Eksim Enerji CEO’su Arkın Akbay’dan iklim değişikliği ile mücadele çağrısı!
Yenilenebilir enerji kaynaklarına daha hızlı geçiş, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin geriye döndürülmesi yolunda büyük önem taşıyor.
ABONE OLBirleşmiş Milletler ‘İklim Halk Oylaması’ sonuçlarına göre dünya nüfusunun yüzde 72’si fosil yakıtlardan vakit geçirmeksizin uzaklaşılması gerektiğini düşünüyor.
Bununla beraber gelişmekte olan ülkelerin bu dönüşümde geri kalmamasının, dünya genelinde daha adil bir enerji geleceği inşa etmek için kritik bir adım olduğunu ifade eden Eksim Enerji CEO’su Arkın Akbay, “2023’te temiz enerji yatırımları rekor bir seviyeye ulaştı ve bu yatırımların üçte birinden fazlası Çin tarafından gerçekleştirildi. Dünya Ekonomik Forumu’nun ‘Etkili Enerji Dönüşümünü Teşvik Etme Raporu’na göre gelişmekte olan ülkeler, küresel nüfusun yüzde 65’ine sahip olmalarına rağmen temiz enerji yatırımlarına GSMH’lerinden yalnızca yüzde 15’ten az pay ayırabildi.
Sürdürülebilirliğin küresel çapta sağlanması yolunda adil bir enerji dönüşümü için gelişmiş ülkelerin finansal desteğinin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.” dedi.
Fosil yakıtlardan temiz enerji kaynaklarına geçiş ivme kazanmasına rağmen dünya coğrafyasında eşit koşullarda ilerlemiyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin yenilenebilir enerji yatırımlarını artırması hem ekonomilerin topyekûn güçlenmesi hem de iklim değişikliğine karşı daha etkin bir savunma hattı oluşturulması bakımından önem arz ediyor.
KÜRESEL NÜFUSUN YÜZDE 72’Sİ FOSIL YAKITLARDAN UZAKLAŞMAK İSTİYOR
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile Oxford Üniversitesi’nin ortak düzenlediği “İklim Halk Oylaması” kapsamında 77 ülkede 75 binden fazla katılımcıya iklim değişikliğine ilişkin 15 soru soruldu.
İklim değişikliğinin etkilerini ve bireylerin bu konudaki düşüncelerini öğrenmek üzere yapılan araştırmada, katılımcıların yüzde 80'i iklim değişikliğinin çok önemli bir sorun olduğunu, kendi yaşamları üzerinde doğrudan etkisi olduğunu ve hükümetlerin bir an önce çözüm bulması gerektiğini belirtti.
Diğer yandan küresel nüfusun yüzde 72’si fosil yakıtların kullanımının hemen sona erdirilmesi gerektiğini belirtti. İklim değişikliğinin etkileri ile ilgili bugüne kadarki en büyük bağımsız kamuoyu araştırması olan çalışmada katılımcılar, iklim değişikliğini tersine çevirmek için en önemli adımların temiz enerji kaynaklarına yönelmek, ormanları korumak, tarımı ve hayvancılığı ekolojik dengeye kavuşturmak ve çevre dostu olduğu ispatlanmış işlere destek olmak gerektiğini dile getiriyor.
“DOĞAYA BORCUMUZU YATIRIMLARIMIZLA ÖDÜYORUZ”
İklim değişikliği ve enerji üretimi arasındaki ilişkiyi araştırma bulguları ışığında değerlendiren Eksim Enerji CEO’su Arkın Akbay, “Birleşmiş Milletler’in İklim Halk Oylaması sonuçları, dünya nüfusunun büyük çoğunluğunun önemli bir farkındalıkla fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi hızlandırmamız gerektiğini ortaya koyuyor.
Bu dönüşümün hızı kadar adil şartlarda gerçekleşmesi de önemseniyor. Eksim Enerji olarak iklim değişikliğinin ekonomi ve sağlık başta olmak üzere oluşturduğu olumsuzlukları ve çarelerini dile getirerek farkındalığı artırmayı amaçlıyoruz ve tüm paydaşlarımızla birlikte temiz enerji kaynaklarına geçiş sürecine hız katıyoruz.
Doğaya borcumuzu yatırımlarımızla ödüyoruz. Dünya genelinde temiz enerjiye geçişin varlığımızı kaliteli sürdürebilmek ve nesillerimize daha rahat yaşanabilecek bir ortam sağlamak için bir zorunluluk olduğunu görüyoruz.
Ekosistemi eski haline getirme çabasının toplumların sosyoekonomik kalkınmasını desteklemesi, artık bireyler tarafından da tartışmasız olarak kabul ediliyor ve durumu memnuniyetle gözlemliyoruz.” dedi.
KÜRESEL TEMİZ ENERJİ YATIRIMLARI 2020’DEN BU YANA YÜZDE 40 ARTTI
Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) araştırma raporundan örnekler sunarak gelişmekte olan ülkelerin yenilenebilir dönüşüm yolunda daha fazla desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Akbay, “Küresel temiz enerji yatırımları 2020’den bu yana yüzde 40 arttı. 2023 yılında ise temiz enerji yatırımları rekor bir seviyeye ulaştı ve bu yatırımların üçte birinden fazlası Çin tarafından gerçekleştirildi. Buna karşılık, gelişmekte olan ülkeler, küresel nüfusun yüzde 65’ine sahip olmalarına rağmen temiz enerji yatırımlarına GSMH’lerinden yalnızca yüzde 15’ten az pay ayırabildi.
Bu dünyayı paylaşıyoruz, doğayı, insanı korumak ve geliştirmek hepimizin varlık sebebi. Gelişmiş ülkeler dönüşümün önderliğini üstlenmiş durumda ve hız kesmeden ilerliyorlar. Adil bir dönüşüm için yalnızca talep etmek yeterli olmuyor, hayata geçirebilmek için kaynakların adil paylaşımı öne çıkıyor.” dedi.
BİREYLERİ KENDİ TOPRAKLARINDA KALKINMAYA YÖNLENDİRMEK ZORUNDAYIZ
Açıklamalarını sürdüren Akbay, “Pandemi sonrası yeni üçlü çelişkimizin temelinde gelir eşitsizliğini azaltma hedefi yatıyor. Orta gelir grubunun yeniden güçlendirilmesi, küresel yoksullukla mücadelenin anahtarlarından biri olarak öne çıkıyor ve bu mücadelede yenilenebilir enerji dönüşümü hem enerji maliyetlerinin hem de iklim değişikliği ile ilgili giderlerin azaltılmasında kritik bir rol oynuyor.
Geniş kaynaklara doğru yaşanan göçü ancak yerel üretim ve kalkınma ile çözebiliriz. Yenilenebilir enerjiye daha hızlı erişim sağlayarak, bireyleri kendi topraklarında, değerleriyle birlikte kalkınmaya yönlendirmek zorundayız.” ifadelerini kullandı.