Bush, 11 Eylül'ün hesabını böyle verdi
Görevi bırakacak olan ABD Başkanı Bush, terörizmle mücadelenin, Amerikan savunma sistemini ve ordusunu nasıl değişimden geçmeye zorladığını anlattı.
ABONE OLABD Başkanı George W. Bush, Amerikan savunmasının kendi döneminde geçirdiği değişimi ve geleceğe nasıl hazırlandığını anlattı.
Bush, West Point askeri akademisinde yaptığı konuşmada, terörizmle mücadelenin, Amerikan savunma sistemini ve ordusunu nasıl değişimden geçmeye zorladığına değindi.
ABD Başkanı, Soğuk Savaş'ın sonuna doğru, ''dünyanın gizli köşelerinde şiddet dolu kişilerin kendi radikal amaçlarını ve ideolojilerini ilerletme ideali gütmeye başladığını'' ifade etti ve buna örnek olarak, Dünya Ticaret Merkezi'ne bomba yüklü kamyonla yapılan saldırı, Hobar kulelerine yapılan saldırı, Kenya ve Tanzanya'daki Amerikan büyükelçiliklerinin bombalanması ile Yemen'de USS Cole'a yapılan saldırıyı gösterdi. Uzun yıllar Amerika'nın bu saldırılara, ''istisna olay'' muamelesi yaptığını ve sınırlı tedbir aldığını belirten Bush, arkasından gelen 11 Eylül saldırısının her şeyi değiştirdiğini söyledi.
Bush, şöyle konuştu:
''Bir sabah, fanatiklerin, bizim yok edilmemizi içeren dünya çapında bir hareketiyle yüz yüze olduğumuzu anladık. Dünyanın öbür ucundaki baskı ve umutsuzluk koşullarının, bizim sokaklarımıza acı ve ölüm getirebileceğini gördük. Bunun sonucunda ABD, ulusal güvenlik yaklaşımını yeniden şekillendirdi. Burada, evimizde savunmamızı artırdık ve Yurtiçi Güvenlik Bakanlığı'nı kurduk. Ulusal güvenlik yetkililerimize Yurttaşlık Yasası ve teröristler arasındaki iletişimi izleme kapasitesi gibi hayati yeni araçlar sağladık. İstihbarat camiasını yeniden düzenledik, bu teröristlere karşı savaştaki ihtiyaçlarımızı karşılayacak konuma getirdik ve sayılarını artırdık.''
Teröristlerin mal varlıklarını dondurup paralarını kesecek tedbirler alındığını belirten Bush, kendilerine yeni müttefikler bulmak ve karşıtlara baskı uygulamak için diplomatik girişimler başlattıklarını kaydetti.
-İDEOLOJİK MÜCADELE-
Bush, askeri strateji ve ordu üzerinde dramatik değişiklikler gerçekleştirdiklerini de belirtti ve ''Saldırmak için bize saldırılmasını beklemeyeceğimiz kararlılığını ortaya koyduk. Teröristlere karşı deniz aşırı savaşa gittik. Böylece savaşı kendi evimizde yapmadık. Müttefiklerimizin terörizmle mücadele kapasitelerini güçlendirdik'' dedi.
Terörizme destek veren, kitle imha silahı arayışındaki düşman rejimlerden hesap sorulacağını açıkça ortaya koyduklarını belirten Bush, ''İdeolojik bir mücadeleye girdiğimiz sonucuna vardık ve bu nefret dolu aşırılık vizyonunu, umut dolu özgürlük alternatifiyle değiştirme çabasını başlattık. Düşmanın bir adım önünde olma aciliyetini gördük. Ordumuzu değişimden geçirdik'' ifadesini kullandı.
11 Eylül'ün ilk haftasında ABD silahlı kuvvetlerinin, dünyanın her yerinde teröristlerle mücadeleye girdiğini ve o günden beri de durmadığını belirten Başkan Bush, Afrika'dan, Güneydoğu Asya'ya kadar teröristler nerede saklanırsa, müttefiklerle beraber tam kapasite askeri ve istihbarat varlığını kullanarak, El Kaide ve bağlantılarına baskı yaptıklarını kaydetti.
