KAAN, ANKA-3 ve KIZILELMA güçlerini birleştirecek! Savaş tarihine yön verecek hamle
Türk yapımı beşinci nesil savaş uçağı KAAN’ın, ANKA-3 ve KIZILELMA insansız hava araçlarıyla gerçek zamanlı iletişim kurarak ortak operasyonlara öncülük edeceği bildirildi.
ABONE OLTürkiye'nin savunma sanayisindeki yenilikçi adımları, insanlı ve insansız hava araçları arasındaki etkileşimi yeni bir boyuta taşıyor.
YERLİ VERİ BAĞLANTISIYLA GERÇEK ZAMANLI KONTROL
Yurt dışı basında yer alan haberlere göre, KAAN’ın ANKA-3 ve KIZILELMA ile entegrasyonunu mümkün kılan temel unsur, ASELSAN tarafından geliştirilen yerli uçuş veri bağlantısı sistemi IVDL (Intra-Flight Data Link). Bu sistem, yüksek hızda veri akışı sağlarken, elektronik harp tehditlerine karşı güçlü bir direnç sunuyor.
IVDL sayesinde KAAN, yalnızca bir savaş uçağı olmaktan öte, hava sahasındaki insansız varlıkları komuta edebilen bir kontrol merkezine dönüşüyor. TOYGUN elektro-optik paketi ve pasif IRST sensörü KARAT gibi gelişmiş algılama sistemleriyle birleştiğinde, KAAN’ın hava muharebe ortamlarında hayatta kalma ve etkinlik kapasitesi önemli ölçüde artıyor.
BEŞİNCİ NESİL TASARIMA YENİLİKÇİ YAKLAŞIM
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından geliştirilen KAAN projesinin, 2010’ların ortalarında başlatıldığı ve Türkiye’nin savunma bağımsızlığı hedefinin temel ayaklarından biri olduğu belirtiliyor. Haberde, KAAN’ın Batı’daki F-22 ya da Rusya’daki Su-57 gibi beşinci nesil savaş uçaklarının ötesine geçerek, en başından itibaren insansız hava sistemleriyle birlikte çalışacak şekilde tasarlandığı vurgulanıyor.
Bu bağlamda, radar görünürlüğü düşük olan ANKA-3, keşif ve saldırı yeteneklerini birleştiren hibrit rolüyle dikkat çekerken; jet motorlu KIZILELMA ise yüksek hız ve saldırı kapasitesiyle “sadık kanat adamı” konseptinde KAAN’a tamamlayıcı bir görev üstleniyor.
YENİ MUHAREBE MİMARİSİNE GEÇİŞ
Haberde, insanlı-insansız ekip çalışmasını (MUM-T) mümkün kılan bu yapının, Türkiye’ye özellikle elektronik harp, derin taarruz ve hava savunma bastırma görevlerinde önemli bir taktiksel avantaj kazandıracağı ifade ediliyor.
IVDL bağlantısı, KAAN pilotlarının riske girmeden insansız hava araçlarını tehlikeli görev bölgelerine yönlendirmesini sağlıyor. Bu da, ABD Hava Kuvvetleri'nin hâlâ test aşamasındaki CCA (Collaborative Combat Aircraft) konseptine ya da Rusya’nın Su-57 ile eşleştirdiği Okhotnik SİHA’sına kıyasla, Türkiye'nin bu alandaki entegrasyonu operasyonel seviyeye taşıdığını gösteriyor.
BAĞIMSIZ OPERASYONEL GÜÇ
Geliştirilen bu dijital savaş ağı, Türkiye’nin NATO’nun komuta-kontrol ve istihbarat altyapısından (C4ISR) bağımsız hareket edebilme kapasitesini güçlendiriyor. Haberde, bu yeteneğin Türkiye’ye Doğu Akdeniz, Kafkasya ve Kuzey Suriye gibi yüksek gerilim bölgelerinde egemenliğini daha kararlı biçimde koruma imkânı sunacağı belirtiliyor.
YENİ ÇAĞIN KOMUTA MERKEZİ: KAAN
Son olarak, KAAN’ın ANKA-3 ve KIZILELMA’ya komuta edebilecek bir hava merkezi rolü üstlenmesi, Aselsan’ın IVDL teknolojisiyle birlikte Türkiye’yi insanlı-insansız ortak harekât dönemine taşıyan stratejik bir eşik olarak tanımlanıyor.
Bu gelişmenin yalnızca bir teknolojik güncelleme değil, Türkiye’nin hava gücünde doktrin seviyesinde bir dönüşüm hamlesi olduğuna işaret eden değerlendirmelerde, KAAN, ANKA-3 ve KIZILELMA’nın entegrasyonunun; özerklik, düşük görünürlük ve gerçek zamanlı kontrol gibi yetenekleri aynı anda sahaya yansıtabilen benzersiz bir savaş ekosistemi doğurabileceği ifade ediliyor.