Darülaceze'de gönlü zengin ünlü bir şair

Şairliğin doğuştan bir zenginlik olduğunu söyleyen Umran, şairin kendini farklı hissettiğini ve o farklılığı şiirlerinde belirterek hayata sarıldığını, şiirin bir ''cankurtaran simidi'' olduğunu ifade etti.

ABONE OL
GİRİŞ 02.06.2012 06:49 GÜNCELLEME 02.06.2012 08:05 Edebiyat
Darülaceze'de gönlü zengin ünlü bir şair

Fatma Metin Günaydın'ın haberi

Darülaceze'de yaşayan 86 yaşındaki sembolist şair Sedat Umran, hayatının her anını şiirle geçiriyor. Darülaceze'nin Kayışdağı'ndaki tesislerinde kalan şair Umran, gece gündüz içinden sürekli şiir okuyor. 

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan şair Sedat Umran, hayatının şiir olduğunu belirterek, ''Şiir beni hayata bağlayan bir şey. Gece gündüz içimden şiir okuyorum'' dedi.

Şairliğin doğuştan bir zenginlik olduğunu söyleyen Umran, şairin kendini farklı hissettiğini ve o farklılığı şiirlerinde belirterek hayata sarıldığını, şiirin bir ''cankurtaran simidi'' olduğunu ifade etti.

Umran, ''Şair için şiir yazmak, bir cankurtaran simididir. Hayatın bir takım tehlikelerine onunla karşılık verir'' dedi.

Alman şiirinden yüzlerce, binlerce mısrayı ezbere okuduğunu belirten Umran, insanın sevdiği şeyi unutmadığını, hafızasında tuttuğunu söyledi.

Şiirde ya en yüksekte olunacağını ya da hiç olunmayacağını vurgulayan Umran, ''Bir şair ikinci, üçüncü derecede şairse hiç olmasın daha iyi. Çünkü ikinci, üçüncü derecede bir şair varlık gösteremez. Şiir en zor şey. Şiirde düz yazının aksine en yüksek olmak mecburiyeti vardır. Nesirde orta çapta bir roman okunur ama orta çapta bir şiire tahammül edilemez'' diye konuştu.

Şimdi bir takım şairlerin şiirlerine baktığında mısra kıymetinin kaybolduğuna işaret eden Umran, şiir dünyasını takip ettiğini ancak son dönemde ortada kalıcı eserler göremediğini söyledi.

Umran, ''Belki 20-30 senede bir büyük şair çıkar, yepyeni bir ifada bilimi ortaya koyar ve onunla şiire yön verir'' dedi.

-''Felsefe şiirin kılçığıdır''-

Sedat Umran, ''Şair doğulması lazım. Şairin her şeyini şiire yatırması lazım'' diye konuştu.

Kendisini şiir yazmaya iten şeyin ne olduğuna ilişkin olarak da Umran, ''Herhalde küçükken öksüz kalışım. Benim annem ile babam ayrılmış. Beni büyükbaba ve büyükanne yetiştirdi. Yalnızlık hissi ile içimdeki boşluğu doldurmak için 16-17 yaşlarında şiire yöneldim'' dedi.

Şiire yöneldiğinde bütün kapıların tutulduğunu gördüğünü, kendisinin de cansız nesnelere yöneldiğini ifade eden Umran, çekirdeğin, kabuğun, robotun şiirini yazdığını, ''Mandalar'', ''Leke'', ''Robot'' şiirlerinin ders kitaplarına geçtiğini vurguladı.

Sedat Umran, aslında her insanın yalnız olduğunu, şair olanın bu yalnızlığı daha derinden duyduğunu söyledi.

Cansız nesnelerin yanında 100'den fazla aşk şiiri de yazdığını ifade eden Umran, ''Bana hiç aşk şiirin yok dediler. Bir başladım 20 senede 100'den fazla aşk şiiri yazdım'' dedi. Sanayi toplumunun şiirini yazdığı için kendisine sanayi toplumunun şairi de dendiğini söyleyen Sedat Umran, vidaların, montajların şiirini yazdığını anlattı.

Umran, ''Hayvanların şiirini de yazdım, kırkayağın, sivri sineğin şiirini yazdım'' dedi.

86 yıllık hayatında 6 yıl süren bir evlilik yaşadığını da dile getiren Umran, ''44 yaşında evlendim, 50 yaşında ayrıldım. Evliliği biz de tecrübe ettik. Çocuk yok, yapar mıyım? Evlilik şiirle birleşmez'' diye konuştu.

-Öz geçmişi-

1926 yılında İstanbulda doğan şair Sedat Umran, 1948 yılında İÜ Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi.

Çeşitli kuruluşlarda mütercimlik yapan Umran, 1974'de İzmit Sümerbank Boru Fabrikası mütercimi iken emekli oldu.

İlk şiir kitabı Meş'aleler kendi yayını olarak 1949'da çıkan Umran'ın ikinci kitabı ''Leke'' 1979 yılında Soyut Dergisi yayınları arasında yayımlandı. Umran, edebiyat dünyasında trajik ben'in ıstırabını ve eşyanın iç dünyasını yansıtan bu kitabı ile tanındı.

Sevgi şiirlerinden oluşan ''Gittin Taş Atarak Denizlerime'' isimli şiir kitabı ise 1990'da Akabe Yayınevi tarafından basıldı.

Şair, son 20 yıldır değişik dergilerde yer alan şiirlerini Kara Işıldak (İstanbul 1993) adı altında topladı. Umran'ın şiirindeki son merhaleyi yansıtan 100 mısralık 25 dörtlüğü ise Kış Dörtlükleri üst başlığını taşımakta olup bu şiiri Türk Edebiyatı Dergisi'nde yayımlandı. Umran'ın Almanca'dan yaptığı çok sayıda çevirisi de bulunuyor.

''Eşyanın şairi'' olarak anılan Umran, İnsan Gelişiminin Devridaimi çevirisiyle 1994 Türkiye Yazarlar Birliği Çeviri Ödülü'nü almıştı.

AA