Dünya bunu konuşuyor! Türkiye'ye 70 milyar dolar kazandıracak
Rüzgardan sonra en düşük karbonlu elektrik üreten nükleer santrallerin ekonomik kalkınma, istihdam ve sanayileşmeye sağladığı katkı nedeniyle Covid-19 sonrası toparlanmada önemli bir rol oynayacağına dikkat çekiliyor.
ABONE OLMersin’de yapımı devam eden Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali Akkuyu NGS’nin, Türkiye’nin gayrisafi yurtiçi hasılasına 50 milyar dolara, vergi geliri olarak ise 70 milyar dolara kadar katkı sağlayabileceği öngörülüyor. Enerji ihtiyacı için çevreci çözümün nükleerde yattığını belirten uzmanlar, nükleer enerjinin aynı zaman ülkelerin ekonomilerine birçok olumlu katkı yaptığının altını çiziyor.
Dünya, korona virüsün sağlık ve ekonomi alanında oluşturduğu krizlerle uğraşıyor. Ekonomik iyileşmenin nasıl sağlanacağı ve onlarca yıl boyunca kesintisiz ve güvenilir enerji arzı için hangi enerji kaynağının tercih edileceği soruları şu sıralar gündemin ilk sıralarında yer alıyor. İklim değişikliği ile mücadelede düşük karbonlu enerji kaynaklarına duyulan ihtiyaç ise tartışılan önemli başlıklardan biri.
Rüzgardan sonra en düşük karbonlu elektrik üreten nükleer santrallerin ekonomik kalkınma, istihdam ve sanayileşmeye sağladığı katkı nedeniyle Covid-19 sonrası toparlanmada önemli bir rol oynayacağına dikkat çekiliyor.
AKKUYU, TÜRKİYE'YE 70 MİLYAR DOLAR KAZANDIRACAK
İngiltere, Fransa, Finlandiya, Japonya, Hindistan, Güney Kore, Amerika Birleşik Devletleri ve Arjantin dahil olmak üzere şu anda dünyada 19 ülkede 54 reaktörün yapımı devam ediyor. Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesi ile ‘nükleer kulübe’ girmek için adım atan Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Belarus ve Bangladeş’le birlikte ilk nükleer santral projesini hayata geçiren ülkelerden biri durumunda.
Makroekonomik göstergelerin analizine dayanan tahminlere göre, Akkuyu NGS projesinin hayata geçirilmesinin Türkiye Cumhuriyeti ekonomisi üzerinde olumlu bir etki oluşturacağı, Türkiye’nin gayri safi yurtiçi hasılasına 50 milyar dolara, vergi geliri olarak ise 70 milyar dolara kadar katkı sağlayabileceği öngörülüyor.
Santral sahasında şu anda yaklaşık 6 bin kişiye istihdam sağlanırken, inşaat aşamasında altyapıda ortalama 10 bin kişiye iş fırsatı sunulması bekleniyor. Akkuyu’nun (diğer enerji kaynaklarına dayanan elektrik üretim kapasitelerin yerine geçerek) yıllık yaklaşık 43 milyon ton karbondioksit emisyonunun atmosfere karışmasının önüne geçebileceğinin hesaplanması da iklim değişikliği ile mücadelede dikkat çekilen unsurlardan biri.
“NÜKLEER ENERJİ EKONOMİK BÜYÜMEYİ SAĞLIYOR”
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı İsmail Cingöz’e göre de gelişmekte olan ülkelerde giderek büyüyen enerji ihtiyacının karşılanabilmesi ve güçlü bir ülke olunabilmesi için nükleer enerji kritik bir öneme sahip. Gelişmiş kategorisindeki ülkelerin, enerjisinin önemli bir bölümünü nükleerden karşıladığına dikkat çeken Cingöz, “Bu pandemi süreci güvenli, 7/24 elektrik üretiminin ne kadar önemli olduğunu da gösterdi. Bu yüzden şu anda nükleer enerji santrallerinin kurulumunun ardından her türlü doğa koşullarında, kesintisiz, sürekli yüksek düzeyli enerji üretimi sağlaması tercih sebebi olarak öne çıkıyor. Rusya, Amerika, Fransa, İsveç, İsviçre gibi ülkelerde birden çok fazla nükleer santral var. Bugün dünyada çok sayıda ülke, nükleer santralin sağladığı ekonomik büyümenin, getireceği sosyal ve çevresel faydaların farkında. Bu nedenle giderek daha fazla ülke nükleer enerjiye yöneliyor. Onlardan biri de İngiltere” dedi.
Cingöz’ün dikkat çektiği ve İngiltere’nin 2025 yılında tamamlanması öngörülen Hinkley Point C (HPC) Nükleer Santrali’nin ülkeye sunacağı katkılara ilişkin veriler, Birleşik Krallık’a ekonomik büyüme ve uzun süreli istihdam getireceğini ortaya koyuyor. Şimdiden bölge ekonomisine 1,7 milyar poundluk bir katkı sağlayan ve inşa süreci boyunca 25 bin kişiye iş fırsatı sunacak olan santralin bitiminden sonra oluşturacağı yüksek kaliteli iş imkanlarıyla da İngiltere’nin doğu ve kuzey batı bölgelerini oldukça geliştireceği ve inşaat süreci boyunca İngiltere ekonomisine 14 milyar poundluk yatırım yapılmasını sağlayacağı öngörülüyor.
“SON DERECE YERİNDE BİR KARAR”
Türkiye’nin de güvenli ve temiz enerjiye ulaşma noktasında nükleer enerjiye güvenmiş olmasını “son derece yerinde bir karar” olarak nitelendiren Cingöz, şöyle devam etti:
“Uzun vadeli ülke güvenliği için nükleer güce ihtiyacı olduğunu bilen Türkiye, 1950’lerin sonlarından itibaren bu enerji türünü gündemine aldı. Bana göre, geç kalınmış olsa da yakında Mersin Akkuyu Nükleer Enerji Santrali ile bu güce kavuşacağız. Güçlü ülke olmak için enerjide de güçlü olmak ve dışa bağımlılığın olmaması, minimuma düşürülmesi gerekmektedir. Tıpkı Türkiye gibi büyüyen ekonomiye sahip diğer ülkeler de bu yoldan gitmelidir.”