Bir sanayicinin konkordato isyanı!
Zora giren şirketlerin başvurduğu ‘konkordato’ iş dünyasında güven sorunu oluşturmaya başladı. TÜGİK’ten Erhan Özmen, konkordatonun suistimal edilmemesi gerektiğini dile getirdi.
ABONE OLİflas ertelemenin yasaklanmasının ardından zora giren şirketlerin başvurmaya başladığı ‘konkordato’ iş dünyasında güven sorunu oluşturmaya başladı. Hükümet konkordato ile ilgili yeni bir düzenleme başlatırken iş insanları da ‘konkordato’ konusundaki tepkilerini dile getiriyor.
Türkiye Genç İş İnsanları Konfederasyonu (TÜGİK) Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Erhan Özmen, konkordatonun özünde ‘varlığı korumak’ olduğunu belirterek, iş insanının ana amacının şirketini korumak olması ancak bunu itibarını kaybetme pahasına yapmaması gerektiğini söyledi. İtibarın, iş hayatını sürdürmenin ilk şartı olduğunu vurgulayan Özmen şöyle dedi:
“Bir işadamı varlığını, şirketini kanının son damlasına kadar korumalı. Neymiş konkordato ilan ediyorsun varlığını koruyorsun. Batsın böyle varlık. Batsın böyle şirket. Biz sanayiciyiz, üçüncü jenerasyondayız, un işi yapıyoruz. Konkordato da neymiş! Batarım asla böyle bir yola gitmem. Bugün konkordato ilan edenler geleceği hesap etmiyor. İleride bu hep karşısına çıkacak bunu hiç düşünmüyor. İtibar çok önemli, çok.”
‘Şartlar kolay değil’
Konkordatonun hiçbir kesim tarafından suistimal edilmemesi gerektiğini, ancak artan konkordato ilanları nedeniyle güven probleminin ortaya çıktığını belirten Özmen, “Konkordato süreçleri aslında iki boyutlu bir konu. İçinde bulunduğumuz şartlar hiç kolay değil. Bu durumu yavaş yavaş aşıyor gibi olsak da iş dünyası için de finans sektörü için de durum böyle” dedi.
Reel sektör ve finans sektörünün bir elmanın iki parçası gibi olduğunu söyleyen Özmen, iki sektörün birbiriyle entegre olması gerektiğini ifade etti.
Özmen, ne kadar çok konkordato başvurusu gelirse finans sektörünün de o kadar çok tedbir alacağını ve böylece kurunun yanında yaşın da yanacağını kaydetti. Konkordato başvurularını istismar edenlerin ekonomiye, reel sektöre ve finansa zarar verdiğini dile getiren Özmen şöyle konuştu:
‘Sağduyu lazım’
“İçinde bulunulan şartlardan dolayı iki tarafın da sağduyulu olması gerekiyor. Dünyaya entegre olan Türkiye 170 ülkeye ihracat yapan bir ülke konumunda. Burada şirketler gerçekten zor durumda kalmış olabilir, buna saygı duyuyorum. Ama burada fırsat yaratıyorsa kesinlikle yanlış bir yol. Konkordatoda reel sektörü kapsayan miktarlar, konkordato ilan edenlerin sayısı reel sektörü finansa karşı zor durumda bırakıyor. Konkordato kararı veren mercilerin iyi niyetli mi yoksa keyfi olarak mı yaptığının irdelenmesi lazım.”
Alacaklı ve borçluyu koruyan taslak
Geçtiğimiz günlerde Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, konkordato ilan eden şirket sayısını 356 olarak açıklamıştı. Bakan Pekcan, hem alacaklıyı hem de borçluyu koruyan bir taslak üzerinde çalıştıklarını dile getirmişti.
Ticaret Sicil Gazetesi’nde yapılan taramalara göre ise, bu yıl şimdiye kadar ilan edilen konkordato sayısının 750 civarında olduğu belirtiliyor.
Konkordato nedir?
Konkordato, borçlu ile alacaklılar arasında borcun bir miktarının silinmesi veya vadenin ileri bir tarihe ertelenmesi konusunda yaptığı anlaşma.
- Kişilerin ticaretle uğraşıp uğraşmadığına bakılmaksızın, herkes (borçlu) konkordato başvurusunda bulunabilir.
- Konkordato talebi bir dilekçeyle oluyor.
- Borçluların dilekçeyi vermeden önce mahkeme veznesine konkordato gider avansı yatırması gerekiyor.
- Alacaklılara karşı korunma süresi en az üç, en fazla 23 ay.
- Alacaklılar alacaklarının belirli bir yüzdesinden vazgeçebilir.
- Bankalar, konkordato ilan eden şirketler için krediyi geri çağıramaz.