Dikkat çeken dolar yorumu: MB'den bir indirim daha bekliyorum

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, Merkez Bankası'ndan aralık ayında 100 baz puan indirim daha beklediğini söyledi. Politika faizindeki indirimin mevduatlara 1 puan olarak anında yansıdığını belirtti.

ABONE OL
GİRİŞ 29.09.2021 11:22 GÜNCELLEME 29.09.2021 11:27 EKONOMİ
Dikkat çeken dolar yorumu: MB'den bir indirim daha bekliyorum

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, BloombergHT'de ekonomik gelişmelere ilişkin soruları yanıtladı. Aran, TCMB’nin Kasım ayında yapacağı hareketi öne çektiğini, Aralık'ta 100 baz puanlık daha faiz indirimi beklediğini söyledi. Mevduat faizinin 100 baz puan indiğini aktaran Aran ''Para politikasında belirsizliği tesis etmek kolay. Sanayicinin belirsizliğinin para politikası aracılığıyla giderilmesi pek kolay değil. O yüzden belirsizliğin 6-8 ay devam edeceği, zor bir dönemden geçtiğimizi düşünüyorum'' dedi. Aran alınan tedbirlerle bireysel kredilerde yüzde 20 daralma beklediğini kaydetti

Aran'ın sözlerinden öne çıkan satırlar şöyle:

Tüm merkez bankalarının nasıl bir baskı altında olduğunu biliyoruz. Tüm dünyada merkez bankalarının yaptığı hareketler çok yakından takip ediliyor. Bizde de bir baskı oldu. Kasım ve aralık ayında beklenen indirim öne çekildi. TCMB'nin kasım ayında yapacağı hareketi öne çektiğini ve elini rahatlattığını düşünüyorum. TCMB'nin kasım ayında yapacağı hareketi öne çekerek özellikle Fed'in bize biraz daha rahat imkan sunduğu bir ayda yapmayı tercih ettiğini düşünüyorum

Normal şartlarda enflasyonda yıl sonunda bir düşüş eğilimi bekliyoruz baz etkisinden dolayı. 19-25 seviyesindeki enflasyonun eylül ayında artacağını ekimde yatay kalmasını, kasım ve aralık ayında düşmesini bekliyoruz

TCMB’den Aralık'ta 100 baz puanlık daha faiz indirimi bekliyorum

PİYASALARDA BELİRSİZLİK 6-8 AY DAHA DEVAM EDEBİLİR

Piyasa da öngörülebilirliği istiyor. Hepimiz aynı gemideyiz. TCMB'nin kararıyla ilgili herkes eleştiri hakkını saklı tutmakla birlikte ben bunun rasyonalize edilebileceğini düşünüyorum. Doğrusu yanlışına denk gelebilir. Çünkü konjonktür bize ileride faiz indirim imkanı sağlamayabilirdi.

FAİZ İNDİRİMİ SONRASI MEVDUAT FAİZİ DE 100 BAZ PUAN İNDİ

TCMB'nin faiz indirimi mevduat faizlerinde hemen etkisini gösterdi. Bunun ticari kredilere yansıması hemen gerçekleşir. Bunun bireysel kredilere yansıması geç olacaktır. Bunun nedeni de makroihtiyati önlemlerle orada maliyetlerin artmasıdır. Bu zaten istenen bir şeydir. Öngörülebilirlikle birleşmeden faiz tek başına etkili bir unsur değildir. Krediyi alacak kişilerin ikna olması gerekir. Bu da 2-3 ay sürebilir.


FAİZ İNDİRİMİ TEDBİRLER NEDENİYLE BİREYSEL KREDİYE YANSIMAZ

Faiz indiriminin bireysel krediye yansıması tedbirler dolayısıyla olmayacak. Rakamlara bakıldığında yatırımın katkısını görüyoruz. Şu an stokların eridiği ve üretimin arttığı bir dönemden geçiyoruz. Kur oynaklığının iki şekilde üretimi destekleyen yanı var. İhracat yapanlar kur arttığında ihracatlarını artırıyor. Üretim yapanlar ise ithalat pahalılaştığı için, içeride onun ikamesini yapabilir miyim diye düşünüyor.

YÜKSEK KUR BİLİNÇLİ TERCİH

Ben yüksek kurun bu kapsamda bilinçli bir tercih olduğunu düşünüyorum. Kur düşsün istenmiyor. O nedenle kur artışının, enflasyon etkisini hariç tutuyorum tabii, üretimi teşvik etmek için kullanıldığını sanıyorum.

ENFLASYONLA MÜCADELEYİ SIKI PARA POLİTİKASI İLE YAPAMIYORUZ

Enflasyonla mücadeleyi sıkı para politikasıyla yapma konusunda başarılı olamıyoruz. Bankalar Birliği'nde Hazine Bakanımızla yaptığımız toplantıda üretimi ve ihracatı fonlama konusundaki beklentilerini dile getirmişti.

