3 yıl üst üste zarar gören mükelleflere inceleme

Maliye Bakanı Naci Ağbal, 3 yıl üst üste zarar gösteren mükelleflere inceleme başlatacaklarını söyledi.

ABONE OL
GİRİŞ 06.03.2016 12:48 GÜNCELLEME 06.03.2016 12:48 EKONOMİ
3 yıl üst üste zarar gören mükelleflere inceleme

Kayıtdışılıkla mücadele konusunda inceledikleri bazı mükelleflerin geriye dönük 3-4 yıl zarar gösterdiklerini anlatan Ağbal, "Bir yıl zarar edebilir, iki yıl zarar edebilir bir mükellef ama sürekli zarar beyan ediyorsa o mükellefin defterine bakacağız" dedi.

Yeni Şafak Gazetesi'ni ziyaret eden Maliye Bakanı Naci Ağbal, piyasaları ve ekonomiyi değerlendirdi. Önceki gün yaptığı açıklamalar sonrası gazetelerde 'kırmızı ette KDV indirimi sinyali' şeklinde çıkan haberlerin de bir yanlış anlamadan kaynaklandığını söyleyen Ağbal, "Benim, Katma Değer Vergisi (KDV) indirimi çalışıyoruz demem asla mümkün değil. Zaten kırmızı etteki yapısal sıkıntıyı da KDV indirimi çözemez" dedi.

HAYVANCILIĞA DESTEK VAR AMA KDV İNDİRİMİ YOK

Son olarak yem ve gübrede KDV'yi indirdiklerini hatırlatan Bakan Ağbal, konuyu iyice analiz ettikten sonra bu konuda karar verdiklerini dile getirdi. Ağbal, "KDV'de indirim yapmak asla girdi maliyetlerini düşürmez bunu hep söylerim. Ama hayvancılık destekleri kapsamında destek oluruz, vergi indirimi olmaz" diye konuştu.

3 YIL ZARAR BEYANLARINI İNCELEME TALİMATI VERDİM

Kayıtdışılıkla mücadele konusunda bazı mükellefleri incelediklerini, geriye dönük 3-4 yıl zarar gösterdiklerini belirlediklerini anlatan

Ağbal, şunları kaydetti: "Ama öbür taraftan bakıyorsunuz bu mükelleflerin bir şekilde işleri yürüyor. Bir takım alışverişler yapıyor ve para kazanıyor. O nedenle sürekli zarar eden mükelleflerle ilgili olmak üzere yakında bir denetim çalışması başlatacağız. Bir yıl zarar edebilir, iki yıl zarar edebilir bir mükellef ama sürekli zarar beyan ediyorsa o mükellefin defterine bakacağız. Bu mükellef tipi de her sektörde var, ama bir bakkal, kasap gibi değil, ağırlıklı olarak büyük ölçekli ticaret yapan KOBİ şeklindeki mükelleflerde gözlüyoruz. Mart'ta beyannameler verildiğinde zarar beyan edenlerin son geriye dönük 3 yılına bakılması talimatı verdim. 2016 yılında denetlenecek mükellef seçilirken öncelikli bunlar olacak. Önümüzdeki günlerde bu mükelleflere de mektupla uyarı yapacağız."

İŞ DÜNYASI MORAL İSTİYOR

Bakan Ağbal, iş dünyası temsilcileri ile yaptığı görüşmelerde piyasalarda yaşanan ekonomik darboğazın aşılmasında beklentilerinin teşvikler, olağanüstü destekler yerine hükümeti yanlarında görmeyi, destekleneceklerini bilmeyi tercih ettiklerini söyledi. İş dünyasının; "Biz ne krizler gördük. Biz bunları aşarız. Bize sadece moral verin diyorlar" şeklindeki duruşuna dikkat çeken Bakan Ağbal, "Biz zaten iş dünyamız için gereken ne varsa yapıyoruz, her türlü desteği veriyoruz. Bundan sonra da vermeye devam edeceğiz" dedi.

KUVVETLER AYRILIĞI AŞAĞI ÇEKİYOR

Maliye Bakanı Naci Ağbal, Anayasa tartışmalarının ekonomik boyutunu da değerlendirdi. 'Türkiye neden başkanlığa geçmeli?' sorusunu cevaplayan Ağbal, 1982 Anayasası'nın o yıllardaki klasik parlamenter sistemlerin öne çıktığı bir global ekonomik düzene göre hazırlandığını söyledi. "Dünya çok değişti" diyen Ağbal, "Hızlı reaksiyon gösteren bir devlet düzenine geçmeliyiz. Eskiden 'kuvvetler ayrılığı ilkesi içinde kuvvetlerin birbirini kontrol etmesi prensibi' konuşulurdu. Ama üçünün birden birbirini aşağı çekmesi ve Türkiye'nin önünü tıkaması anlamında bir kontrol ise parlamenter sistemi biz böyle algılıyorsak, bu sürdürülebilir bir kontrol sistemi değil" dedi.

DAHA HIZLI BİR SİSTEME İHTİYAÇ VAR

"Küresel ortamda Türkiye'nin daha da büyümesi için daha da hızlı hareket edebilen, içinde senkronize olabilmeye ihtiyacı olmayan tek bir yönetsel yapıya ihtiyacımız var" diyen Bakan Ağbal şunları söyledi: "Türkiye bu parlamenter sistemle, cumhurbaşkanı ve hükümet arasındaki bu ilişki düzeniyle önümüzdeki 10 yılda büyümesi gerekenden daha düşük büyür. Daha hızlı işleyen kararlar alabilen, yetkilerin dahi iyi tanımlandığı bir başkanlık sisteminde Türkiye daha fazla büyür. Piyasa; yürütme organının güçlü olup olmadığına bakar. Eğer yürütme organını gücünü aşağı çeken yapısal sorunlar varsa yatırım karkarı almaktan çekinir. Bazı kararları alırken, hükümet uzlaşı noktasında daha fazla gayret sarfedeceği için reformlar beklendiği kadar etkili olmayacak. Bu da beklentileri aşağı çekecek. Bir başkanlık sisteminde getirilecek yetkilerde o kararlar çok daha hızlı ve etkili alınabilecek. Onun için başkanlık sisteminin bugüne göre çok daha güçlü bir yürütme organı getireceği kesin."

KAYNAK : Yeni Şafak