İsrail medyası açık açık yazdı: Türkiye ile çatışma denizde değil havada!

• Haber7 - ÖZEL

Akdeniz’in mavi sularında kurulmak istenen enerji sofrasından Türkiye’yi kovmaya kalkan üçlü şer ittifakı, Ankara’nın hamlesiyle sarsıldı.

İsrail medyası, soykırımcı Netanyahu’nun 'imparatorluk hayali' diyerek Osmanlı'ya atıfla Türkiye sataştığı düzlemde Türkiye’nin sahada gerçek savunma hattı kurduğunu yazdı.

İsrail merkezli yayın organı zman.co.il'de Amir Bar-Shalom imzasıyla yayımlanan “Türkiye ile gerçek çatışma denizde değil, havada” başlıklı haberde, Türkiye’nin bölgesel gücünden duyulan derin endişe gözler önüne serildi. Analiz haberde, Türkiye ile İsrail arasındaki asıl gerilimin sadece deniz yetki alanlarında değil, Suriye hava sahasındaki dengelerde yaşanabileceği belirtildi.

SOYKIRIMCININ HEZEYANLARI

Soykırım zanlısı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun geçtiğimiz günlerde Yunanistan Başbakanı ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri ile düzenlediği basın toplantısında Türkiye'yi hedef alan hadsiz ifadeleri, İsrail basınında geniş yer buldu. Netanyahu'nun isim vermeden Türkiye'nin Osmanlı mirasına atıfta bulunarak sarf ettiği “İmparatorluk günlerini yenileme fantezisi kuranlar bunu unutsun” şeklindeki hezeyanları, Tel Aviv yönetiminin Ankara'nın bölgesel hamlelerinden ne denli rahatsız olduğunu kanıtladı.

AFRODİT OYUNUNA KARŞI SAVAŞ GEMİLERİ DEVRİYEDE

Söz konusu analizde, Türkiye'nin Ege ve Doğu Akdeniz'deki haklı davasından taviz vermemesinin, İsrail-Yunanistan-GKRY şer ittifakını köşeye sıkıştırdığı itiraf edildi. İsrail basını, bu üçlü yapının Türkiye'nin Mavi Vatan'daki egemenlik haklarını ve KKTC'nin çıkarlarını gasp etme girişimlerinin Ankara tarafından boşa çıkarılmasından duyulan korkuyu satır aralarına taşıdı. Özellikle GKRY'nin tek taraflı ilan ettiği sözde “Afrodit” sahasındaki gaz arama faaliyetlerinin, Türk donanmasının kararlı duruşu nedeniyle sekteye uğradığı belirtildi.

Haberde, “’Afrodit’ tamamen Rum kesimi kıyılarında yer aldığı için Türkiye’nin bu konuda bir itirazı olamaz; ancak kuzeydeki bölgeler ve özellikle adanın iki bölümü arasındaki sınır hattına yakın olanlar Ankara açısından oldukça hassas. Türkler, Kıbrıs’ın arama çabalarını engellemek amacıyla bölgeye sık sık savaş gemileri göndererek devriye gezdiriyor.” denildi.

DEVLET AKLI DEVREDE

Haberde dikkat çeken en kritik detay ise Suriye sahasına ilişkin değerlendirmeler oldu. İsrail basını, Türk medyasının ve devlet aklının, İsrail'in Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütü PKK/YPG unsurlarıyla olan kirli ilişkisini deşifre etmesinden rahatsızlık duyduğunu yazdı. Analizde, Türkiye'nin bu ilişkiyi gerekçe göstererek veya Suriye hava sahasındaki etkinliğini artırarak İsrail'in bölgedeki operasyonlarını engelleyebileceği öne sürüldü.

İsrail medyasının haberinde şu ifadeler kullanıldı:

“Şimdilik bu bölgesel gerilim beyanat düzeyinde kalıyor, ancak kesinlikle başka bir mecrada patlak verebilir – örneğin İsrail ve Türkiye'nin zorunlu bir etkileşim içinde olduğu Suriye'de.”

Türk medyasında, Suriye’nin kuzeyinde faaliyet gösteren ve Suriye rejimi güçlerine karşı savaşan terör örgütü SDG ile İsrail’in ilişkilendirilmeye başlandığına değinilen haberde, “Bu ilişkilendirme tehlikeli; zira İsrail güçlerine karşı yapılacak eylemler için bir zemin hazırlığı olarak kullanılabilir” denildi.

HAVA SAHASI KABUSU

İsrail'in en büyük kabusu ise Türkiye'nin hava savunma sistemlerini ve devriye uçuşlarını devreye sokarak Suriye hava sahasını İsrail jetlerine kapatma ihtimali... Haberde, İsrail Hava Kuvvetleri'nin İran'a yönelik olası operasyonlar için kullandığı hava koridorunun Türkiye tarafından kesilebileceği vurgulandı. İsrailli yazar, Türkiye'nin Washington ile ilişkilerini sürdürürken aynı zamanda Tahran'a karşı İsrail'in elini zayıflatacak bir “ikili oyun” oynayabileceğini iddia ederek, Ankara'nın bağımsız dış politikasından duyulan hazımsızlığı dışa vurdu.

Haberde şu sözlere yer verildi:

“Bunun ötesinde Türkiye, Suriye üzerindeki İsrail hava faaliyetlerini; uçaksavar sistemlerini devreye sokarak ve Suriye Hava Kuvvetleri üslerinden devriye uçuşları yaparak zorlaştırmaya başlayabilir.

Suriye hava sahası, geçtiğimiz Haziran ayında İran'a karşı yürütülen savaşta kritik bir öneme sahipti. Suriye sahasına karadan ve özellikle havadan yapılacak herhangi bir Türk müdahalesi, İsrail'in İran'da tekrar operasyon yapması durumunda işini oldukça zorlaştırabilir. Hava Kuvvetleri, Tahran'a giden ‘temiz koridoru’ muhafaza etmek istiyor; Türkiye bu bağlamda bir sorun teşkil edebilir ve ikili bir oyun oynayabilir: Washington'a dostane bir yüz ve uzatılmış bir el, Tahran'a ise bir göz kırpma.”

'TÜRKİYE'NİN SURİYE'Yİ RADARLARLA KUŞATMASI İSRAİL İÇİN TEHDİT'

Benzer bir haber İsrail merkezli Jarusalem Post gazetesinde yayımlandı.

Türkiye’nin son haftalarda Suriye topraklarında radar konuşlandırdığı öne sürülen haberde, “Suriye topraklarında radarların konuşlandırılması, Türk radarlarının İsrail'in ülke üzerindeki uçak faaliyetlerini tespit edebilmesi nedeniyle, son saldırılarda olduğu gibi, İsrail Hava Kuvvetleri'nin Suriye hava sahasındaki eylem özgürlüğünü önemli ölçüde kısıtlayacaktır.” denildi.

İsrailli bir güvenlik yetkilisinin Türkiye’nin Suriye’de askeri bir üs kurma ihtimalinin “potansiyel tehdit” oluşturduğunu söylediği belirtildi.

Yetkilinin, "Bir Türk hava üssü kurulursa, İsrail'in Suriye'deki eylem özgürlüğünün ihlal edilmesini gerektirecektir. Bu, karşı çıktığımız potansiyel bir tehdit.” sözleri aktarıldı.