Netanyahu, kendisini Hitler ile karşılaştıran Brezilya Devlet Başkanı Lula'yı tehdit etti
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva’nın İsrail’in Gazze’de yaptığını Hitler'in Yahudi katliamına benzetmesine tehdit dolu bir dille karşılık vererek, "kırmızı çizginin aşıldığını" söyledi.
ABONE OLİsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Brezilya Devlet Başkanı Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva'nın sözlerinin ardından yaptığı yazılı açıklamada, Silva’nın sözlerinin "utanç verici ve ürkütücü" olduğunu savunarak, bunun “Holokost’un önemsizleştirilmesi ve İsrail’in kendini savunma hakkına zarar vermekle ilgili olduğunu” öne sürdü.
NETANYAHU: KIRMIZI ÇİZGİYİ AŞTI
Netanyahu ayrıca, "İsrail’i Nazilerin Yahudi Soykırımı ve Hitler ile karşılaştırmanın kırmızı çizgiyi aştığını" da iddia etti.
İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz da Silva’nın sözlerinin ardından X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Brezilya’nın İsrail Büyükelçisinin "yarın kınama için çağrılacağını" belirtti.
Katz, Silva’nın sözlerinin "utanç verici ve sert" olduğunu savundu.
BREZİLYA DEVLET BAŞKANI SİLVA, İSRAİL'İN GAZZE'Yİ İŞGALİNİ HİTLERİN YAPTIKLARINA BENZETTİ
Brezilya Devlet Başkanı Silva, İsrail'in Gazze'yi işgalini "soykırım" ifadesiyle niteleyerek, Nazi lider Adolf Hitler'in yaptıklarına benzetmişti.
Brezilya'nın Canal Gov kanalına göre, Silva, 37'nci Afrika Birliği (AfB) Zirvesi kapsamında ziyaret ettiği Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'da basına açıklamalarda bulunmuştu.
İsrail'in Gazze'yi işgaline ilişkin konuşan Silva, Gazze Şeridi'nde olanların "savaş değil, soykırım" olduğunu söylemişti.
Silva, "Gazze Şeridi'nde Filistinlilerin başına gelenler tarihin hiçbir döneminde yaşanmadı. Aslında yaşandı, Hitler Yahudileri öldürmeye karar verdiğinde yaşandı." ifadelerini kullanmıştı.
TÜRKİYE VE BREZİLYA'DA EŞ ZAMANLI BAŞLAYAN PROTESTO SOSLU DARBE GİRİŞİMLERİ
Öte yandan Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, 2013'te Türkiye’de Taksim Gezi Parkı'nda ve Brezilya'da Sao Paulo'daki ulaşım eylemleri ile başlayan ve ulusal çapta eş zamanlı meydana gelen protestolar sırasında dönemin Başbakan'ı Erdoğan'ın kendilerini arayıp, "Erdoğan bizi aradı, 'dikkatli olun, bu bir meydan için yapılan yürüyüş değil, hükümetinizi düşürmek istiyorlar" dediğini açıklamıştı.
Uzun süredir cezaevinde bulunan ve tahliyesinin ardından 2020'de Brasil Wire'dan Michael Brooks’a konuşan Lula da Silva, o dönemde ulaşım eylemleri ile başlayan kitlesel protestoları Amerika Merkezi Haberalma Teşkilatı'nın (CIA) başlattığına inanmadığını ama sonrasında başka güçler tarafından sahiplendiğini ifade etmişti.
Brian Mier: "Telesur’dan Nacho Lemus’a verdiğiniz röportajda 2013’teki protestolarda yabancıların dahli olduğuna inandığınızı belirtmiştiniz. Bunun ardından Brezilya solunun bazı kesimleri tarafından CIA'nın olaylardaki rolünü bahane ederek olanlardaki sorumluluğunuzu azaltmakla suçlandınız. 2013’te dış müdahale olduğunu söylediğinizde ne demek istediğinizi tam olarak açıklayabilir misiniz?"
Lula da Silva: "Bu soru önemli çünkü o röportajda ne demeye çalıştığımı açıklamama yardımcı olacak. Ben hareketi CIA'nın başlattığını hiç bir zaman söylemedim. Hareket, bazı Brezilya eyaletlerinde toplu taşıma hakkı için mücadele eden insanların protestolarıyla başladı ve bu meşru bir toplumsal hareketti. Ancak kara blokun bir kaç şeyi kırıp dökmeye başlamasından sonra hareket devralındı. 1 milyon orta sınıf insanı hükümete, dünya kupasına ve Brezilya’da olan her şeye karşı sokaklara taşıyan şey ulaşım eylemleri değildi. Örneğin Globo TV daha önce Brezilya’da olan hiç bir işçi eylemi için bir telenovelayı (Brezilya pembe dizileri için) kesmemişti. Birdenbire TV Globo, SBT, Bandeirantes ve Record, insanları sanki bir partiye davet ediyormuş gibi sokağa davet etmeye başlamıştı. Bu protestolar Brezilya tarihinde görülmemiş bir şekilde televizyonlardan canlı yayınlandı. Yani hareketin Sao Paulo’daki 20 centlik ücret artışı için başladığı doğru olsa bile bu hareket başkaları tarafından devralındı ve sürdürüldü. Tüm bu yaşananlar bugünden bakıldığında benim için daha net görülüyor ama şuan arkasında tam olarak kimlerin olduğunu hızlıca bulabileceğimizi sanmıyorum.
"ERDOĞAN 2013'TE BİZİ ARADI VE DEDİ Kİ, 'HÜKÜMETİ DEVİRMEK İSTİYORLAR, ÇOK DİKKATLİ OLUN'"
Arap Baharını hatırlıyorum. Mübarek’in devrilmesini hatırlıyorum. Mübarek gerçekten devrilmek zorundaydı. O, yıllarca iktidarı elinde tutmuş bir diktatördü. Ama sonrasında insanlar Mursi’yi seçti. Sonrasında Mursi’yi devirmek ne kadar sürdü? Şimdi sırada kim var? Madem insanlar demokrasi için savaşıyordu, şimdi Mısır’ı yöneten 3 generale karşı ne yapıyorlar? Neden yürüyüşler ve protestolar olmuyor? Aynı şey Türkiye'de de oldu. Erdoğan 2013'te bizi aradı ve dedi ki, "Bu kent meydanını geliştirmekle ilgili bir hareket değil, hükümeti devirmek istiyorlar. Brezilya’da çok dikkatli olun.
Bu nedenle, burada Brezilya’da olanlar hakkında şüpheci olmak için birçok nedenim var. Mesela o dönem hiçbir sendika hükümeti protesto etmiyordu. Bu hareketin ne olduğunu bilmiyorduk. Neredeyse her şeye karşı oldukları ve isteklerinin toplumun sadece bir kesimi için elverişli oldukları ortaya çıktı."