Dubai Krallığı avizeci İsmail'i bitirdi

Dubai Kraliyet ailesi yeni saraylarına takılmak üzere 45 parça altın işlemeli avize için Türk şirketi ile anlaştı. Avizeleri Dubai'de monte eden şirket, iflasın eşiğine geldi. İşte ayrıntılar:

ABONE OL
GİRİŞ 13.12.2006 12:33 GÜNCELLEME 13.12.2006 12:33 EKONOMİ
Dubai Krallığı avizeci İsmail'i bitirdi

Dubai Krallığı'na, Dolmabahçe ve Topkapı Sarayı'nda bulunan altın işlemeli avizelerden yapan Türk şirketi, 166 bin dolar alacağını tahsil edemeyince iflasın eşiğine geldi.

Avize imalatçısı İsmail Taş, Dubai Krallığı için Dolmabahçe ve Topkapı Sarayı'ndaki avizelerin benzerlerini yapmış. Ancak Dubai Krallığı, Taş'ın 166 bin dolar tutan alacağını ödememiş.


Alacaklarının ödenmemesi yüzünden darboğaza giren ve 17 personelini işten çıkaran imalathane sahibi, Bahçelievler'de bulunan işyerini kapatıp, daha küçük bir imalathanede eşi ve iki çocuğuyla ayakta kalmaya çalışıyor.

Dubai Kraliyet ailesine ait saraya takılmak üzere 45 parça altın işlemeli avize yapan Türk şirketi, batma aşamasına geldi. Dubai'yi yöneten ailenin en önde gelen isimlerinden olan 85 yaşındaki kraliyet ailesi mensubu Sheika Sheika bint Saeed Al Maktoum'un yeni sarayı için altın işlemeli avize yaptırmak isteyen saray mimarları, Bahçelievler'de avize imalatı yapan 'Turkuaz Sanatsal Aydınlatma' isimli şirketle temasa geçti. Şirketin işle ilgili 165 bin 915 dolar istemesi ve projenin beğenilmesi üzerine 2 Nisan 2005 tarihinde anlaşma imzalandı. Anlaşmadaki gibi tüm ürünleri Dubai'ye giderek montajını da yapan Türk şirketi, parasını bir türlü alamadı.


Türkiye'nin Dubai Büyükelçiliği ve Ticari Ataşesi ile görüşen şirket, buradan sonuç alamadı. Birleşik Arap Emirlikleri Başkonsolosluğu'na dilekçe ile başvuruda bulunulması da sonuç getirmeyince ekonomik darboğaza giren şirket, iflasın eşiğine geldi. 17 personelini çıkaran ve başka bir yere taşınan şirket sahibi İsmail Taş, iki çocuğu ve hanımı ile, kalan 107 milyar lira borcunu ödemeye çalışıyor.

İşi yapmak için teklifin karşı taraftan geldiğini belirten İsmail Taş, 'Ürünleri size yaptırmak istiyoruz.' diye mimar geldi. Akreditif açıldı. Yanlış söylemiyorsam banka Commercion of Dubai Bank'tı. Akreditifi İş Bankası'na açmışlar, onlar da müşterisi olmadığımız için bizi bulmakta zorluk çekmiş. Daha sonra biz akreditifi Şekerbank'a aldırdık. Ben tabii çok büyük bir rakam olduğu için banka teyidi istedim. Teyit gelince 3 ay içinde malı yaptım. Faturasını kestik, gümrüklemesini yaptık. Avize taktığımız saray, Sheika'nın kendi sarayı. Dubai'ye indik, mimar karşıladı, kalacağımız otele onlar götürdü bizi. 14 gün boyunca her gün saraya gidiyorduk. 14. gün akşam, çalışan arkadaşları gönderdik. 2 gün sonra evrakların alınması, kontroller yapılacak ve belge verilecekti. 'Siz gidin hesabınıza paranız yatacaktır.' dediler, biz de geldik. Bankaya sorduk '15 gün müsaade edin.' dediler. 15 gün daha istediler, yine yatmadı. Karşı bankaya soruyorlar. 'Evraklar henüz bizde duruyor, müşteri almadı.' diyorlar. Henüz bir yılı geçti, para ödenmedi. Gümrükten, Sheika'nın malı diye banka evraklarını sormadan, ürünleri teslim etmişler. Tabii ben bunu geri geldiğimde 'Param niye ödenmedi?' diye sorunca anlıyorum. Bana 'Sizin mallarınız çekilmemiş, evraklarınız burada.' diye cevap verdiler. Asıl paranın ödenmemesinin sebebi de sanırım bu.' diye konuştu.

Türkiye'nin Dubai Büyükelçiliği'ni arayarak sorununu ilettiğini ve İhracatçılar Birliği aracılığıyla başvuru yapmak istediklerini belirten İsmail Taş, İstanbul Maden ve Metal İhracatçıları Birliği'ne Temmuz 2005'te yaptığı başvurunun dosyasının kayıplara karıştığını söylüyor. Taş, 'Büyükelçilikten ticari ataşeyi aradım. 'İhracatçılar Birliği'ne dilekçe yazın dokümanları verin' dediler. Biz dilekçeyi yazdık. Dokümanları altına ekledik. Henüz bu dosyanın nerede olduğu bile belli değil. Bu dosyanın ticari ataşeye verilmesi lazım. Ticari ataşe de bizim dosyamızı eline alacak, Sheika'ya gidecek. 'Neden ödenmedi ya da beğenmediğiniz bir şey mi var?' diye sorması lazım. Daha sora Birleşik Arap Emirlikleri'nin konsolosluğuna bir yazı yazdım. Birleşik Arap Emirlikleri 'biz karışamayız' diye cevap verdi. 'Ya nasıl karışamazsınız, bu kişi basit bir vatandaş değil, koskoca Sheika' dedim. 'Asıl onun için hiç karışamayız' diye cevap verdiler.' şeklinde konuştu.

Prosedür gereği önce bankayı mahkemeye vermeleri gerektiğini, bankanın suçsuzluğunun anlaşılmasından sonra karşı tarafı Uluslararası Ticaret Mahkemesi'ne şikayet edeceklerini aktaran Taş, 'İki ay sonra Şekerbank'ı dava ettik. Dava şu anda Yargıtay'da. Eğer Şekerbank'ı mahkemeye verdiğimiz davayı kaybedersek Uluslararası Ticaret Mahkemesi'ne gideceğiz. Önce banka, sonra karşı tarafı şikayet edecekmişiz. Eğer devlet de yardım etmezse kibrit çakıp gitmemiz gerekiyor.' diye serzenişte bulundu. Şu anda önceki mali durumlarına göre çok kötü olduklarını belirten Taş, 'Bahçelievler'deki dükkanı kapatmak zorunda kaldık. Telefonlarımızın parasını bile veremedik. Kiramızı veremedik. Ondan dolayı işyerimizi değiştirmek zorunda kaldık. Orası şehir merkeziydi Bahçelievler, burası oraya göre neredeyse dağ başı sayılır.' diye konuştu.

Parasını alamadığı için çok zor durumda kaldığını ve alacaklıların yüzüne bakamadığını aktaran İsmail Taş, bir ara intiharı bile düşündüğünü dile getirdi. İntiharın eşiğinden büyük alacaklıların anlayışı sayesinde vazgeçtiğini belirten Taş, 'Ben bu davayı kazanırsam içinden bir kuruş para almam, hepsini onlara aktaracağım.' dedi.