Kriz döneminde işçi çıkartma ayakta kalmanın tek yolu değildir
Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve birçok ülkeye sıçrayan koronavirüs (Kovid-19) salgını dünya ekonomisine de derinden sarstı. Salgın nedeniyle bir çok ülkede fabrikalar üretime ara verdi. Daralan üretimle beraber ilk akla gelen ise işçi çıkartmalar olacak mı sorusu oldu. Star gazetesi yazarı Resul Kurt Kriz döneminde işçi çıkartma ayakta kalmanın tek yolu değildir' diyerek kritik önerileri sıraladı.
ABONE OLOlağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Bu zor dönemde başta Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Koronavirüs Bilim Kurulu olmak üzere sağlık çalışanlarının ve havaalanı, liman ve gümrüklerde görev yapan personelin olağan üstü gayretleri olduğunu belirtmeliyiz.
Elbette sağlık önlemleri alınmalı, ancak en az Koronavirüsü kadar önemli bir konu var, istihdamın ve üretimin devam ettirilmesi. Başta turizm, otelcilik, restoran işletmeleri, hava yolu taşımacılığı, liman ve lojistik sektörleri olmak üzere bir çok sektörde alarm zilleri çalıyor.
Tüm sektörlerde iş kaybından kaynaklanan atıl iş gücü ortaya çıkmaktadır. Koronavirüsü (Covid-19) bir yandan insan sağlığını tehdit ederken öbür yandan da ekonomide ve istihdamda ciddi sıkıntılara neden olmaya başladı. Koronavirüsü nedeniyle üretim ve faaliyete ara verilmesi veya iş potansiyelinde ciddi düşmeler olması bekleniyor. Bunun en büyük etkisinin çalışanlara olacağı görülüyor. Bazı iş yerlerinin iş kaybına bağlı işçi çıkartmaları olabiliyor.
Bu zor günlerde, işçi çıkartılması ayakta kalmanın tek yolu olarak görülmemelidir.
Başta Hazine ve Maliye Bakanlığı olmak üzere, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, SGK, İŞKUR gibi kamu kurumları üzerinden süreç çok iyi yönetilmediği takdirde fesihlerin domino etkisi yaratacağına dikkat edilmelidir.
Bu dönemlerde iş gücü kaybını önlemek için, yıllık izin kullanımı, telafi çalışması, kısmi süreli çalışmaya geçirilme, talep eden çalışanlara ücretsiz izin kullandırılması, kısa çalışma ve denkleştirme çalışması yapılabilir.
Henüz daha sürecin başında iken kamu kurumlarının ivedi şekilde aksiyon alması gereklidir. Bu nedenle;
- Kısa çalışma uygulamasının talep eden tüm iş yerlerinde ve İş Müfettişlerince herhangi bir uygunluk tespiti / denetim şartı aranmaksızın başlatılması,
- Denkleştirme süresinin iki ay yerine 2020 yılı sonuna kadar olacak şekilde esnetilmesi ve kolaylaştırılması,
- Telafi çalışmasının iki ay içinde tamamlanması yerine 2020 yılı sonuna kadar olacak şekilde esnetilmesi,
- İş sözleşmesinin feshi, yerine kısmi süreli çalışmaya geçişlerin kolaylaştırılması,
Gereklidir. Piyasalar kamu kurumlarından acil bir reaksiyon bekliyor, çok geç olmadan bu konulara ilişkin düzenleme yapılmalıdır.
ÜCRETSİZ İZİN KULLANIMI
Ücretsiz izin kullanımı, ancak çalışanların yazılı olarak talep etmesi halinde mümkündür. Çalışanlar yazılı olarak talep etmediği takdirde, işveren çalışanları kendi iradesiyle ücretsiz izne çıkaramaz. Çalışan ücretsiz izin kullanmaya zorlandığı takdirde haklı nedenle fesih hakkı doğabilir.
YILLIK İZİN KULLANDIRILMASI
Bu tür olağanüstü dönemlerde yıllık izin bakiyesi fazla olan çalışanlardan başlanarak izinlerin kullandırılması yoluna gidilebilir. Kriz dönemlerinde çalışanların talebi doğrultusunda ücretsiz izin kullanımı dışında yıllık izinlerin bitirilmesi yoluna gidilebilir. İşveren yönetim yetkisi kapsamında yıllık izin kullanılacak dönemi belirleyebilir.
TELAFİ ÇALIŞMASI
Diğer bir alternatif ise iş yerinde 1 haftalık süreyle zorunlu nedenlerle üretimi durdurmak ve daha sonra 2 aylık süre içerisinde bu sürelere ilişkin telafi çalışması yaptırmaktır. Bu durumda çalışanlardan onay alınmasına ihtiyaç bulunmayacaktır.
KISA ÇALIŞMA UYGULAMASI
Yine bazı durumlarda kısa çalışma uygulanabilmektedir. Kısa Çalışma Kapsamında;
- İşçilere kısa çalışma ödeneği ödenmesi,
- Genel Sağlık Sigortası primleri ödenmesi,
Hizmetleri sağlanmaktadır. İşverenin; genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebeplerle iş yerindeki çalışma süresinin önemli ölçüde azaldığı veya durduğu yönünde İŞKUR’a başvuruda bulunması ve İş Müfettişlerince yapılan uygunluk tespiti sonucu iş yerinin bu durumlardan etkilendiğinin tespit edilmesi gerekmektedir. Bu olağan üstü dönemi en az hasarla atlatabilmek için mutlaka kısa çalışma uygulamasının şartları esnetilmeli ve hiçbir ön koşul olmaksızın talep eden tüm iş yerleri bu imkândan yararlanmalıdır.