Başbakan Binali Yıldırım'dan öğrencilere büyük müjde! Burs ve kredi...
Başbakan Binali Yıldırım, öğrencilere burs ve kredi konusuna ilişkin müjdeli açıklamayı gerçekleştirdi. Başbakan Binali Yıldırım, "2003’te öğrenci başına 45 lira burs veya kredi veriyorduk, 2017'de 425 liraydı 2018’de bu rakam 470 TL olacak. Bunu ilk defa Elazığ'da açıklıyorum" şeklinde ifadelere yer verdi.
ABONE OLFırat Üniversitesi 2017-2018 Akademik Yılı açılışında konuşan Başbakan Binali Yıldırım, 2018 yılının burs ve kredi rakamını da açıkladı. Bununla birlikte bu yıl hayata geçirilecek olan Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı (YKS)'ye yönelik açıklamalar da gerçekleştirdi. Törene Başbakan Binali Yıldırım’ın yanı sıra, Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Elazığ Valisi Çetin Oktay Kaldırım, Tunceli Valisi Tuncay Sonel, Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Mehdi Eker, Öznur Çalık, AK Parti Milletvekilleri, il protokolü, akademisyenler ile öğrenciler katılım sağladı.
BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM AÇIKLAMASI!
Öğrenci sayısının 7 milyonu aştığını belirten Başbakan Binali Yıldırım;
"Okullara her türlü alt yapıyı yapmışız. Sadece yol yapmamışız, akıl yolu yapmışız. Doğuda ne varsa, batıda o var. İletişimde sayısal uçurumu ortadan kaldırdık. Şuanda okullarımızda etkileşimli tahtalar var, internet bağlantısı var, merkezi sistemler hocalarımız imtihan yapabiliyor. 190 yurdumuz vardı, 562 yeni yurt buna ilave ettik 752’ye çıkarttık. Hizmet standartlarını yükselttik, şimdi otel odaları gibi 3 öğrencinin bir odada kalacağı yurtlarımız var. Öğrencilerimiz burs ve kredi ile desteklendi. 2003’te öğrenci başına 45 lira burs veya kredi veriyorduk, 2017'de 425 oldu, 2018’de bu rakam 470 olacak. Bunlar önemli gelişmeler yeterlimi yetmez. Bunu da ilk defa Elazığ'da açıklıyorum" şeklinde ifadelere yer verdi.
YÜKSEK ÖĞRETİM KURUMLARI (YKS) SINAVINA İLİŞKİN AÇIKLAMA!
3,5 milyon genci ilgilendiren üniversite sınavlarına değinen Başbakan Binali Yıldırım;
"Üniversite giriş sınavlarında bir değişikliğe gidiliyor. Aslında biraz sadeleştirme. Yani 2 kademeli seçimden, yine 2 kademeli ama aynı günde yapılacak sisteme dönüşüyor. Yüksek Öğretim Kurumları sınava altında 2 oturumda gerçekleşecek bir sınavdan bahsediyoruz. Böylece öğrencilerimiz 3-4 ay boyunca üniversite giriş telaşı ve stresi ile yaşamasın istiyoruz. Esasında üniversitelerde geldiğimiz nokta bugün liselerin mezun ettiği sayı ile üniversitelerimizin kabul ettiği sayı hemen hemen aynı. Ama geçmişten gelen 2 milyon 400 bin öğrencimiz var. İkincisi de en güzel üniversiteye girmek istiyor.
Bu sefer orada bir sıkışma oluyor. Tabi ki seçici sisteme ihtiyaç var. Bunu belirleyecek olanda 12 yıllık temel eğitimden aldığınız bilgi birimi artı sınav. Nereyi hak ediyorsanız oraya girmiş olacaksınız. Üniversite sınavı gittikçe rahatlıyor. Yapmanız gereken temel eğitimde kafasını şekillendirme hangi alana gideceğinizi şekillendirmek. TEOG’u da değiştiriyoruz. Herşeyi niye değiştiriyorsunuz diye sorarsanız, değişim daha iyisine getiriyorsa durmadan değiştirmeniz lazım" diyerek sözlerini tamamladı.
BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM'IN DİĞER DEĞİNDİĞİ KONULAR...
