BES’te yeni dönem başlıyor

1 Temmuz’da yürürlüğe girecek emeklilik fonlarını yılda 6 kez yerine 12 kez farklı yatırım araçlarına dağıtma ve yeni yasayla 18 yaş altına BES yapılabilme imkânı tasarruf miktarını artırarak sistemi büyütecek.

ABONE OL
GİRİŞ 23.06.2021 15:18 GÜNCELLEME 23.06.2021 15:18 EKONOMİ
BES’te yeni dönem başlıyor

Yaşar Üniversitesi İşletme Fakültesi Ekonomi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Serpil Kahraman, 18 yaş altı yaklaşık 23 milyon potansiyel yeni tasarruf sahibiyle yeni düzenlemenin kısmen de olsa tasarruf açığına katkı sağlamasının beklendiğini ifade etti.

18 yaşın altında BES’e dahil olanlara da yüzde 25’lik devlet katkısı sağlanırken; eğitim, evlilik, konut alımı gibi sebeplerle birikimlerini kısmi olarak çekme hakkı tanıyor. Böylece, tasarrufa erken yaşta başlanması, küçük tasarruflarla ileride büyük birikimlere ulaşılması hedefleniyor.

Dr. Kahraman, “Halihazırda BES’te en az 10 yıllık pirim ödemesiyle bireyler yüzde 25 devlet katkısı da alarak sistemden 56 yaşında emeklilik hakkı elde edebiliyor. 1 Temmuz 2021 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek yeni düzenlemeyle birlikte bir diğer değişiklik ise yılda 6 kez olan fon dağılım değişiklik hakkının yılda 12’ye çıkarılmış olması. İlaveten, katılım sahipleri mevcut tüm emeklilik yatırım fonlarını kullanarak emeklilik portföylerini belirleyebilecek. Ayrıca, Emeklilik Reform Paketi kapsamında, emeklilik hizmeti veren vakıf ve sandık birikimlerinin de 2023 yılına dek BES’e aktarımına imkân sağlandı. İlgili düzenlemeyle birlikte fona aktarıma konu olacak potansiyel birikim bedeli de yaklaşık 50 milyar TL” dedi.

Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) verilerine göre, 11 Haziran 2021 itibariyle sistemin 6 milyon 904 bin 521 katılımcıya ve 21 milyar TL’yi aşan devlet katkısı ile toplam 170 milyar TL’yi aşan fon büyüklüğüne ulaştığını belirten Dr. Serpil Kahraman, “2020 yılı sonunda katılımcı başına ortalama katkı payı tutarı 20 bin 115 TL’ye ulaşmış durumda. Katılımcı yaş grubuna baktığımızda yüzde 32,93’ü 35-44 yaş arasındayken 25 yaş altı katılımcı oranının ise yalnızca yüzde 4,2 olduğu görülüyor. 18 yaş altına BES imkânı ile birlikte bu oranın artması bekleniyor. Katılımcı sayısına baktığımızda ise nüfus yoğunluğuyla paralel olarak, Mayıs sonu itibariyle İstanbul 1 milyon 881 bin 427 kişi, Ankara 629 bin 451 kişi ve İzmir 472 bin 784 kişi ile ilk üç ilimiz. Son üç ilimiz ise 3 bin 186 kişi ile Bayburt, 4 bin 372 kişi ile Ardahan ve 4 bin 915 kişi ile Kilis. Ege Bölgesi’nde ise İzmir’i 134 bin 788 katılımcıya Muğla ve 110 bin 802 katılımcıyla Manisa takip ediyor” dedi.

Aylık prim ödemelerine yüzde 25 ek devlet katkısı

İçinde bulunduğumuz dönemde de toplam BES talebinin, temkinli bir artışı beraberinde getireceğini düşündüğünü dile getiren Serpil Kahraman, “Salgın sürecinde BES birikimlerimizi nasıl değerlendirmeliyiz” sorusunun da yanıtını verdi.

Kahraman, “Salgın gibi herhangi bir beklenmeyen durumun ekonomide ilk etkisi, borsa üzerinde görülür. Bilindiği üzere hisse senetleri, yüksek getiri olduğu kadar yüksek riski de içeren bir yatırım enstrümanı. Borsadaki düşüş, döviz kur fiyatlarında ise yükseliş, finansal piyasalarda ilk ve en hızlı gözlenen etkidir. Belirsizlik durumlarında güvenli liman diye tabir ettiğimiz altın, döviz ve vadeli mevduat öncelikle tercih edilen yatırım araçları olup hazine bonosu, devlet tahvili, repo gibi kıymetli evrakları da bu gruba katabiliriz. BES’in en önemli özelliği, bilindiği üzere aylık pirim ödemelerinize yüzde 25 ek devlet katkısı sunması. Kendi bütçe dengenize göre belirlediğiniz primleri, ek ödemelerle veya süreç içinde prim tutarınızı arttırarak emeklilik gelirinizi de arttırabilirsiniz. Sistemin bir diğer özelliği ise emeklilik primlerinizi diğer bir ifadeyle emeklilik fonlarınızı, yine kendiniz veya fon danışmanlarının yönlendirmesiyle yeni düzenlemeyle yılda 12 kez değiştirebilirsiniz. Risk algınız, getiri beklentiniz ve tabi ekonomik değişkenler ışığında emeklilik fon tutarınızı farklı yatırım araçlarına dağıtabilirsiniz. Şöyle ki emeklilik fonlarınızı diğer bir ifadeyle primlerinizi, bir sepet gibi düşünelim. ‘Ne kadar prim ödeyebilirim ne kadar risk alabilirim veya getiri beklentim nedir’ gibi soruları kendimize yönelterek, tek bir yatırım aracından ziyade, altın, döviz, yatırım fonları, hisse senetleri gibi farklı yatırım araçlarından kendimize bir emeklilik yatırım sepeti oluşturabiliriz. Aynı şekilde yatırım araçlarının geçmiş performansları da yol gösterici olacaktır. Ayrıca banka ya da sigorta şirketleri, BES fon danışmanları veya yıl sonu yatırım araçları tahminleri de bu hususta destek olacaktır. Bu sayede olası risk ve beklediğimiz getiri arasında denge de kurmuş oluruz” şeklinde konuştu.

Genel olarak yatırım araçları arasında sıklıkla değişiklik yapmanın ve hızlı hareket etmenin özellikle belirsizlik durumlarında çokça gözlenen bir yatırımcı davranışı olduğunu belirten Kahraman, “Oysa ki yatırım aracı türüne göre değişmekle birlikte belirli bir süre değerleme seyrini izlemek daha doğru olacaktır. Tekrar belirtmeliyim ki fon dağılımı kesinlikle kişinin risk kabulleniş düzeyi, beklentisi, geliri gibi birçok faktöre göre değişir. Fon portföyümüzü oluştururken, küresel ekonomik, siyasi vb. birçok faktörün piyasaları etkilediğini unutmamak gerekir; ancak tasarruflarımızı finans sisteminin dışına da çıkarmamalıyız. Zira ‘Yastık altı’ diye tabir ettiğimiz şekilde tasarruflarımızı banka ve finans sisteminin dışında tutmak, getiriden vazgeçmemiz anlamına gelir. Öte yandan, tasarrufların finans sisteminin dışına çıkması, yatırım tasarruf kredi dengesini, diğer bir ifadeyle fon arzı ve fon talebi dengesini bozarak, ekonomide ciddi bir likidite kısıtına neden olmaktadır” diye konuştu.

KAYNAK : İHA