Teröristleri ciddi biçimde zayıflattıklarını söyleyen Bush, ABD'yi evinde vurma planlarının bir çok kez atlatıldığını, El Kaide'nin yüzlerce liderinin ya yakalandığı ya da öldürüldüğünü söyledi. Teröristlerin halen ciddi bir tehdit oluşturmayı sürdürdüğünü belirten Bush, geçen ay Mumbai'deki saldırlarda da bunun görüldüğünü ifade etti. El Kaide'nin en üst düzeyde iki liderinin halen serbest olduğuna işaret eden Bush, ''Ancak öyle bir baskı altındalar ki hayatta kalabilmelerinin tek yolu yer altında yaşamak. Hak ettikleri adaleti bulacakları gün gelecek'' diye konuştu.
Müttefiklerinin, teröristlerle mücadelede kapasitelerini artırdığını belirten Bush, dost ülkelerle istihbarat paylaşımı yaptıklarını hatırlattı. Filipinler, Endonezya, Ürdün ve Suudi Arabistan'a eğitim ve destek sağladıklarını söyleyen Bush, ''Örneğin Avrupa'da güvenlik güçleri Almanya, Danimarka, Türkiye ve İngiltere'de terör hücrelerini kırdı'' dedi.
Gelecekte en büyük zorluklardan birinin, hiç kimsenin denetimi altında olmayan alanlarda kontrolün sağlanmasında ortaya çıkacağını belirten Bush, El Kaide ve Taliban'a barınma sağlayan Pakistan'ın, Afganistan sınırındaki bölgeye işaret etti. Bush, Pakistan halkı ve hükümetinin bu tehdidi anladığını, kendilerinin de terörizmin kurbanı olduğunu söyledi.
Saddam Hüseyin rejiminin gitmesiyle Irak'ta 25 milyon kişinin özgürleştirildiğini söyleyen Bush, Irak'taki savaşın beklenenden daha uzun ve zorlu olduğunu da itiraf etti. Irak'taki yabancı teröristlerin ve eski rejim unsurlarının, dışardan destek aldığını belirten George W. Bush, ülkenin kaosun eşiğine getirildiğini söyledi. Bush, bunun üzerine ABD'nin yeni bir strateji belirleyerek Bağdat ve Irak'a daha fazla asker gönderdiğini ve düzeni sağlama amacına ulaştığını savundu.
Bush, ''Anneler çocuklarını, şiddetin kol gezdiği bir yerde büyütmek istemiyor. İnsanlar barış, özgürlük içinde yaşamak istiyor. Ürdün, Türkiye, Hindistan ve Endonezya'da Müslümanlar kendi erkek ve kız kardeşlerinin öldürüldüğünü gördüler. Cihad peşindekiler arasında ve dini akademisyenler arasında da El Kaide ve zalim taktikleri eleştirilmeye başlandı. Bu ideolojik reddetme içinde El Kaide'nin aşınmaya başladığını gördük. Çünkü nefret ve korku ideolojisi, umut ve özgürlüğün gücüyle mücadele edemez'' şeklinde konuştu.
-RUMSFELD'E ÖVGÜ-
Amerikan ordusunu, geleceğin savaşlarına hazırlamak için değişimden geçirdiklerini belirten Bush, bu değişimin, ABD'nin eski Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in bir numaralı önceliği olduğunu kaydetti.
ABD'de, Irak Savaşı'nda kötü gidişatın etkisiyle bir önceki ara seçimi Cumhuriyetçi Parti'nin kaybetmesinin ardından Bush yönetimi suçlanmış ve ABD Başkanı Bush da Rumsfeld'i görevden alarak bu eleştirilere yanıt vermişti. Bush bu kez Rumsfeld'i överek, ''Bugün Rumsfeld'in ve ABD Savunma Bakanı Robert Gates'in liderliği sayesinde ordumuzu daha iyi eğitimli, daha iyi ekipmanlı ve hem bugün hem de yarının tehditlerine karşı daha hazırlıklı duruma getirdik'' dedi.
ABD Başkanı Bush, günümüzün en ciddi tehditleri arasında, bir rejimin balistik füzelerle silahlanmasının bulunduğunu da söyledi.