Vatandaşın kanayan yarası: Asgari ücret zammı her şeye yansıyor… Peki çözüm ne?
Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yüksel Okşak, TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın açıklamalarını “son dönemin en net mesajları” olarak değerlendirerek enflasyon, faiz patikası ve ücret artışlarına ilişkin önemli uyarılarda bulundu.
ABONE OLUludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yüksel Okşak, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın dün akşam yaptığı açıklamalarını değerlendirerek, konuşmanın son dönemin en net ve piyasaya en açık mesajlarını barındırdığını söyledi.
Okşak, Karahan’ın enflasyonu bir “virüs” olarak tanımlamasının dikkat çekici olduğunu belirterek, “Enflasyonun uzun süre ekonomide kalmasının mücadeleyi zorlaştırdığını, izlenen sıkı para politikasının doğru reçete olduğunu net biçimde ortaya koydu” dedi. Karahan’ın özellikle enflasyonun yüzde 75’lerden yüzde 33 seviyelerine kadar gerilemesine vurgu yaptığını hatırlattı.
KASIM AYI GÖSTERGELERİ OLUMLU
Kasım ayı enflasyonuna ilişkin öncü göstergelerin olumlu olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Okşak, piyasada bazı aktörlerin bu gelişmelerin “faiz indirimi sinyali” olarak okunmaya başlandığını söyledi. Ancak buna rağmen enflasyon beklentileri konusunda hâlâ belirgin bir uyumsuzluk olduğunu ifade etti.
Okşak, 2026 yılı için kendi beklentisinin yüzde 23,5–25 aralığında olduğunu belirtti.
KİRA VE HİZMET ENFLASYONUNA VURGU
Karahan’ın hizmet sektörü, kira ve eğitim kalemlerindeki enflasyona yönelik değerlendirmelerinin önemli olduğunu söyleyen Okşak, kira artışlarının yakından izlendiğini ancak aylık bazlı “rijitliğin” devam ettiğini ifade etti.
TOKİ’nin kiralık konut hamlesine de değinen Okşak, “Bu adımı enflasyonla mücadele perspektifinden okumak gerekir” dedi.
ASGARİ ÜCRET VE FİYATLAMA DAVRANIŞI
Asgari ücret tartışmalarına da değinen Doç. Dr. Okşak, Türkiye’de ücret artışlarının tüm ürünlerde aynı oranda fiyat artışına dönüştüğünü belirterek bu durumun yapısal bir sorun haline geldiğini söyledi:
“Asgari ücrete yüzde 25 zam geliyorsa tüm ürünlere aynı oranda zam yapılıyor. Oysa bazı sektörlerde işçilik maliyeti toplam maliyetin yüzde 8’i, bazılarında yüzde 50’si. Her sektöre aynı oranda zam yansıması rasyonel değil.”
GELİR KAYBI İÇİN HEDEFLİ DESTEK
Bu nedenle iki yol bulunduğunu belirten Okşak, ya ücret artışlarının sıkı bir fiyat denetimiyle desteklenmesi gerektiğini, ya da ücret artışlarının daha düşük tutulup çalışanların gelir kaybının kira yardımı, çocuk yardımı, aile destek ödemeleri gibi sosyal transferlerle telafi edilmesi gerektiğini söyledi.
Ekonomik dengelerdeki bozulmaya dikkat çeken Okşak, hem düşük enflasyon döneminde hem de mevcut yüksek enflasyon sürecinde kaybedenin sabit gelirli kesim olduğunu vurguladı.
Merkez Bankası’nın ve ekonomi yönetiminin ücret artışları konusunda başlangıçtaki sert tutumunu bir miktar yumuşattığını söyleyen Okşak, bu durumun toplumdaki gelir kayıplarının kabul edildiğini gösterdiğini ifade etti.