Avrupa'da LGBT dayatmasına karşı aileler tepkisini gösterdi!
Avrupa’da gün geçtikçe daha da kurumsallaşan LGBT dayatmasına yönelik tepkiler artıyor. Haziran ayı boyunca tüm ülkelerde düzenlenen sözde 'onur yürüyüşlerine' karşı, aileler atağa geçti.
ABONE OLAtlantik ülkelerinde liberalizmden güç alarak her geçen gün daha da pervasızlaşan LGBT dayatmasına karşı Avrupalıların tepkisi de gün geçtikçe artıyor. Haziran ayında düzenlenen “onur yürüyüşlerine” birçok ülkede düzenlenen karşı eylemlerle tepki gösterildi. Tüm eylemlerin ortak vurgusu aile yapısının korunması olurken, eylemler, binlerce Avrupalıyı sokağa çıkardı.
BELGRAD’DA AİLE FESTİVALİ DÜZENLENDİ
Hafta sonu Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da eylem vardı. “Belgrad Aile Günleri” adıyla düzenlenen iki günlük etkinliğin açılış konuşmasını yapan Belediye Başkanı Aleksandar Sapiç, “Bugün aile konusunda Belgrad tarihinde bir dönüm noktasına tanıklık ettiğimize inanıyorum ve bu etkinliklerin gelecekte belki de en etkili eylemler olacağından eminim.” ifadelerini kullandı.
“Her şeyin çekirdeği olan aile, hangi biçimiyle olursa olsun bugün tehlikede.” diye eleştirilerini paylaşan Sapiç, ailenin önemine şu sözlerle dikkat çekti:
“Bugün geleneksel aileyi korumanın çok zor olduğu bir zamanda yaşıyoruz çünkü her şey hızlı ve her şey büyük bir sınavdan geçiyor. Unutmamalıyız ki, annelerimiz ve babalarımız olmasalardı bugün hiçbirimiz olmayacaktık. Fakat bugün bazıları bu terimlerin yerine başka terimleri koymaya çalışıyorlar. Bence anne ve babadan daha iyi bir terim yok. Birbirimize sahip çıkalım, arkadaşlarımıza, ailemize ve çocuklarımıza iyi bakalım, çünkü sadece bazı talihsiz şeyler başımıza geldiğinde, yanında yaşayan birinin ne olduğunu bile bilip bilmediğimizi merak etmeye başladığımız bir zamanda yaşıyoruz.”
İki günlük kültür festivali, yapılan sahne gösterileri ve kurulan masalarla da ilgi odağı oldu. Kurulan oyun alanları çocukların büyük ilgisini gördü. Festival alanına ayrıca Sırp Ortodoks Kilisesi Başkanı Perinç Porfiriye ve Sırbistan Sağlık Bakanı Danica Gruyiçiç de geldi. Gençlere hitap eden Gruyiçiç ailenin önemini vurgularken, Porfiriye de “işlevsel ve sağlıklı bir topluma sahip olmanın” yolunun aileden geçtiğini belirtti. İlk kez geniş kapsamlı düzenlenen festival, 2022 senesinde ortaya çıkmıştı. Eylül ayında düzenlenen “Belgrad onur yürüyüşüne” karşı bir araya gelen yüzlerce aileler LGBT dayatmasına tepki göstermiş, Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç de Sırbistan’ın etkinliğe ev sahipliği yapmayacağını duyurmuştu. Ancak LGBT etkinliği buna rağmen düzenlendi.
'LGBT BAŞKENTİ'NDE DAYATMALARA TEPKİ
Avusturya'nın başkenti Viyana ise dünya genelinde LGBT ideolojisinin en etkin olduğu kentlerin başında geliyor. “Avrupa’nın LGBT başkenti” olarak tanıtılan kentte her yıl yürüyüşler yapılıyor. Bu eylemlere zaman zaman Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander van der Bellen ile siyasetçiler de katılıyor.
Dayatmaya karşı ise “Aile için Yürüyüş” girişimi, 2012’den bu yana mücadele yürütüyor. Girişimin Viyana'daki son eylemi 17 Haziran’da yapıldı. Yürüyüşe 500'den fazla kişi katıldı. Temel vurgu, insan neslinin ancak aile ile sürdürülebileceği oldu. Eylemde söz alan konuşmacılar, çocukların erken yaşta LGBT ideolojisi ile karşılaştırılmasının doğaya aykırı bir bilinç yarattığına işaret etti. Aile kurumunun önemine vurgu yapılan eylemde, LGBT dayatmasının doğadaki cinsiyet farkına aykırı olduğu vurgulandı.
