŞ TEHLİKESİNİ BATI'DAN ÖNCE GÖRDÜ"

Rusya birliklerini geçen sonbaharda Ukrayna sınırına çıkardığında Erdoğan’ın arabuluculuk yapmayı teklif ettiği ve ihtilafın diplomatik çözülmesi konusunda ikazda bulunduğu aktarılan yorumda, “O dönemde Batı'da çok azı yakın zamanda olacak bir Rus işgaline inanıyordu. Oysa Erdoğan açık bir şekilde yaklaşan savaş tehlikesini gördü." ifadesi kullanıldı.

Yorumda, Erdoğan’ın o dönemde ve bugün de hala Zelenskiy ve (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin ile iyi kişisel bağları olan çok az yabancı devlet ve hükümet başkanı arasında yer aldığına dikkat çekilerek, "Türkiye Devlet Başkanı ikisini de memnun etmeye çalışıyor: Türkiye, Ukrayna'ya insansız hava araçları tedarik ediyor. Ancak aynı zamanda Türkiye Batı’nın Rusya’ya karşı yaptırımlarını tek NATO ülkesi olarak uygulamıyor." denildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Moskova ile iyi bir bağlantısı olduğunu ve Putin'in son aylarda başka hiçbir Batılı politikacıyla Türk Devlet Başkanı kadar sık görüşmediğine işaret edilen yorumda, “Yakın ekonomik ilişkiler var. Geçen sene Türkiye, petrol ithalatının 4’te 1’ini ve doğal gazı ihtiyacının yarısını Rusya’dan aldı. Ayrıca Rus devlet şirketi Rosatom Akdeniz kıyısında Mersin yakınlarında Türkiye’nin ilk nükleer santralini inşa ediyor. Rusya, bir ihracat pazarı olarak ve Türk turizmi için de önemli bir rol oynuyor.” ifadelerine yer verildi.

Yorumda, Erdoğan’ın son aylarda savaşın iki tarafını masaya getirmek için sürekli girişimde bulunduğu belirtilerek, Erdoğan’ın, arabulucu olarak başarılı olmasıyla sadece uluslararası olarak takdir edilmeyi değil, aynı zamanda gelecek ilkbaharda yapılacak seçimlerde ihtiyaç duyduğu iç politikadaki rüzgarı da arkasına alabileceği kaydedildi.

KAYNAK : AA