YABANCI PARA MEVDUAT AZALMIYOR, CİDDİ EFEKTİF GİRİŞ GÖRÜYORUZ

Bireysel kredilerde vade sınırlaması açısından 50 bin sınırının isabetli olduğunu görüyorum. Bu tutarda yüzde 45'lik bir seviyeye karşılık geliyor. Bireysel krediler tarafında yüzde 20'lik daralma olabileceğini düşünüyorum. Yerinde bir karar bu. 50 bin liraya kadar olan bölüm geçim sıkıntısıyla borç çevirme ile ilgiliyken, üzerindeki bölüm lüks tüketimle ilgili. Enflasyonu indirmeden kredi maliyeti düşmez. Kredi maliyetlerini daha da düşürmek istiyorsak enflasyonu da indirmemiz lazım.

Dolarizasyon konusunda çok uç bir noktadayız. Dolarize olmuş durumdayız. Müşteri davranışı olarak bu yıl her kur arttığında tasarruf sahibinin TL'ye geçtiğini görüyoruz. Yabancı para mevduat azalmıyor, çünkü ciddi bir efektif girişi görüyoruz.

YIL BAŞINDAN BU YANA 4 MİLYAR DOLAR DÖVİZ BOZDURULDU

İş Bankası'nda 4 milyar dolarlık döviz mevduatı çıkışı vardı ama 5 milyar dolarlık efektif girişi yaşandı. Bunun sisteme giriyor olması çok önemli. Kurda bu seviyeler vatandaşın dolarize olduğu değil, bozduğu seviyeler. Ben bu durumun sermaye piyasalarına daha olumlu katkı sunacaktır. TL mevduattaki büyüme önümüzdeki dönem artacaktır. Büyük oranda bu büyüme dolardan çözülme, kredi büyümesi ve yüksek enflasyondan olacaktır.

BANKALARIN SERMAYELERİ YETERLİ, BÜYÜMEYİ FİNANSE EDEBİLİRİZ

Önümüzdeki sene seçim ekonomisi olacağı için kredi büyümesi kaçınılmaz olacaktır. Bankaların sermayesi yeterli büyümeyi finanse edebileceğini düşünüyorum. Yüksek kur ve bu fiyatlar yabancılar için fırsat yaratacaktır. Yabancı girişinin de tekrar başlayabileceğini düşünüyorum. Dolayısıyla bu iskontonun mutlaka düzeltmesi yapılacaktır.

BDDK'nın 30 Eylül'de takipteki alacaklar açısından daha önce belirlenen düzenlemeleri sonlandırmasıyla bilançolara 22-24 milyar TL yük gelecektir. Yüzde 3,6 civarında olan takipteki alacak rasyosunda ise 55 baz puanlık artış bekliyorum. Bu da ilave sermaye ihtiyacı açısından belirleyici olacaktır. Bankacılıkta sermaye artışı söz konusu olabilir. Sermaye desteği olursa çok daha rahat olur. Sermaye benzeri kredi ihraçları artacaktır. CDS ve faiz oranları buna imkan vermezse sermaye yeterlilik oranları aşağı çekilerek bu büyümeyi sağlayabiliriz. Tier 1 benzeri ihraçlar sektörü rahatlatacaktır.

İZİN OLSA BU FİYATLARDAN TÜM KAĞIDIMI GERİ ALABİLİRİM

400'ün üzerindeki CDS seviyesiyle mümkün değil tabii bu. 350'lerin altı bunun için uygun olacaktır. Uluslararası konjonktürde maliyetlerde yüzde 7-8 bandı da söz konusu olursa bunu her banka düşünecektir.

TÜFE’NİN YÜZDE 15-17 BANDINDA OLMASINI BEKLİYORUZ, KREDİ BÜYÜMESİ DE BU DÜZEYDE OLUR

Yüzde 5'lik büyüme beklentisinden yola çıkarsak 2022'de enflasyonda yüzde 15-17 bandı olur. Enflasyonun üzerine çıkacak bir kredi büyümesi de beklemem. Normal şartlarda enflasyon beklentimiz tek hanelere inmesi yönündeydi. Enflasyon inmediği için özkaynak karlılığımızı artırmak durumundayız. Bankaların da yapısal reformlara ihtiyacı var. Özellikle giderler tarafında. Enflasyona yakın bir özkaynak karlılığı başarı olur.

Gelir dağılımındaki bozulma tüm planları alt üst edebilir. İhtiyacı gidermeden ihtiyaç kredilerini kısıtlayacak önlemlerin olumsuz etkileri olabileceğini düşünüyorum.

Yüzde 3,5'lik bütçe açığı ekonomiyi desteklemek için alan sunuyor.