Cezaevi Öyküleri ve mahpus ünlüler

Türkiye'de de yazdıklarının bedelini demir parmaklıklar ardında ödeyenlerin sayısı epey yekun tutuyor. İçinden cezaevi geçen öyküler Hece'nin özel sayısında.

ABONE OL
GİRİŞ 21.06.2012 08:05 GÜNCELLEME 21.06.2012 08:05 Edebiyat
Cezaevi Öyküleri ve mahpus ünlüler

Tuna Acar'ın haberi

Cezaevleri farklı nedenlerle de olsa Türkiye'nin hep gündeminde oldu. Edebiyatımızda, cezaevi konulu pek çok öykü, roman yazıldı. Kimi edebiyatçılar için mahpus damları okul vazifesi gördü. Hece Dergisi yeni sayısında 'Cezaevi Öyküleri'ne açılıyor.

Dünyanın her yerinde yolu mahpus damları ile kesişen, yazdıklarından dolayı hüküm giyen yazarlar, edebiyatçılar olmuştur. Türkiye'de de yazdıklarının bedelini demir parmaklıklar ardında ödeyenlerin sayısı epey yekun tutar. Orhan Kemal'den Nazım Hikmet'e, Kemal Tahir'den Necip Fazıl'a, Hekimoğlu İsmail'den Emine Şenlikoğlu'na... Daha nice isimler kaleminin ardından hapishane duvarlarına toslamışlardır. Çokları hapiste de olsa yazmayı sürdürmüş, özgürlüklerine kavuştuklarında da anılarını dile getirmiş. Hece Öykü dergisi, yeni sayısında, 'Cezaevi Öyküleri' dosyasını açıyor. Edebiyatımızda cezaevi yazınına odaklanan dergi, örnekleriyle birlikte konuyu edebiyat sosyolojisi açısından ele alıyor. 'Türk edebiyatında Cumhuriyetten bugüne cezaevi öykücülüğü' başlığını taşıyan inceleme, Canan Olpak tarafından kaleme alınmış.

Ve Nazım ve Orhan ve Kemal

Dergide, hapishanelerin kimi aydınlar için okul işlevi gördüğü dile getiriliyor. Örnek olarak da Orhan Kemal ve Kemal Tahir gösteriliyor: 'Orhan Kemal Bursa'da Nazım Hikmet'in sevgisini kazandı. Böylece hem kişiliği ortaya çıkaracak yapıtları okuma, hem de şairin dil, edebiyat, düşün alannındaki bilgisinden yararlanma olanağı buldu. Yine Kemal Tahir açısından da kaldığı cezaevleri, Anadolu'yu tanıması açısından okul işlevi görmüştür. 'Türkiye'nin ruhunu arayan' Kemal Tahir köy kökenli değildir. Fakat 1938-1950 yılları arasında yattığı Çankırı, Malatya, Çorum cezaevleri onun Anadolu insanını yakından tanıdığı ve kendi deyimiyle 'müşterek duygusu'nu etüt ettiği bir laboratuardır.' deniliyor.

İçinden cezaevi geçen öyküler

1930'lu yıllarda Sabahattin Ali'nin başarılı çalışmaları olmuşsa da hapishane konulu eserlerin sayısının artması 1940-50'li yılları bulmuştur. Özellikle Orhan Kemal hikayeleri ile.

Türk edebiyatında hapishane yazını 1950-60 arasında altın çağını yaşar. Bu dönemde CHP'nin otoriter rejimini sona erdiren Demokrat Parti iktidarı yazarlara özgürlük sağlamıştır.

Kadir Can Dilber, Gaye Bekız Yeter, Aysel Aslanboğa, Birol Bulut ve Yavuz Ahmet Koç konu ile bağlantılı olarak, cezaevi öykücülüğü hakkında, farklı edebiyatçıların öykülerini irdeliyor. 191 sayfalık dergide Afet Ilgaz ile cezaevi öyküleri üzerine yapılmış bir söyleşi de yer alıyor.

HECE'den MEDENİYET özel sayısı

Hece Dergisi'nin dil, tarih, düşünce bilinciyle hazırladığı özel sayılarının 24'üncüsü 'Medeniyet Özel Sayısı' olarak yayınlandı. Yine yoğun emek isteyen 624 sayfalık ansiklopedi kalınlığında hacimli bir dergi var karşımızda. Ve her biri kendi alanında uzman onlarca kalem dil, tarih, felsefe, din, uygarlık ve edebiyat bağlamında medeniyet konusunu ele alıyor. Dergide medeniyet tarihinin ve insanlık birikimlerinin ilahi, beşeri, coğrafi boyutlarına; mitolojik, felsefi arkaplanına, bilim ve sanat boyutundan bakılıyor. www.hece.com.tr

(Star)