"Irak’ın, Suriye’nin toprak bütünlüğü üzerine oynanan oyunlar, doğrudan Türkiye’ye ilgilendiriyor"
Irak'ta bir takım gelişmeler olduğunu ve Kuzey Irak’taki referandum hatırlatan Yıldırım, "Fakat dinleyen mi oldu? Şimdi ne oldu başladıkları yere geldi. Bütün kazanımlarını kaybetti. Tabi şartlar ne olursa olsun biz bu coğrafyada biz biriz, beraberiz. Hiçbir zaman burada olup bitenden orada yaşayan kardeşlerimize bir zarar gelmesini istemeyiz. Bizim derdimiz, burada birliği, beraberliği, kardeşliği bozmaya çalışan dış aktörlerledir. Buradaki dış aktörler ülkemizin güney sınırları boyunca hem Irak’ta, hem Suriye’de, yeni bir yapay devlet hevesi içerisinde girmiştir. Ancak şunu herkes bilmelidir ki. Bu aziz millet buradaki şer ittifakına asla müsamaha göstermeyecektir. Bölgedeki statü değişikliği, Irak’ın, Suriye’nin toprak bütünlüğü üzerine oynanan oyunlar, doğrudan Türkiye’ye ilgilendiriyor. Hiç kimse bu Türkiye’nin işidir diyemez. Tarihsel geçmişimize baktığımızda bu sınırların hangi şartlarda oluştuğunu hepimiz biliyoruz.
Sınırın o tarafı ile bu tarafı arasında bir fark yok. Bu Türkiye’nin milli güvenlik meselesi olmaya devam edecek. Bizim amacımız bölgede barışın, kardeşliğin yerleşmesidir. Buradaki olacak her türlü olumsuzluğun faturasını yükünü biz karşılıyoruz. Hiçbir katkısı olmayan, sorun üretmekten başka hiçbir rolü olmayan ülkelerin racon kesmesi asla ve asla kabul edilir bir şey değildir. Onun için sevgili gençler, katılımcılar aman oyuna gelmeyelim. Biz bir olursak, iri, diri olursak, birlikte Türkiye olursak bize kimse bir şey yapamaz" ifadelerini kullandı.
"Şeytan taşlamadan arta kalan zamanlarda ülkeyi kalkındırmak için var gücümüzle çalıştık"
Zaman zaman oyunlar oynandığını dile getiren Yıldırım, "Bir zaman sağ sol, bir zaman alevi Sünni, olmadı PKK, olmadı DHKP-C, olmadı FETÖ, maalesef bizim enerjimizi azaltan, medeniyet yolculuğumuzu yavaşlatan bu şer yapılanmalarına karşı artık daha tedbirli olmamız, daha uyanık olmamız lazım, büyük fotoğrafa geleceğe odaklanmamız lazım. Gelecek bizim, sizlerin, buradan 30 sene öncesine gidin. Şimdi tersine dönüyor. Zenginlik noktaları doğuya gidiyor. Hangi yöne giderse gitsin geçeceği yer bu topraklardır, Anadolu topraklarıdır. Havacılık 1970 yılında Amerika'daydı, 80 yıllarda Avrupa'nın batısına geldi. 90’lı yıllarda orta noktaya geldi, şimdi havacılığın kalbi merkezi Türkiye oldu. Türkiye 2003 yılında dünya havacılık pastasından yüzde yarımdan az pay alıyordu. 0.45, şimdi 2’nin üzerine çıktı. Başka değişle 30 milyon iç dış hat yolcudan çıktık 200 milyona 15 sene içinde. Onun için dünyanın en büyük havalimanını biz yapıyoruz. Bunu yapınca bazılarının keyfi kaçıyor, kıskançlık başlıyor. Ne yapalım da bu işleri yavaşlatalım, engelleyelim.
Gezi olayları arkasında ne var biliyor musunuz? Türkiye’nin faizlerinin yüzde 5’in altına düşmesi, enflasyonunun yüzde 6’lara inmesi, İMF’ye olan borcunu ödemiş olması var. Dahası dünyanın en büyük havalimanının ihalesini yapmış olması, dünyanın en geniş köprüsünün Yavuz Sultan Selim’i inşaat etmeye başlamış olması var. 2008’de küresel bir kriz oldu. Hala devam ediyor. Dünya küçüldü. Ekonomik olarak küçüldü. 80 trilyon dolarlık dünya serveti, 40 trilyona geriledi. Şuanda eski günlere gelebilmiş değiliz. Son 2 yıl boyunca büyümemiz ortalama 5,5, dünyanın iki katı. Peki neye rağmen. Yaşadığımız olaylara bakın. Küresel kriz var, darbe girişimleri var. Cumhurbaşkanlığı seçtirmemek için 360 icadı var. Gezi olayları var. Bütün bunlara rağmen Türkiye büyümeye devam ediyor. İşte bu Türkiye’nin farkını ortaya koyuyor. Bu olayların 10’da biriyle başka bir ülke kalsaydı, yerle bir olur, bir daha belini doğrultamazdı. Hem bu odaklarla, engellerle mücadele ettik. Tabiri caizse şeytan taşlamadan arta kalan zamanlarda ülkeyi kalkındırmak için var gücümüzle çalıştık" diye konuştu.