Girişim hakkında Aydınlık'a bilgi veren Katolik Teolog Wolfram Schrems, 2012'deki ilk yürüyüşe 50 kişinin katıldığını, ancak sistemin yoğun propagandasına rağmen katılımcı sayısının her yıl arttığını söyledi. Schrems, “Bu yıl çocuklar ve genç aileler de dahil olmak üzere birçok genç katıldı.” diye konuştu.
‘HEP DAHA ERKEN YAŞLARDA RASTLIYORUZ’
Aile eylemlerinin yapıldığı bir diğer ülke ise Almanya. 2014’te LGBT ideolojisini eğitim müfredatına koyma girişmlerine karşı kurulan “Herkes İçin Eylem Derneği”, dayatmanın her yönder sürdüğüne dikkat çekiyor. Aydınlık'a bilgi veren Dernek Sözcüsü Hedwig von Beverfoerde, “LGBTİ propagandası artık siyasetten iş dünyasına, medyadan okullara ve üniversitelere kadar tüm topluma nüfuz ediyor.” dedi.
“Ayrımcılıkla mücadele etme bahanesiyle tüm alanlarda ‘toplumsal cinsiyet ve cinsel çeşitlilik’ kavramları ile karşılaşıyoruz.” diyen von Beverfoerde, “Ve buna hep daha erken yaşlarda, hatta anaokulunda rastlıyoruz. LGBTİ propagandası nüfusun çoğunluğu tarafından desteklenmiyor, ancak küçük, finansal olarak güçlü ve iyi bağlantılı bir lobi tarafından yönlendiriliyor.” bilgisini paylaştı. Dernek son olarak Münih’te çocuklar için “travestilerle” düzenlenen bir okuma etkinliğini protesto etti. Von Beverfoerde, “Bu okumaların ilan edilen amacı, çocuklara kendi cinsiyetlerini seçme fırsatı sunmaktır. Çoğu insan bunun çocuklar için tehlikeli olabileceğinin farkında.” dedi.
SEÇİM KAMPANYALARINA DA KONU OLDU
Polonya’nın başkenti Varşova’da düzenlenen LGBT yürüyüşü, seçimlerin arifesinde gerçekleşti. LGBT dayatmalarına karşı yoğun tepkinin var olduğu ülkede eşcinsel evlilik, seçim kampanyalarına da konu oldu. İlk “demir perde” ülkesi olarak Estonya’da eşcinsel evliliğin kabul edilmesinin ardından tartışmanın fitili daha da alevlendi.
Benzeri talepler Varşova’da da dile getirilirken, bir LGBT sitesi kararın önündeki en büyük engel olarak nitelendirilen iktidardaki PiS (Hukuk ve Adalet) Partisi’inin iktidardan düşürülmesi için çağrı yaptı.
LGBT dayatmalarına karşı dikkat çeken kuruluş ise Yaşam ve Aile Vakfı oldu.
Varşova’daki “onur yürüyüşüne” karşı eylem düzenleyen Vakıf, LGBT eylemlerinde çalınan şarkılar ve sergilenen özgürlükçülüğün özellikle çocukları ve gençleri de etkilediğine dikkat çekildi. Vakfın internet sitesinde ise ayrıca bir de eleştiri yer aldı. Varşova Belediye Başkanı Rafal Trzaskowski’nin de katılımının eleştirildiği açıklamada, gökkuşağı rengi bayrakların baskı, çocuk istismarı, şiddet ve tecavüzü temsil ettiği paylaşıldı. LGBT tartışmalarının seçimler öncesinde ise daha da alevlenmesi bekleniyor.
Halihazırda Cumhurbaşkanı Andrzej Duda da 2020’deki bir açıklamasında “bizi insan olduklarına ikna etmeye çalışıyorlar. Halbuki bu sadece bir ideoloji” diye LGBT dayatmalarına karşı çıkmıştı. Bir sonraki genel seçimlerin tarihi ise henüz netleşmiş değil.