Bireysel emeklilik fonlarına el konulabilir mi?
Bireysel emeklilik fonlarına el konulacak yalanının ortaya atılmasıyla beraber bir haftadır bireysel emeklilik sisteminin güvenilirliği sorgulanıyor ve kişilerin birikimlerinden oluşan emeklilik fonlarına el koyulup koyulmayacağı, fonların reel sektöre kaynak olarak aktarılıp aktarılmayacağı tartışılıyor. Yeni Şafak yazarı Ahmet Ulusoy, konu hakkında gerçekleri yazdı...
ABONE OLİşte Ahmet Ulusoy'un o yazısı;
7 Eylül’de bir törende Cumhurbaşkanı Erdoğan, bireysel emeklilik sisteminde (BES) yapılacak atılımlarla reel sektöre uzun vadeli düşük maliyetli kaynak sağlanabileceğini söyledi. Erdoğan’ın bu sözleri, bireysel emeklilik fonlarına devlet el koyacak paniğini beraberinde getirdi.
Bu yazı, konuyla ilgili spekülasyonların doğruluk payını değerlendirmek amacıyla yazılmıştır.
**
BES’teki kişileri paniğe sevk eden spekülatörlerin ürettiği yalanlar;
- Özel sektöre BES fonlarından kaynak aktarımının israfa neden olacağı,
- BES fonları özel sektöre kaynak olarak aktarılacağı için tasarruf sahiplerine eskisi gibi getiri sağlayamayacağı,
- BES fonlarına devletin el koyacağı ve inşaat sektörü başta olmak üzere özel sektöre kredi olarak tahsis edeceği.
Bu spekülasyonların arkasındaki temel düşüncenin; insanları tasarruf yapmaktan alıkoyup sistemden soğutmak, devlete olan güveni zedelemek olduğu açıktır.
**
Önce sistemin büyüklüğü ve işleyişi ile ilgili özet bilgiler verelim.
31.08.2020 emeklilik gözetim merkezi verilerine göre; toplam BES fon büyüklüğü 156.5 milyar TL dir (bireysel ve otomatik katılım sistemi toplamı). Toplam katılımcı sayısı : 12.450 milyonu aşmıştır.
Türkiye Varlık Fonuna dahil olmuş ve 24.06.2020 de birleşme ile faaliyetini sürdüren Türkiye Emeklilik ve Hayat A.Ş. nin toplam bireysel emeklilik içindeki fon miktarı 23 milyar TL dir. Yani BES fonlarının sadece yüzde 15’i kamu kaynaklı fonda tutulmaktadır.
**
Bireysel emeklilik sistemine hem devlet yüzde 25 oranında katkı koyuyor, hem de biriken fonlar olabildiğince kârlı yatırım alanlarında nemalandırılıyor. Sonuçta ikinci bir emeklilik imkanı sağlanarak toplam tasarrufların artmasına ve ekonomiye katkı sağlanıyor.
BES’teki hesapların tamamı devlet garantisinde. Ayrıca sistemin işleyişi Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı Emeklilik Gözetim Merkezi, SPK ve Bağımsız Denetim kuruluşları tarafından sürekli ve düzenli olarak denetlenmektedir.
Söz konusu fonlar altından devlet tahviline, hisse senedinden, hazine bonosuna kadar birçok yerde değerlendiriliyor. Üstelik paranın nerede değerlendirileceğine, fon portföyünün faizli-faizsiz olacağına tasarruf sahipleri karar veriyor ve istediğinde değiştirebiliyor. Yani, bireysel mülkiyet hakkına ve kullanma özgürlüğüne olabildiğince özen gösteriliyor.
Zaten paranın tamamına yakını şu an aktif olarak para ve sermaye piyasalarında değerlendiriliyor.
**
BES fonlarını yöneten şirketlerin bir tanesi dışındakiler özel sektör kuruluşlarıdır. Şu anda aktif olarak faaliyette bulunan ve anonim şirket bünyesinde kurulan özel emeklilik şirketi sayısı 15, kamu emeklilik şirket sayısı birdir. Bu emeklilik şirketi Ziraat Emeklilik, Halk Emekliliğin Vakıf Emeklilik şirketine 24.06.2020 tarihinde devrolarak Türkiye Emeklilik ve Hayat A.Ş. unvanı ile faaliyetlerini sürdürmektedir.
BES fonlarının özel sektöre kaynak olarak aktarılabilmesi için emeklilik şirketlerinin tamamı ya da ağırlıklı kısmının kamuya ait olması gerekir. Dolayısıyla özel sektöre ait fonların devlet eliyle özel sektöre uzun vadeli kaynak olarak kullandırılacağı söylemi hem yasal çerçevede hem de işlevsel açıdan mümkün değildir.
Devletin özel sektör fonlarına el koyması bir kaos, bir ekonomik darbe, sistem değişikliği, 5. Dünya ülkesi olma adımıdır. Bunu askeri cunta rejimleri bile yapmamıştır.
Böyle bir korkuyu insanların aklına düşürmek bile en hafif deyimle ahlaksızlıktır.
**
Kısaca pandeminin yaydığı puslu havadan da kuvvet alarak ekonominin her hassas alanında yalan-yanlış söylemlerle bireyler tedirgin edilmeye çalışılmaktadır. BES’le ilgili de benzer yalan haberler servis edilmiş, konuya yabancı (bilgi eksikliği olan) sistemin içindeki vatandaşlar da paniklemiştir.
Devletin garantör olduğu, katkı verdiği, ciddi tasarrufların biriktiği ve tasarrufların uzun vadeli fon olarak yatırımları desteklediği doğru bir sistemi sabote etmenin ve bilmeden bu zihniyete destek vermenin çok büyük sorumluluğu-vebali vardır.