Kanal İstanbul'un gizli özelliği! Uzmanlar açıkladı
Türkiye’ye ve İstanbul’a ekonomik ve siyasi büyük kazançlar sağlayacağı gibi Türkiye’nin aleyhinde olan Montrö Antlaşması’nı darmadağın edecek Kanal İstanbul projesi son dönemin en tartışmalı konusu haline geldi. Projeye karşı olanların Kanal İstanbul ile ilgili attığı iddialardan en ilginci ise İstanbul'u savunmasız bırakacağı... Uzmanlar ise tam tersi düşünüyor; Kanal İstanbul sadece bir ticaret yolu değil aynı zamanda bir savunma hattı özelliği de var...
ABONE OLHaber7 / Fuat Öner
Dünyadaki en büyük projelerden biri olacak Kanal İstanbul’a karşı çıkanlar ortaya 8 farkı iddia atıyor. İddialar arasında en çok tartışılanlar bir tanesi kanalın İstanbul ve Trakya’nın savunmasının zayıflatacağı. Uzmanlar ise bunun tam tersi kanaatte… İşte Kanal İstanbul hakkındaki iddialar ve uzman isimlerden cevapları...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çılgın proje olarak duyurduğu Kanal İstanbul Kanal Küçükçekmece-Sazlıdere-Durusu koridorunda 45 kilometrelik bir hat boyunca inşa edilecek ve tam kapasite kullanılması halinde yıllık 8 milyar dolar gibi bir rakamı ekonomiye kazandırabilecek.
Kanal İstanbul’a karşı çıkanları ortaya attığı iddiaları Haber7’ye değerlendiren Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz ve İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kutluk Özgüven, Kanal İstanbul hakkındaki iddialara cevap verdi.
Projeye karşı çıkanlar 8 ayrı iddia ortaya atıyor. Bunlar; buradan para kazanılmaz, deprem bölgesinde tehlikeli olur, ekolojik sorunlar, bölgenin bir ada haline gelmesi, Türkiye’nin uluslararası baskılara dayanamayacağı, İstanbul’un gelecek bir taarruza karşı savunmasız kalacağı, Karşı taarruz için tankları Trakya’ya yollayamayacağımız ve son olarak buradan rant elde edilecek iddiaları…
KANAL İSTANBUL SAVUNMA İÇİN AVANTAJDIR
Kanal İstanbul’un Trakya ve İstanbul’un savunmasını zayıflatacağı iddiasıyla ilgili olarak Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz, “İddiaların aksine Kanal İstanbul’un savunma için bir avantaj. Her zaman dediğimiz gibi: En iyi savunma katmanlı savunmadır. Kanal İstanbul da çok geniş bir hendektir. Avantaj sağlar” dedi. Oğuz Kanal İstanbul ile beraber tankların Trakya’ya geçişiyle ilgili ise “Bu duruma göre kuvvet yapılandırması tekrar gözden geçirilir. Eğer gerekiyorsa ihtiyaca göre revizyonlar yapılır. Bu kadar basit bir olay. Ayrıca herhangi bir zırhlı ve mekanize saldırısı durumunda; tank ve mekanize birliklerinin çoğunluğu Tekirdağ, Edirne, Kırklareli gibi illerde konuşlandırılmıştır.” açıklamasında bulundu.
Prof. Dr. Kutluk Özgüven ise ortaya atılan 8 ayrı iddiayı tek tek sayarak bunlara cevap verdi.
KANAL İSTANBUL YILDA 8 MİLYAR DOLAR KAZANDIRACAK
İlk olarak Kanal İstanbul’dan para kazanılmaz iddiası; Amaç burada herkesi zorla buraya yönlendirmek değil. Böyle bir imkânımızda yok. Gemilerin boğazdan geçme hakkı var ve olacak, ancak bu kanaldan geçmek daha kolay olacak, bekleme süreleri daha kısa olacak. Kanal ile ücretsiz kılavuzluk verilmiş gibi olacak. Tüm bunları bir araya getirdiğimizde ilk başta olmasa bile; çünkü hükümetler başta biraz ‘yapmayın kullanmayın’ diyecektir o gemilere. Ancak bir süre sonra kazanç üstün gelecektir ve insanlar parayı verip daha hızlı geçmeyi tercih edecekler. Hatta bizim gemilerimiz bile başlangıçta burayı yoğun olarak kullansa bu bile yeter.
