Ağbal'dan "sosyal güvenlik" açıklaması
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal "Yaşlanan nüfus dünyada sosyal güvenlik sistemi üzerindeki baskıları artırıyor" dedi.
ABONE OLCumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal, yaşlanan nüfusun dünyada sosyal güvenlik sistemi üzerindeki baskıları artırdığını belirterek, "Sağlığa erişilebilirliğin artması ve sağlık teknolojilerindeki değişim, doğum, ölüm, ortalama yaşam süresi ve hastalık türlerini değiştiriyor." dedi.
Ağbal, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsünce hazırlanan "2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması"na ilişkin Anadolu Hotels Downtown'da düzenlenen "Ana Rapor Toplantısı"nda konuştu.
Araştırmada ortaya konulan verilerin, uluslararası düzeyde karşılaştırılabilir olduğunu dile getiren Ağbal, sonuçların, ülkenin ilerlemesi ve kalkınmasına katkı sağlayacağını söyledi.
Araştırmayı politika yapıcılar ve hükümet açısından çok kıymetli ve önemli bulduklarını belirten Ağbal, "Strateji Bütçe Başkanlığı olarak araştırma verilerini, üniversite ve akademisyenlerimizle beraber değerlendirerek çalışmalarımıza yansıtacağız." diye konuştu.
Ağbal, küreselleşmenin meydana getirdiği gelir dağılımı adaletsizliğinin sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık meselelerinin önemini artırdığını ifade ederek, kalkınmada sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık unsurlarının ön plana çıktığına ve bu unsurların gelecekte daha da önemli hale geleceğine dikkati çekti.
GENÇ NÜFUS VURGUSU
Ağbal, gelecek dönemde demografi ve sağlık göstergelerinin dünyanın jeopolitik dengelerini ve küresel rekabeti önemli ölçüde etkileyeceğini belirterek, "Yaşlanan nüfus sosyal güvenlik sistemi üzerindeki baskıları artırıyor. Sağlığa erişilebilirliğin artması ve sağlık teknolojilerindeki değişim, doğum, ölüm, ortalama yaşam süresi ve hastalık türlerini değiştiriyor." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin hem demografik fırsat penceresi hem de sağlık hizmetlerine erişimde pozitif gelişmeler elde ettiğini vurgulayan Ağbal, şunları söyledi:
"Bunlar kamu maliyesi ve ekonominin sürdürülebilirliğini sağlamada, GSYH'nin yukarıya taşınmasında son derece önemli. Türkiye'nin dinamik ve genç nüfusa sahip olması, ülkemizi bölgesinde rekabetçi kılacak en önemli özelliklerden bir tanesi. Türkiye için 2050 yılına dönük bir yaşlanma olgusunu konuşsak da ülkemizin bugün sahip olduğu genç nüfus bizim için son derece önemli bir fırsat. Bunu çok iyi kullanmamız gerekiyor."
"KIRDAN KENTE GÖÇ KENTLEŞME PROBLEMİNİ KARŞIMIZA GETİRDİ"
Ağbal, 2000'li yılların başından itibaren ekonomide yaşanan olumlu gelişmeler, dışa açık ekonomi politikaları, eğitimde, sağlıkta ve sosyal alanda atılan adımlar sayesinde Türkiye'nin demografisi ve sağlık istatistiklerinde değişim yaşandığını dile getirdi.
Kırdan kente göçün hızlanmasının nüfusun sanayi ve hizmetler sektöründe daha verimli kullanılmasının önünü açtığını belirten Ağbal, şöyle devam etti:
"Bu, son 17 yılda milli gelirde yaşanan artışın arkasındaki önemli sebeplerden biri oldu. Yani insan kaynağı, tarım sektöründen sanayi ve hizmetler sektörüne doğru geldi. Kişi başına gelirimiz artmış oldu. Bu, büyümeyi getirdi ama diğer taraftan kentleşme sorunu ve buna bağlı sosyal ve ekonomik sorunları, sürdürülebilirlik sorunlarını karşımıza getirdi."
Ağbal, 2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması'nın sağlık, eğitim ve kentleşme alanlarında ülkenin kaydettiği olumlu gelişmeleri gösterdiğini de sözlerine ekledi.
2018 TÜRKİYE NÜFUS VE SAĞLIK ARAŞTIRMASI
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, 1968 yılından bu yana 5'er yıllık aralarla ülkenin bilimsel ve hizmet ihtiyaçlarını göz önüne alarak nüfus ve sağlık araştırmaları yürütüyor.
Başta Kalkınma Planları olmak üzere Birleşmiş Milletlere bağlı kuruluşların (Dünya Sağlık Örgütü, UNFPA, UNICEF ve benzeri) uluslararası karşılaştırmalı raporlarında, bu araştırma serisinin verileri kullanılarak hesaplamalar yapılıyor.
Söz konusu araştırmaların 11'incisi olan, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının finansal olarak desteklediği ve 2019 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda yer alan "2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması" TÜBİTAK 1007 Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı kapsamında gerçekleştirildi.
Araştırma, Türkiye'nin demografik yapısı, doğurganlık düzeyi, gebeliği önleyici yöntem kullanımı, anne-çocuk sağlığı ve üreme sağlığı ile ilgili konularda mevcut duruma ve değişimlere ilişkin ulusal ve bölgesel düzeyde bilgi sağlayan bir örneklem çalışması niteliği taşıyor.