Ansiklopedik edebiyat terimleri sözlüğü
İnternet ortamında birçok bilginin birbirine karıştığı, kirliliğin yaşandığı bir çağda güvenilecek kaynaklara duyulan ihtiyaç daha da artmakta. Turan Karataş'ın kitabı işte bu ihtiyaca cevap veriyor.
ABONE OLOkan Koç'un kitap kritiği
Turan Karataş tarafından büyük bir emek verilerek hazırlanan Ansiklopedik Edebiyat Terimleri Sözlüğü yeni yüzüyle okurların beğenisine sunuldu. Yeni yüzüyle dememiz yalnızca yeni bir basım oluşuyla ilgili değildir. Yazarın da girişte belirttiğine göre daha önceki baskılarda yer verilmemiş yaklaşık atmış bir terim ilave edilmiş, ilave edilen terimlerin bir kısmının başta edebiyat çevreleri olmak üzere tam olarak henüz bir net tanımının yapılmadığı, tartışıldığı, kullanımının yerleşmediği de düşünüldüğünde sözlüğün okura bir pencere araladığını söyleyebiliriz. Bugün, internet ortamında birçok bilginin birbirine karıştığı, kirliliğin yaşandığı bir çağda güvenilecek kaynaklara daha çok ihtiyaç duyulmaktadır. 'Neye atıf yapacağız, doğrusunu nereden öğrenebiliriz?' gibi sorular araştırmacılar açısından önemlidir. Bu anlamda sözlüklerin önemli bir iddia taşıdıklarını söylemek abartı olmasa gerek. 'Benim bu konuda söyleyeceğim var' demektir sözlük yazmak.
Bir sözlükte hangi kavramların yer alıp almayacağından, yer verilen kavramların ne kadar açıklanacağına kadar birçok mesele sözlük hazırlayanın önünde durur. Turan Karataş'ın bu noktadaki tavrını şöyle özetlemek mümkündür: Konunun anlaşılması için yeri geldikçe başka kaynaklara -bunlar içerisinde sözlükler, çeşitli kitaplar, makalelere açık bir şekilde göndermeler yapıldığı gibi farklı kaynaklardan alıntılar yapılmaktan kaçınılmadığı görülüyor. Örneğin 'Dergi' maddesinde konuyla ilgili iki kitap referansı verilmiş. Bu tavrın eleştiriye açık bir tarafı olabileceği gibi (referans vermenin bir sözlük için gerekip gerekmeyeceği ya da gözden kaçan başka kitapların da olabileceği) ayrıca önemli bir katkı olduğu da söylenebilir. Zira her şeyi bir sözlük maddesi içerisinde söylemeniz mümkün değil.
Bugünkü okurun sık duyduğu 'modern, postmodern' gibi terimlerin de sözlükte açıklanmış olması bu kavramları anlamaya çalışan edebiyatseverler için faydalı olacaktır. Özellikle 'postmodernizm' maddesi dikkat çekici. 'Modern' terimi açıklanırken şöyle bir ifadeye rastlıyoruz: Modern edebiyat, çağdaş edebiyat anlamına gelmez, onu tam karşılamaz, onun yerini tutmaz. Bu iki terimi birbirinden ayırmak gerekir.'
Buradan hareketle aradığım 'çağdaş edebiyat' terimine gittiğimde sözlükte yer verilmemiş olduğunu gördüm. Edebiyatta, 'çağdaş' gibi tartışmalı bir ifade neye karşılık gelmektedir, sorusu bu anlamda cevapsız kalmış. Ansiklopedik Edebiyat Terimleri Sözlüğü, yedi yüz sayfayı bulan geniş hacmiyle ve oldukça zengin maddeleriyle alanındaki önemli bir boşluğu dolduruyor. Böylesine hacimli bir çalışmanın geniş bir birikim ve sabır istediği unutulmamalı.