DEPREMİ ETKİLEMEZ
İkinci iddiaya ise depreme dayanıklılık konusu; Kanalların depremde çökmesi çok zor bir durum. Aynı zamanda böyle bir ihtimal olsa bile bu bir mühendislik meselesi, hassas ölçümler yapılır ve buna göre bir miktar daha fazla çelik, beton kullanılarak depreme karşı güçlendirme yapılır. İnşaat mühendisliğimiz şuan çok ileri seviyelerde bunu rahatlıkla yapabilirler. Zaten mühendisler böyle bir durum yok diyor. Ayrıca bu çevrede yapılacak evlerde aynı hassasiyet gösterilecek yapılır.
AYNI ŞEYLERİ PANAMA İÇİN DE SÖYLEMİŞLERDİ
Üçüncü iddia ise ekoloji konusu; Benzer şeyler Panama kanalı içinde söylenmişti, ‘iki okyanus birleşecek felaket olacak’ diye. Karadeniz ve Marmara zaten birleşik, İstanbul ve Çanakkale boğazlarımız var. Karadeniz deniz hayatı çok muazzam, kuvvetli bir deniz değil. Ayrıca çok büyük bir tehlike olacak olsaydı bunlar kapak ve filtrelerle kolaylıkla giderilebilecek durumda.
Dördüncü konu ise ilginç bir konu İstanbul’un ada olması; Çok geniş bir ada olmayacak boğazda başlayacak Küçükçekmece gölünde bitecek. Bu klostrofobik, kendi içine yönelik bir durum… Ancak bu durum yapılacak alt ve üst geçitlere bağlı. Bir iki tane köprü değil çok sayıda geçit yapılacaktır. Bunların yanında doğal hayat köprüleri de yapılabilir hayvanların geçmesi için. Böylelikle burada bir ada psikolojisi olmaz. Baktığınız zaman büyük şehirlerin birçoğu adadır.
Beşinci iddia olarak uluslararası baskı; Montrö Antlaşması’ndan dolayı mutlakla olacaktır. Fakat Türkiye burada Montrö Antlaşması’nı bozmayacak. Türkiye boğazlarda istiyorsanız Montrö’yü devam ettirelim burası ekstra bir deniz yolu, isteyen kullanıp kullanmama hakkına sahiptir diyecektir. Kanal İstanbul’da dünya ekonomisine ve güvenliğine bir tehdit vs. yok.
KANAL İSTANBUL'UN SAVUNMAYA KATKISI
Altıncı iddia güvenlik sorunu; İstanbul’un savunması olası bir savaş durumunda zorlaşacak deniyor. Aksine Kanal İstanbul yapıldığında savunmayı kolaylaştıracaktır. Olası bir saldırıda düşman unsurların bu noktayı aşması kolay olmayacak, kanalı aşmak için vakit kaybedeceklerdir.
TRAKYA SAVUNMASIZ KALACAK İDDİASI
Yedinci iddia ise tankların ikmali; Bizim tanklarımızın büyük bir kısmı Anadolu kısmında Birinci Ordu’da. Evet bundan dolayı bir problem vardır, fakat bu sorun kanal ile beraber belirmiyor. Olası bir savaşta düşman kuvvetler 3 tane köprü var ve 2 tane alt geçit var bunlar bombaladığı zaman zaten durum zorlaşıyor. Kanalın bu duruma bir etkisi olmuyor kanalda çok fazla geçiş noktası olacak. Ayrıca S-400 gibi bir savunma sistemi alındı ve ilerde yerli olarak üretilecek hava savunma sistemleri bu noktalara yönelik tehditleri ortadan kaldırıyor. Köprüler ve benzeri noktalar koruma altına alınmış oluyor. Yani İstanbul’dan tüm Trakya bölgesi savunulabilir durumda olacak.
Sekizinci konu rant konusu; Rant konusu muhalefetin yoğun bir şekilde üzerinde durduğu bir nokta. Ortaya attıkları iddia ‘buradaki araziler önceden satın alındı, zaten burası sadece onları zengin etmek için yapılan bir yer.’ Böyle bir şeyin engellenmesi ve yapılması bir araştırma ile ortaya çıkarılabilecek bir durum. Burası özel bir gruba teslim edildiyse bu ortaya çıkartılır. Hükümetin buna önlem alarak bunu çok net bir şekilde bunu halka izah etmesi gerekiyor. Bu sekizinci madde de izah edilebilirse İnşAllah bir problem kalmaz.
İmamoğlu’nun baştan yaptığı ‘ihanet projesidir’ yargısı doğru değil. Hâlbuki ihanet demeyerek insanları suçlamasa, maddelerini sayarak bu noktalarda çekincelerim var dese bunlar izah edilir ve çözülür. Muhalefetin bu noktada aşırıya gittiğini düşünüyorum.”